Necdet Buluz
Ekonomideki belirsizlik ve riskin giderek büyümesi özellikle iş dünyasını daha da rahatsız eder duruma geldi. Dolar’daki uçuşu, Amerika ile ilişkilere bağlayanların yanı sıra, bunun ekonomimize zararının çok az olduğunu söyleyenler de var.
Artan ekonomik ve siyasi riskler nedeniyle dolar zirveden inmiyor. ABD ile temaslarda bulunan Türk heyetinden ilerleme işareti gelmemesi nedeniyle kur 5.5035’e çıkarak rekor tazeledi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, piyasaların kısa zamanda toparlanacağına işaret edip ‘döviz bozdur’ çağrısı yapsa da veriler, yerli yatırımcının tam tersine hareket ettiğini gösteriyor.
Bazı ekonomistler, bugünkü sistem ile D9olar’ın ateşinin sönmeyeceğini, enflasyonun artacağını söylüyor ve “Faizler artmazsa ekonomi daha da çıkmaza girebilir” vurgusu yapıyor.
ABD merkezli ekonomi ajansı Bloomberg’de yayımlanan bir analizde, TL’deki erimenin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı bazı ekonomik dogmalarını terk etmeye zorlayabileceği görüşüne yer verildi.
Ajansa konuşan analistler, Türkiye’nin faizleri artırması, harcamaları azaltması ve IMF’ye başvurması gerektiğini öne sürdü. Erdoğan’ın ekonominin aşırı ısındığını ve yavaşlaması gerektiğini kabul etmediği, yüksek faize sert şekilde karşı çıktığı ve mali teşvikleri savunduğu belirtilen analizde, U dönüşünün şart olduğu vurgulandı.
Yazıda görüşlerine yer verilen Londra merkezli Capital Economics’ten William Jackson, “Erdoğan’ınsonunda merkez bankası’na faiz artırması için izin vereceğini sanıyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 2 Aralık 2016’da yaptığı konuşmada, “Son günlerde bir döviz meselesi çıkardılar. Dolar şöyle oldu böyle oldu, ne olursa olsun. Yastık altında dövizi olanlar gelsin parasını altına, TL’ye dönüştürsün. Ne lüzum var dövize değer kazandıracağız” açıklamasında bulunmuştu.
Şimdi dikkat:
O dönem dolar kuru 3,4970’lerdeydi. Buna göre Erdoğan’ın ilk yastık altı çağrısından bu yana kur yüzde 57 artış gösterdi. Erdoğan ikinci yastık altı çağrısını ise geçenlerde yaptı. Erdoğan, 100 günlük eylem planını açıkladığı sırada “Buradan milletimize sesleniyorum, yastık altı dövizlerinizi, altınlarınızı çıkartın, gelin bunları TL’ye çevirin” çağrısı yaptı. Bu tarihten sonra da kurda yeni rekorlar geldi. Dolar geçen cuma 5.08’lerdeydi. Kurdaki artış son yastık altı çağrısından beri yüzde 8’i geçti.
Erdoğan, TOBB heyetiyle yaptığı toplantıda “Makul süre içinde her şey düzelecek. Piyasalar rahatlayacak. Hiç korkmayın, hepsi geçecek” mesajını verdi. Bu satırlar yazılırken kur ise yeni tarihi zirvesi olan 5.5035 lirayı görmüştü. Erdoğan’ın piyasaların rahatlayacağını söylediği günden beri kurdaki yükseliş yüzde 4’ü geçti.
Dolardaki son yükselişte bankacılar yerli yatırımcının satıştan çekildiğini ve yükselişin hızlandığını belirtiyor.
Şimdi de ekonomideki ve kurdaki son gelişmelere bakalım:
Aralık 2016’da 608.5 milyar liralık döviz tevdiat hesabı bulunuyordu. Haziran 2018 verilerine göre 895.6 milyar lira bulunuyor. Buna göre döviz hesapları 287.1 milyar lira arttı. Merkez Bankası verilerine göre ise yurtiçi yerleşiklerin yabancı para mevduat ve fonları 3 Ağustos itibarıyla 158.6 milyar dolar seviyesinde bulunuyor. Bu rakam TL bazında 872.9 milyar lira ediyor. 3 Aralık 2016’da yurtiçi yerleşiklerin yabancı para mevduatları 144.8 milyar dolar idi. Buna göre yabancı para mevduatlardaki artış dolarbazında 13.8 milyar dolar, TL bazında 75.9 milyar lirayı buldu.
Kur ne zaman rekor kırsa Erdoğan çağrı yapıyor ancak yatırımcı söze değil açıklanan ekonomik programa bakıyor. Avro kuru dün 6.3686 TL ile yeni rekora imza atarken İngiliz Sterlini 7.0815 ile zirve yaptı. Türkiye ile ABD ’nin devlet tahvil getirileri arasındaki fark 462 baz puan ile Nisan 2009’dan bu yana en yüksek seviyeyi gördü. Türkiye’nin beş yıllık kredi iflas takası (CDS) primi 2009’dan bu yana en yüksek seviye olan 370 baz puana yükseldi.
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın yeni ekonomik modelle ilgili açıklamaları da kurlardaki yükselişin önünü kesemedi. Akşam saatlerinde ABD ’deki delegelerin Türkiye’ye dönmesi ve belirsizliğin sürmesiyle kurlardaki yükseliş hızlandı. Borsada kazançlar geri verilirken Halkbank hisseleri yüzde 2 civarı düştü.
Demek ki, uygulanan ekonomi modelinde yanlışlar var. Bu yanlışlardan hızla dönülmesi gerekiyor. Konuyu da sadece Amerika ile ilişkilendirmenin yanlışlığından da kendimizi kurtarmalıyız.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın