NECDET BULUZ
Yukarıda başlığa aldığımız sözler Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’a ait. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile Moskova’da bir araya gelen Lavrov, İdlip konusunda yaptığı açıklamada “İdlib çok yönlü bir problem sivil ve silahlı muhalifler var. Sağlıklı muhalefeti engelleyen silahlı muhalifler var” diyor.
Hiç kuşkusuz Rusya ile ilişkilerimizde bölgesel sorunların yönünde atılacak her adım önemlidir. Ancak, bu adımlar Türkiye lehine bir sonuç vermiyorsa ya da vermeyecekse laf kalabalığının da bir anlamının olmadığını söylemeliyiz.
Suriye’de özellikle Türkiye için sorunlu bölgelerdeki sıkıntıların giderilmesi gerekirken, bu alanda işler daha da karmaşık hale dönüşüyor.
Nedenine gelince:
İdlip, Türkiye için çok önemlidir. Yanı başında menbiç ve öte tarafı terörist gruplarca kontrol ediliyor. Zaten Türkiye’nin en büyük sorunu çevremizdeki PYD/ PKK’lı silahlı teröristler değil mi? Bunlar ortadan kaldırılmadıkça huzur bulabilir miyiz?
Amerika’nın bu terör gruplarını nasıl silahlarla desteklediğini biliyoruz.
Suriye’de Esad ile birlikte hareket eden Rusya’nın İdlip gibi kritik bir yerleşim biriminde silahlı grupları yok edebilecek gücü yok mu? Önce bu soruya yanıt aramamız gerekiyor.
Kaldı ki, Rusya Dışişleri Bakanı görümlerde “Terörist gruplar saldırı hazırlığı yapıyor” endişesini de dile getirmiş.
İç kesimlerde kan kaybeden çeşitli terör örgütlerinin i İdlip’e sığındığı söyleniyor. Hatay’a komşu olan bu şehirde 40 bin kadar terörist ve 200 bin kadar sivilin varlığından da söz ediliyor..
Şimdi asıl sorun, bu terörist gruplara karşı bir saldırı yapılırsa sivil halkın Türkiye’ye doğru kaçmaya başlaması olacaktır. Bunun anlamı da en az 250 bin sivilin Türkiye’ye sığınması olacaktır.
Türkiye, bu saatten sonra artık bu yükü kaldırabilir mi?
İster istemez akıllara şu soru takılıyor:
Silahlı terörist grupların buralara yerleşmesine göz göre göre izin mi veriliyor? Daha sonra bunların bombalanması ile Türkiye’nin yeni bir göç dalgası ile köşeye sıkıştırılmasının mı hesapları yapılıyor?
Türkiye bu kapsamda olası göçü Suriye sınırları içinde tutmak için girişimlerde bulunuyor. Bu konuda da gereken çalışmaların yapıldığını görmekteyiz.
Bu satırlar yazılırken gelen yeni haberlere de göz atalım:
Bilindiği gibi Amerika ile ilişkilerimiz giderek geriliyor. Ortadaki sorunlara bir çözüm bulunamazken, yeni sorunlar da peş peşe geliyor.
Daha önce Suriye’deki terörist gruplara silah yardımı yapmayacağı sözünü veren Amerika, yine sözünde durmadı. Şimdi Suriye’deki 40 bin silahlı PYD/ PKK unsurlarına yeniden silah sevkiyatına başladı.
Yanı başımızda oyun içinde oyun oynanıyor.
Ne idlip, ne de Menbiç sorunu çözüme kavuşmadı.
Her alanda oyalanıyoruz.
Yazımızın başında da değindiğimiz gibi, görüşmeler “Hep olumlu geçiyor” deniliyor ama ortada somut bir şey göremiyoruz.
Biz, iletişim yollarının hep açık kalmasından yanayız. İlişkilerimiz sürmelidir. Ancak, Türkiye’nin de nefes alabileceği adımların atılmasını da beklemek hakkımız değil mi?
Dikkat edilecek olursa Rusya bile Suriye’deki terörist gruplar konusunda Amerika ile aynı çizgide hareket etmeye çalışıyor.
Türkiye ile dost görüntüsü atında teröristlerle de işbirliğinden vaz geçmiyorlar. Bizim için sıkıntılı ve tehlikeli olan da budur.
Biz hemen her yazımızda Rusya’ya doğrudan pek güvenmemek gerektiğinin altını kalınca çizmek zorunda kalıyoruz.
Rusya ile ilişkilerimizde turizm, ticaret ve vize konularında yumuşama var, bunlar mutlak şekilde iyiye giden olumlu gelişmelerdir. Ancak, Türkiye’yi rahatsız eden silahlı teröristler konusunda da aynı somut adımların atılması gerekiyor, işte biz bunu göremiyoruz.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın