İsrailli Yahudiler kendilerini ırkçı bir Tanrı tarafından seçilen ve ırkçı kutsal insanlar olarak saydılar.
Tüm uluslara ışık tutan ırkçı ideolojilerini yeni bir yasa ile taçlandırdılar!
19 Temmuz’da İsrail parlamentosu, Yahudi üstünlüğünü devletin yasal temeli olarak yücelten ” Yahudi Ulus Devlet Yasası”nı kabul etti…
*
Yasa, Filistin’deki İsrail kolonisini yalnızca “Yahudi halkına” ait bir devlet olarak tanımlıyor.
İsrail Devleti işbu ırkçı temel yasa ile tüm nufusun yüzde 50’sini oluşturan Filistinlilerin vatandaşlığını tamamen ortadan kaldırıyor.
Filistinlileri acımasızca bastırmaya dayanan bir garnizon devleti gerçekliği ile uyumlu hale gelirken,
İsrail’in Ortadoğu’daki tek demokrasi olduğu biçimindeki iddiaya da son vermiş bulunuyor.
*
Yasa, Yahudi halkına tarihi vatan saydığı İsrail topraklarında, kendilerine özgü dini, kültürel ve tarihi hakları üzerinden kendi kaderlerini tayin hakkı veriyor.
Milliyetçi denmez aslında ırkçı yasa; İsrail’ in kimliğini Yahudi halkının ulusal devleti şeklinde tanımlıyor.
Lâik kanunların çıkış noktasını Yahudi prensiplerine bağlıyor : Kudüs, İsrail’ in baskentidir : Resmi dil İbranice’dir, İbrani Takvim’i kullanılacaktır : Ülkenin ulusal bayramları ile Yahudi dini bayramları arasındaki fark kaldırılmıştır : Dünya Yahudilerine arzu ettiklerinde İsrailli olma hakkını veren Geri Dönüş Kanunu’nu teyit edilmiştir.
Yeni göçmenleri barındırmak için yeni Yahudi kolonileri ve bu kolonilerin genişletilmesi ulusal bir görev addediliyor.
Ve İsrail’in başkenti Kudüs’ün birleşmesi şart koşulurken, Yahudi vizyonu alenen açık ediliyor…
*
Uluslararası yasaları, BM kararlarını, barış sürecini, siyasi anlaşmaları ve en önemlisi insan ahlakını ihlal eden,
Bu yasa Yahudilere imtiyazlar tanırken yerli Filistinlilerin hakları geçersiz kılıyor.
Filistinlilerin varlığını tamamen ortadan kaldırılırken;
Uluslararası yasalarla garanti edilen Filistinlilerin ve Filistinli mültecilerin kendi topraklarındaki mülkiyet hakları iptal oluyor.
Tarihleri, dilleri, kültürleri, dinleri ve insanlıkları reddediliyor.
Filistinliler için artık en tehlikelisi daha fazla etnik temizliğe uğratılmaktır…
*
Kısacası, İsrail’in “Yahudi Ulus Devlet Yasası” Filistinlilere karşı açık bir ayrımcılıktır.
Yüzyıl önce başlayan Yahudi ayrımcılığının,bugün Yahudi Ulusal Devlet Yasası’na varıncaya kadar geçen süresi yavaş yavaş yoğunlaşan uzun bir geçmişe sahiptir.
İsrail, Filistinlilerin herhangi bir toprağı satın almasına veya kiralamasına izin vermez, çünkü İsrail hükümeti tüm Filistin’i Yahudilere verilen kutsal topraklar olarak kabul ederdi.. Hâlâ Filistin kasabalarını kutsal Yahudi toprağına sızan kirleticilerin marifeti sayıyorlar.
Bu yüzden İsrail hükümetleri Filistinli evlerin ve köylerin kademeli olarak yıkılması politikası izliyor.
Filistinlilerin varlığı ancak köle olarak algılandığı sürece tolere ediliyor.
Çünkü onların Tanrı’nın seçilmiş insanlarına hizmet etmek üzere insan bedenlerinde doğan hayvanlar olduğuna inanılıyor.
*
Yahudi Ulus Devlet Yasası, Nazi’lerinin “Deutchland über alles- Her şeyden önce Almanya” sloganından daha kötü bir ırkçılığın en somut örneğidir.
Yeni bir apartheid yasasıdır.
Yahudiler, Nazi ırkçılığının ve nefretinin kurbanları olduklarını iddia ederler,
Ancak şimdi çıkardıkları “Yahudi Ulus Devlet Yasası” ile hiçbir istisna olmaksızın tüm ırkçılara parmak ısırtıyorlar!
İlk olarak İbranilerin Kutsal Kitabı ile gelen, ardından Talmud’da ve diğer kutsal metinlerde daha da kapsamlı bir şekilde incelenip yorumlanan;
İnanç, felsefe ve yaşam biçimleri çirkin ırkçı karakterlerini ortaya çıkarıyor.
İsrail’de ırkçılık ve nefret istisna değil sosyal ve dini normları oluşturuyor…
*
Öyle ki, ırkçılık; Yahudiliğin ya da Siyonizmin en temel taşı ve Siyonist koloninin içsel bir özelliğidir.
Yahudiler sadece tüm goyimlere karşı ayrımcılık yapmazlar!
Kendi aralarında Ashkenazim , Haredim, Mizrahim, Sephardim ve siyah Afrikalı Yahudilere, Doğu Yahudilerine, Rus, Avrupalı ve Amerikalı Yahudilere de ayrımcılık yaparlar.
Bu ırkçılık o kadar güçlüdür ki, mesela beyaz Yahudi İsrailliler, siyah Etiyopya Yahudi İsraillilere karşı düzenli olarak nefret suçları işlerler.
Aynı mahallede yaşamak ya da aynı yerlerden alışveriş yapmayı ya da aynı ofiste çalışmayı reddederler.
*
Bu ırkçılık bireysel Yahudiler, Yahudi çeteleri ya da belirli Yahudi İsrail mahalleleri ya da şehirleriyle sınırlı değildir.
Aynı zamanda devlet ve özel kurumlar tarafından benimsenen bir hükümet politikasıdır.
Devlet okullarında çocuklarının zihnine erken şekilde yerleştirilir.
Öğrencilere Yahudi ırkının özel bir ırk, kutsal bir ırk, tüm uluslara ışık olduğu öğretilir.
Onlar Tanrı’nın seçtiği insanlardır, diğerleri ise kirli ırklar olup bu dünyayı kirletenler ve Yahudi Mesih’in yeryüzüne gelmesi için yok edilmeleri ön şart olanlardır.
Bu yüzden İsrail’in tanrısı soykırımcı bir tanrıdır ve İsrail’in bugün de soykırımcı olmasında şaşılacak bir şey yoktur...
*
Ne yazık ki, İsrailiyat ve İsrail’in ırkçılık ve ayrımcılığı; bulunduğu bölgedeki toplumlarda antitezinin oluşmasına yol açmıştır.
Bilhassa İsrail’in kurulduğundan beri 8 savaş, sayısız anlaşma, ateşkesler ve barış girişimleri,
Özellikle 1967 Altı Gün Savaşında ele geçirdiği Suriye’den Golan Tepeleri, Ürdün’den Batı Şeria ve Doğu Kudüs de devam ettirdiği işgal ve işgal altında tuttuğu Filistinlilere karşı merhametsiz tavrı ve yayılmacı politikası ile komşu ülkelerle ilişkileri;
*
Sonuçta bugün İsrail’in kuşatan “Politik İslami Sistemde” takdim edilen İslam’ın bir barış dini olduğu efsanesini sona erdirmiştir.
Bugün dünyayı endişe, tehlike, cinayet ve yıkım kaynağı haline getiren,
İslam toplumlarında kutsallaştırılan dini fikirler ve metinlere dayalı ideolojiler gerçek İslamiyet’e meydan okuyor.
İşte bugün İsrail’i kuşatan Müslüman Kardeşler, HAMAS, Hizbullah ve daha bir çok İslamcı terör örgütü ve İran İslam Cumhuriyeti;
Kafirleri öldürüp dünyaya İslamı empoze etmeyi hedefliyor!
Mesela HAMAS dünyadaki en son Yahudiyi öldürüp bir İslam devleti kurmaya çalışan “İslam Tugayları” nın bir bölüğüdür.
Türkiye de Erdoğan liderliğinde hızla İslamcı ve Osmanlıcı bir rejime dönüşüyor.
*
Bu noktada çağdaş ülkeler ve Türkiye’de Kemalistler;
İsrail’in nihai amacının Büyük İsrail Projesi ile sadece Filistin’i değil, aynı zamanda tüm Ortadoğu bölgesini,
Hem ikinci aşaması hem de son olarak tüm dünyayı kolonileştirmek ve kontrol etmek olduğunda hemfikirdir. .
Şimdi Yahudi Devleti kimliği statüsünün Sünni-Şii -Yahudi gerilimine nasıl yansıyacağı konusu endişe veriyor…
26. 7. 2018
Bir yanıt yazın