Necdet Buluz
Sözü uzatmadan hemen özetleyelim:
Suriye Demokratik Güçleri (SDG)’nin terör örgütü PYD/PKK ile bağlantılı olduğu biliniyor. İşte şimdi bu grup Esad’ın görüşme çağrılarını kabul ederek Şam’da masaya oturdu. SDG görüşmelerde Fırat’ın Doğusunda özerklik isteğini ilan etti.
Bunun anlamı şudur:
SDG’nin arkasında Amerika güçleri var. SDG’liler de Amerika’dan izin almadan Suriye’de hiçbir konuda adım atamaz. Bu özerklik isteğinin arkasında da Amerika’nın varlığını görmemiz gerekiyor.
Daha açık biçimde Amerika, bugüne kadar koruduğu, kolladığı ve silahlandırdığı PYD/PKK güçlerini SDG gölgesi ile meşru hale getirmeye çalışıyor. Bizim için tehlikeli olan da budur.
Şimdi gelişmelere birlikte bakalım:
SDG savaşın başından beri ilk kez Şam yönetimi ile masaya oturdu. Suriye Demokratik Konseyi’nin iki eş başkanından biri olan Riad Darar, 25 Temmuz’dan bu yana mevkidaşı İlham Ahmed başkanlığında bir heyetin Şam’da Suriye hükümetiyle görüşmeler yürüttüğünü açıkladı.
Suriye’de kritik gelişmelerin yaşanmakta olduğunu görüyoruz. Ülkenin kuzeyi hariç tamamını muhaliflerden neredeyse tamamen temizleyen Suriye devlet güçlerinin şimdi hedefinden ülkenin kuzeyi bulunuyor. Bu temizlik hareketının arkasında Rusya’nın varlığını unutmamak gerekiyor.
Bölgeyi, ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyonun destek verdiği, omurgasını PKK’nın Suriye kanadı PYD’nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) kontrol ediyor.
Müzakerelerde belirlenmiş bir gündemin bulunmadığını, alt yapı hizmetlerinin yanı sıra siyasi konularla güvenlik konularının da ele alınabileceğini kaydeden Darar, “Sorunlarımızı kendi kendimize çözme vakti geldi” ifadesini kullandı.
Şam’da müzakereleri yürüten İlham Ahmed’in başkanlığındaki heyet, Suriye devletiyle müzakerelerin ilerletilmesi ve şiddetin sona ermesi konusunda anlaştıklarını açıkladı. Suriye’de savaşın sona ermesi için komiteler kurulması kararı alındığının ifade edildiği açıklamada, “Toplantı sonucunda diyalog ve müzakerelerin geliştirilmesi, Suriye halkı ve toplumunu tehlikeye atan şiddet ve savaşın sona ermesinin sağlanması, merkezi olmayan ve demokratik bir Suriye için yol haritasının oluşturulması amacıyla tüm alanlarda komiteler oluşturulması kararlaştırılmıştır” denildi.
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, ilk defa 31 Mayıs 2018’de ülkenin kuzeyini kontrol eden SDG ile diyalog çağrısında bulundu.
Esad, eğer diyalogla çözüm bulunmazsa, SDG’nin kontrolünde tuttuğu bölgeleri geri almak için güç kullanmaktan çekinmeyeceğini ifade etmişti. Suriye’nin kuzeyini kontrol altında tutan ve omurgasını terör örgütü PKK’nın Suriye uzantısı YPG’nin oluşturduğu SDG ile Suriye devleti arasında yapılacak herhangi bir anlaşma, ABD’nin Suriye politikasına ilişkin tartışmaları yeniden gündeme getirecek.
ABD, terör örgütü DEAŞ ile mücadele kapsamında SDG’nin kontrolü altında bulunan bölgeye zaman içinde 2 binden fazla askerini konuşlandırdı.
Şam’da gerçekleştirilen ilk doğrudan görüşmelerde, SDK’nin Fırat’ın doğusunda bir otonom yapıya sahip olmak istediği ve bunun için bastırdığı ifade ediliyor.
Konuyla ilgili Şam cephesinden henüz resmi bir açıklama gelmezken Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, daha önce yaptığı bir açıklamada, ülkedeki Kürtler dahil tüm oluşumları “geçici yapılanmalar” olarak nitelendirmişti.
Diğer yandan ABD’nin özellikle IŞİD’le mücadele sırasında sağladığı askeri ve siyasi desteğin ardından Kürtlerin Şam yönetimiyle doğrudan görüşmelere geçmesine Washington’un nasıl tepki vereceği merak konusu olmuştu. Çünkü uzmanlar, Washington’un çelişkili açıklamalar yapan Kürtlere bundan böyle daha temkinli yaklaşacağını dile getiriyor.
Suriye’deki bu gelişmeler Türkiye’yi yakından ilgilendiriyor. Eğer, SDG, Fırat’ın Batı’sında özerk yapıya kavuşursa burası PYD/ PKK güçlerinin eline geçmiş olacak. Bu da etrafımızın terör örgütlerince sarılması ve tehdit altında bulunmamız anlamına geliyor.
Ankara, NATO müttefiki olan Washington’dan terörist olarak tanımladığı Suriye’deki gruplara ve yapılara desteğini derhal sonlandırmasını istiyor. Bu konuda yapılan açıklamalarda da böylesi emrivaki gelişmelere seyirci kalınmayacağının altı çiziliyor.
Suriye’de sular ısınacak gibi görünüyor. Bu da hiç kuşkusuz giderek gerilen Türkiye-Amerikan ilişkilerini daha da çıkmaza sokabilir.
[email protected]
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın