Necdet Buluz
Her zaman şunu söylüyoruz:
Suriye’deki durum, Türkiye’yi her açıdan ilgilendiriyor. Suriye’de taşlar yerine oturmazsa bundan en fazla zarar görecek ülke de Türkiye olacaktır. Amerika’nın desteklediği, silahlandırıp eğittiği PYD/ PKK’lıların burada yuvalanması ve korunması da Türkiye için tehdittir. Kaldı ki, burada Kürt Devleti’nin kurulması çalışmaları da bütün hızı ile sürüyor.
Fırat’ın Doğusunda 60 bin kişilik Amerika’nın silahlandırdığı PYD/ PKK ordusunun var olduğu biliniyor. Müttefikimiz bunlar için “Bizim kara gücümüzü oluşturuyor” ifadesini kullanıyor. Daha açıkçası PYD/ PKK’dan vaz geçmeyeceğinin altını çiziyor.
Emekli Tuğgeneral Nejat Eslen, konu hakkı9nda yaptığı açıklamada Fırat’ın Doğusundaki bu gücün Türkiye için tehdit ve düşman güç olduğunu, bununla mücadelenin siyasi, diplomatik, askeri alanda terörle mücadele kapsamının çok üzerine çıktığını söylüyor. “Bunu terörle mücadele şeklinde tanımlayamayız. Tanımlamayı da doğru yapmamız gerekiyor. Tedbirleri de buna göre almak gerekiyor” diyerek yanı başımızdaki tehlikeye dikkat çekiyor.
Bir önemli nokta daha var:
Türkiye’nin güvenliğini tehdit eden birinci faktör PKK/PYD’dir. Bunu hafife de alamayız ve küçümseyemeyiz. Her ne keder sınır içinde ve sınırımız yakınlarında PKK’ya ağır darbeler indiriyorsak da, bu gücün büyük kısmının Suriye’de yuvalandığını ve Amerika’nın kontrolünde olduğunu unutmamız gerekiyor.
Türkiye’nin içinde bulunduğu bu durumu bazı Ortadoğu uzmanları dile getiriyor. Sıkıntıları ve çözüm yollarını ortaya koymaya çalışıyor. Gelecekte Türkiye’yi nasıl bir tehlikenin beklediğini vurguluyorlar.
Emekli Tuğgeneral Nejat Eslen’in de son derece önemsediği PYD/ PKK unsurları ve bölgenin geleceğini ilgilendiren gelişmeler hakkında söylediklerine kısaca göz atalım:
“PKK/PYD’nin belini kırmak demek, terör örgütünün umudunu yok etmek demektir. Terör örgütü dış güçlerin desteğiyle Orta Doğu’da bir Kürt devleti kurmayı amaçlamıştır. PKK/PYD’nin bu konuda başarı umudu çoğaldı. Orta Doğu’da Kürt devleti kurma olasılığı arttı. Putin-Trump zirvesinden sonra Suriye yeniden şekillenirken, adı ne olursa olsun Suriye’de Fırat’ın doğusunda bir Kürt devletinin oluşturulacağı görülmektedir. Çin ve Çin’in İpek yolu projesini engellemek için İran hedeftir. ABD, Suriye’de İran’ı uzaklaştırarak direncini kırmak istiyor. İran ile hesaplaşma, önce Suriye’de olacak. Suriye’deki gelişmeler de Türkiye için bir tehdit olarak gösterildi NATO’da. Suriye’deki İran varlığı Türkiye’ye tehdit olarak gösteriliyor. Kaygan jeostratejik alanda İran ile yapılacak hesaplaşmada Türkiye’nin Batı safında yer alması istenmektedir. ABD’nin Suriye’deki İran gücüne müdahale etmesi Türkiye’yi yanına çekmesi zorlu karar süreçlerini beraberinde getirecektir. Türkiye bocalamaktadır, Atlantik ile Avrasya arasında sıkışmaya başladı. Bugünkü meseleler ikinci dünya savaşından farklıdır. Hem F-35 uçağına hem de S-400 füzelerine sahip olmak mümkün değildir. Türkiye istese de, istemese de taraf olacaktır. Suriye denince Donald Trump ve ABD’nin aklına İsrail’in güvenliği geliyor. Suriye’deki iç çatışma da bu amaçla başlatıldı. Suriye’nin İsrail’e tehdit olmaması için karıştırıldı ve şimdi yeniden dizayn ediliyor.”
Burada duralım ve şu görüşlerimizi yansıtalım:
Suriye, çıkar çatışmalarının meydanı haline dönüşebilir.
İsrail için bölgede en önemli düşman İran’dır. İran’ın Suriye’deki varlığını tehdit olarak öne süren Suriye, Amerika’yı da arkasına alarak burada İran’a meydan okumaya hazırlanıyor. Demek ki Suriye’de taşların yerine oturması şu an için mümkün olmayacak.
Bu neyin göstergesi:
Suriye’deki karışık durum, burada PYD/PKK’nın da rahat hareket etmesi için bir varlık nedenidir. Amerika da bunun geleceğini ve sonuçlarını hesap etmiş ve bu nedenle eğittiği, ağır silahlarla donattığı PYD/ PKK unsurlarından vaz geçmiyor.
Durum böyle olunca her açıdan bu noktada zarara uğrayacak olan ülke Türkiye olarak öne çıkıyor.
Sorun hiç kuşkusuz bu kadarla da sınırlı kalmayabilir.
Yeni sığınmacı akını, yanı başımızda oluşturulmaya çalışılan Kürt Devleti ve terör örgütlerinin tehdidi de bizim için önemli gelişmelerin başında geliyor.
İşin ilginç tarafı, bu gelişmeler konusunda Rusya’nın da Amerika ile aynı çizgide olmasıdır.
Özetle, Suriye’deki aleyhimize gelişmelerden Rusya’dan da destek göremeyeceğiz.
Tüm hesaplarımızı buna göre yapmak, olası gelişmelere hazırlıklı olmak ve yeni stratejiler üretmek durumundayız.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın