Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 10’ncu Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika (BRICS) zirvesi kapsamında 26 Temmuz’da bir görüşme yapmışlardır. Bu görüşmede sayın Cumhurbaşkanı, “Aramızdaki her türü dayanışma birilerini de gerçekten kıskandırıyor” demiştir. Bu açıklama Türkiye’de yaşayan Kırım kökenli Türk vatandaşlarını üzmüştür. Çünkü Kırım Türklerinin anavatanı Rusya tarafından işgal altındadır. Bu durumda Rusya ile ilişkileri acaba kimler kıskanmaktadır? Eskişehir Kırım Derneği eski Başkanı ve Kırım Gelişim Vakfı kurucu üyesi olarak ben ilişkilerin gelişmesini kıskanmadım. Fakat, Rusya’nın Kırım’ı uluslararası hukuka aykırı olarak işgalini de uygun bulmamaktayım.
Sayın Cumhurbaşkanının demecinden 2 gün sonra işgal edilen Kırım’daki insan hakları ihlallerine dikkat çeken Kanada, 28 Temmuz’da Rusya’yı hedef alan bir açıklama yapmıştır: “Kırım’daki yargı yetkisini tanımadığımız mahkemeler tarafından mahkum edilen ve Rusya’ya sevk edilen Oleg Sentsov de dahil olmak üzere Kırım’da yasa dışı olarak tutuklanan tüm Ukrayna vatandaşlarını serbest bırakma çağrısında bulunuyoruz. Kırım Tatar nüfusu ve tarihi mirasına kötü muamele yapılarak, Kırım’ın zengin kültürel mirası da Rusya tarafından hedef alındı.”
Kırım’ın yasa dışı işgalinin uluslararası normları ihlal ettiğini ve hiçbir ülkenin sınırlarının güç kullanarak değiştirilemeyeceğini vurgulayan Ottawa’nın açıklamasında, “Kanada, Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne saygı duyduğunu teyit ederek Rusya’nın Mayıs 2018’de açtığı Kerç köprüsünü ve Kırım yarımadasını Rusya’ya zorla entegre etmek için aldığı diğer önlemleri kınıyor” denilmiştir. (Canada reaffirms its continued commitment to the territorial integrity of Ukraine and condemns the actions taken by Russia to forcibly integrate the Crimean Peninsula into Russia, including through the opening in May 2018 of a bridge across the Kerch Strait,
ABD Dışişleri Bakanlığı da 2014 yılından buyana Rus işgalinde olan Kırım’la ilgili bir bildiri yayınlamıştır. ABD’nin 25 Temmuz‘daki Kırım Bildirisi, bütün dünyada büyük yankı uyandırmıştır: “Rusya, Ukrayna’yı 2014’te işgal etmesi ve Kırım’ı ilhak etme girişimi yoluyla, demokratik devletlerin paylaştığı bir anayasa prensibini zayıflatmaya çalışmıştır. Hiçbir ülke bir diğerinin sınırlarını zor kullanarak değiştiremez.” (Russia, through its 2014 invasion of Ukraine and its attempted annexation of Crimea, sought to undermine a bedrock international principle shared by democratic states: that no country can change the borders of another by force,
ABD’nin ardından Polonya da aynı içerikte bir bildiri yayınlamış, İngiltere ve Almanya da bildiriye katıldıklarını açıklamışlardır. Dışişleri Bakanı Michael Pompeo‘ya atıfla yayımlanan bildiride Rusya kınanmış, yasa dışı hamlenin kesinlikle tanınmayacağı vurgulanmıştır. İngiltere, Almanya, Kanada, Polonya, Litvanya, Danimarka ve Letonya Pompeo’nun Kırım bildirisini desteklediklerini açıklamışlardır. Fakat Türkiye’den bu konuda ciddi bir tepki gelmemiştir.
Her iki bildirinin de 26 Temmuz’dan bir gün önce ve iki gün sonra yayınlanmış olması acaba bir tesadüf müdür? Bana soransanız değildir.