Necdet Buluz
24 Haziran seçimleri sonrası iç hesaplaşma geçiren ana muhalefet Partisi CHP ile çiçeği burnundaki İYİ Parti’nin yerel seçimlerde ne yapabileceği tartışılıyor. 24 Haziran seçimlerinde seçmene büyük bir heyecan yaşatan, ancak beklenen sonuçları elde edemeyen iki muhalefet partisinin şimdi de yerel seçimlerde sıkıntı yaşayabileceği söyleniyor.
Ödüllü Siyasal İletişim Uzmanı Dr. Gülfem Saydan Sanver yaptığı değerlendirmede, 24 Haziran sonrası oluşan küskün seçmenle ilgili önemli bir tespit yaptı ve “Bu yerel seçimlerde CHP ve İYİ Parti’nin karşısına çok büyük bir fatura olarak çıkar” görüşünü ortaya koydu.
Sanver’in önce şu görüşüne yer verelim:
“Küskün seçmen, muhalefet açısından çok tehlikeli! Çünkü bugüne kadar özellikle CHP seçmeni, hakikaten partisine çok sahip çıkan bir seçmen davranışı sergiledi. Ben ilk kez 24 Haziran seçimlerinden sonra CHP’li seçmenlerde bu kadar büyük bir kırgınlık ve küskünlük olduğunu görüyorum. Hatta ilk kez seçmen kaybetme duygusu değil, terk edilme duygusu yaşıyor. Bu seçmen grubunun yarattığı en büyük risk, sandığa gitmemek olabilir. Aynı durum aslında İYİ Parti seçmeninde de var. Bu durum yerel seçimlerde tabii ki CHP ve İYİ Parti’nin karşısına çok büyük bir fatura olarak çıkar. Yapmaları gereken şey; özeleştirilerini açıkça ortaya koyarak, değiştiklerine seçmenlerini ikna etmektir. Bunun için de çok fazla zamanları kalmadığını düşünüyorum.”
Bu noktada hemen vurgulayalım:
Muhalefet, içinde bulunduğu sorunları bir kenara bırakıp, Mart ayında yapılacak olan yerel seçimlere hazırlanmalıdır. Eğer, bu dağınıklık sürerse, elindeki mevcut belediyeleri bile koruyamayacak duruma gelebilirler.
Biz, yazdığımız yazılarda “Siyaset uzun soluklu bir maratondur” dedik. Bugün yine aynı görüşteyiz. Eğer, siyaset meydanında başarı yakalanmak isteniyorsa, bunun kuralları vardır ve her parti bu kurallara uymak durumundadır.
Kendi iç sorunlarını çözmemiş bir partiye seçmen güvenmez. Kaldı ki, siyasi partiler kendi tabanları dışında da seçmenleri etkilemek oy almak durumundadırlar. Başarı ancak böyle elde edilebilir.
Muhalefetteki kargaşa ve iç hesaplaşma, seçmeni her zaman düzenden yana eğilime yönlendirir. Bunu da yine Sanver’in şu açıklamalarında daha net görebilmekteyiz:
“Seçmen en çok ortada yaşanan belirsizliğe kızdı. Seçim geçesi doğru yönetilemeyen bir süreçti ve seçmende büyük bir terkedilmişlik duygusu yarattı. Ardından yaşanan süreç de doğru yönetilemedi. CHP sürekli demokrasiye gönderme yaparken seçim sonrasında parti içi demokrasiyi yasal çerçeveleri kullanarak sınırladı. CHP seçmeni ise önünde büyük bir yıpranmışlık manzarasıyla karşı karşıya kaldı. Biz yurtdışında da birçok seçim kampanyasında gördük ki korkan seçmen her zaman düzenden yana oy kullanıyor. Genelde korku toplumları sağ, muhafazakâr liderlere kayıyor. Erdoğan bu bakımdan kendisi için doğru bir seçim kampanyası kurguladı. Eski Türkiye’den bir korku yarattı; oraya geri dönme korkusu. Zaten bu korku da geçmişi hatırlatmak üzerinden nasıl bir geleceğin bizi beklediği yönündeydi. Seçmeni korkunun içine hapsetti. Muhalefet ise buradan umut vererek, bir kızgınlık yaratarak seçmeni çıkartmak yerine bir Erdoğan korkusu yaratmaya çalıştı. Korkunun karşısına korku koyduğunuz zaman kazanamıyorsunuz.”
İYİ Parti’de durum nasıl? Akşener partiyi toparlayabilir mi? En önemlisi da İYİ Parti yerel seçimlerde ne yapabilir? BU soruların yanıtını da yine Sanver’den dinleyelim:
“Aslında seçim kampanyası boyunca İYİ Parti’de ne Meral Akşener, ne de parti yönetimi partiyi bir türlü konumlandıramadılar. Bu büyük sıkıntı yarattı. Meral Hanım bir sağ parti kurmak istedi. Ama bugün istifa edenlere bakınca da şunu görüyoruz: Herkes bambaşka sebeplerden ötürü istifa ediyor. Kimisi; yeterince Atatürkçü değil diyor. Kimisi; yeterince ülkücü değil diyor. Ama orada bence en tehlikelisi; Yusuf Halaçoğlu’nun da istifa ederken yaptığı açıklamada söylediği; yola çıkılanlarla yolda karşılaşılanlar diye bir ikilem yaratmış olmaları. Seçmen de bu kadar bölük bir parti ile bağ kuramaz. O nedenle önümüzdeki dönemde aslında Meral Akşener’in işi çok zor. Partiye bir konumlandırma sağlayıp, seçmeni onun etrafında birleştirmesi gerekiyor.”
Son söz:
Bu değerlendirmeler ışığı altında muhalefetin yerel seçimlerde de işlerinin zor olduğu görülüyor. Bugün, seçmen bugünkü düzene ayak uydurmaya çalışıyorsa, bunun en önemli nedenlerinin başında muhalefetin başarısızlığını da görmemiz gerekiyor.
Konu ile ilgili yazmayı sürdüreceğiz.
[email protected]
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın