Irak’a NATO üssü kurulacak
Geçen hafta Brüksel’de yapılan NATO toplantısında alınan kararların yavaş yavaş kokusu çıkıyor.
İki husus dikkati çekmişti. Birincisi, NATO Türkiye’yi güneyden gelen tehditlere karşı koruyacaktı. İkincisi de, Acil Müdahale Gücü 4*30 kurulacaktı.
Bugün, Amerikan Merkez Kuvvetler Komutanı Gn. Joseph Votel NATO’nun Irak’a üs kuracağını açıkladı.
NATO’nun üyesi olduğumuza göre, kurulacak bu üsse bizimde asker ve teçhizat göndermemiz gerekecektir.
Haçlıların Irak’ta kuracağı askeri güce, Türkiye’nin katkı vermesinin imkânsız olduğunu düşünen Derin NATO yöneticileri, Türkiye’yi bu kumpasa dahil etmek üzere, bu üssün amacının, Irak askerini eğitmek olarak tanımlamışlar. Irak/İran devletleriyle, Türkiye’yi karşı karşıya getirmek de gizli amaçları olsa gerek.
Ey NATO, sana ne… Irak askerinin eğitimi veya eğitimsizliğinden!
Bölgede yürütecekleri komplonun ikinci ayağı, bildiğimiz gibi, İran’a, Irak topraklarından gösterilecek tehdittir. Muhtemel İran saldırısını, yaygınlaştırmak, tüm AB ülkelerini içine alıp suçu/katliamı bölüştürmek. Ve meşrulaştırmak amaçlarını sezmek kehanet olmaz.
Öte yandan, dün, Türkiye’de bulunan, Amerikalı bir Bakanın başkanlığında, İran’a uygulayacakları ambargonun prosedürünü anlattılar. TOBB’de yapılan toplantıda, ABD’li bakan, şirketleri bu ambargoya uymazsanız sonuçlarına katlanırsınız şeklinde bir tehditte bulundu.
Gene bugün, PJAK İran güvenlik kuvvetlerine saldırdı. 11 askeri öldürdü. Aslında Amerika’nın İran saldırıları hiçbir zaman durmadı. 1953 yılında, Musaddık’a yapılan suikast ile başlayan ABD (o zaman İngiltere) İran saldırısı devam ediyor. Haçlı saldırıları demek daha doğru olacaktır.
Gene bu hafta, Amerikan Senatosunda, Türkiye’ye ambargo uygulaması için altı senatörün Yasa Tasarısı sunduğunu biliyoruz.
PEW Araştırma Firmasının Türkiye’de yaptığı bir kamuoyu araştırmasında, Türk halkının %72’sinin, NATO’yu düşman olarak tanımladığını görüyoruz. NATO yerine ABD’yi koyduğunuzdan, bu yüzdenin daha da yukarılarda olduğu kesindir.
Çare; Bölge ülkelerinin bölgeye saldıranlara karşı birlik olmalarındadır. İran, Irak, Türkiye, Azerbaycan ve Rusya birlikteliğinde söz ediyorum. Bu birlikteliğe Suriye’yi katmak olmazsa olmazdır.
Emperyalizm yürüttüğü finans sisteminin altında kalmıştır. Üretim sektörüyle finans sektörü ayrışmış, kendi içinde birliğini yitirmiştir. İçeride birliği sağlamak ve ekonomik olarak içinde bulunduğu zor durumdan çıkmak için saldırganlığı bir çare olarak, eninde sonunda kullanacaktır.
Ülkemiz insanına Amerika ve Batı’dan dostluk gelmeyeceğini anlatmamız geleceğimiz için acil bir görevdir.
21.7.2018