Seçimlerden sonra ilk uluslararası temaslarını NATO liderler zirvesinde gerçekleştirecek olan Erdoğan, zirvenin Türkiye açısından izleyeceği dış politika ekseninde büyük önem taşıyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Brüksel’de 11-12 Temmuz tarihlerinde toplanacak olan. NATO Devlet ve Hükümet Başkanları zirvesine yeni kabine üyeleriyle birlikte katılacak.
Erdoğan, zirvede ABD Başkanı Donald Trump başta olmak üzere birçok NATO ülkesinin lideriyle biraraya gelecek. NATO zirvesi Türkiye için özellikle Suriye’deki gelişmeler kapsamında ABD, Rusya ve Avrupa ile işbirliğinin geleceği açısından önem taşıyor.
Erdoğan’ın yeni kabinedeki savunma, dışişleri ve enerji bakanlarının yanı sıra cumhurbaşkanı yardımcılarıyla birlikte katılmasının planlandığı zirve için Ankara’da tüm hazırlıklar gözden geçiriliyor. Yapılan planlamalarda Erdoğan’ın zirve kapsamında; ABD Başkanı Donald Trump, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve İngiltere Başbakanı Theresa May’le gerçekleştireceği ikili görüşmeler öne çıkıyor. Erdoğan’ın ayrıca AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Junker ve Avrupa Parlamentosu Başkanı Antonio Tajani ile de görüşme yapacağı ve Türkiye’nin “cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi”nde izleyeceği dış politikadaki işbirliği alanlarına ilişkin mesaj vereceği belirtiliyor.
NATO’dan “hızlı destek” beklentisi
DW Türkçe’nin Ankara’daki diplomatik kaynaklardan edindiği bilgiye göre Erdoğan, özellikle terörle mücadele kapsamında Türkiye için NATO’dan “daha hızlı destek” beklentisini vurgulayacak.
Türkiye’nin Rusya’dan satın aldığı S-400 savunma füzelerinin Ankara-NATO ilişkisini nasıl etkileyeceğine ilişkin uzun tartışmaların yapıldığı bir süreçte Erdoğan, Ankara’nın yeni hükümeti için uluslararası düzeydeki işbirliklerinde “alternatifli ilerleyişin” önemli olduğu mesajı verecek. Diplomatik kaynaklar Erdoğan’ın bu mesajı verirken teröre karşı ortak mücadeleyi öne çıkaracağını belirtiyor ve Ankara’nın bu mücadelede kimden daha çok destek görürse o yöndeki işbirliğini güçlendireceğini dile getiriyor.
Washington’la güven tazeleme arayışı
Erdoğan-Trump görüşmesinde Suriye, Menbiç’teki durum ve Ankara’nın PKK’nın Suriye’deki kolu olarak gördüğü YPG de gündemde olacak. Trump’la Erdoğan’ın Haziran ayı başında varılan Menbiç anlaşmasının üzerinden geçeceği, anlaşma gereği Menbiç’ten çekilmeye başladığı belirtilen YPG’ye ABD desteğinin tamamen kesilmesi konusunda Erdoğan’ın Trump’tan garanti almaya çalışacağı da belirtiliyor. Ankara, Menbiç anlaşması gereğince YPG’nin Menbiç’ten çekilirken elindeki silahları da geri vermesi gerektiğinin üzerinde duruyor. Silahların YPG’den toplanıp toplanmadığı konusunda ABD’den henüz yeterli bilginin alınamadığından yakınan Ankara, TSK ile ABD birliklerinin bölgedeki işbirliğinin güçlenmesi için ABD-Türkiye istihbarat işbirliğinin de güçlenmesinin şart olduğunu vurguluyor. Özetle Ankara; NATO zirvesinde Erdoğan aracılığıyla Amerika’yla ilişkilerde güven tazelemenin gereği üzerinde duracak.
“Zirve ilişkiler açısından test olacak”
Peki NATO zirvesi cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçen Türkiye için ne anlama geliyor? Türkiye, ABD ve Rusya’yla ilişkilerini yeni dönemde dengede tutabilecek mi? Savunma uzmanı Metin Gürcan bu sorular çerçevesinde NATO zirvesini DW Türkçe’ye değerlendirirken “Zirve hem Türkiye hem de Batı bloku için Ankara-NATO ilişkisinin nasıl devam edeceğinin testi olacak. Zirveden çıkacak sonuçlar doğrultusunda yakın geleceğe dair daha net değerlendirmeler yapabileceğiz” diyor.
Gürcan, özellikle 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Erdoğan’ın terörle mücadele konusunda Batı blokundan beklediği desteği göremediğini anlatırken, “Son dönemde bu yüzden Erdoğan’ın ve elbette ki Ankara’nın NATO’ya şüpheci yaklaşımları, söylemleri öne çıkmıştı. Erdoğan’ın NATO’ya karşı bu tavrını sürdürdüğünü mü göreceğiz yoksa daha işbirlikçi, yumuşak bir söylemle mi ilerlediğine tanık olacağız? Her şeyden önce Erdoğan’ın tavrının belirleyici olacağını söylememiz gerekiyor” değerlendirmesi yapıyor.
ABD-AB çekişmesi ve Türkiye
Gürcan’a göre NATO zirvesi savunma bütçesinin artırılması konusunda Avrupa’ya baskı yapan ABD Başkanı Donald Trump ile Avrupa arasındaki çekişmenin daha da açıkça görüldüğü bir zirve olacak. Gürcan, Türkiye’nin bu çekişmenin neresinde yer alacağının Ankara-Avrupa ve Ankara-ABD ilişkilerinde de belirleyici olacağını düşünüyor.
Metin Gürcan, “ABD Başkanı Trump, Rusya’dan S-400 füzeleri alan Ankara’ya baskısını artırabilir, Ankara’nın ABD ile mi yoksa Rusya ile mi ikili işbirliğini yürüteceği konusunda tercihini ortaya net koymasını isteyebilir. Suriye’deki karmaşanın sona ermesini, terörle mücadelenin güçlenmesini bekleyen Ankara, bu kez tercihini net ortaya koymak zorunda kalabilir” diyor.
“Erdoğan değişebilir”
Türkiye’nin bir dönem Washington Büyükelçisi olarak da görev yapmış, emekli büyükelçilerden Faruk Loğoğlu’na göre Brüksel’deki NATO zirvesi, “başlı başına sıkıntılı bir zirve” olacak.” Loğoğlu bu düşüncesini DW Türkçe’ye anlatırken “Çünkü ABD Başkanı Trump, Avrupa ülkeleri üzerindeki baskısını daha da artıracak ve savunma bütçelerini artırmalarını isteyecek. Zirve ciddi anlamda ABD-Avrupa çekişmesine sahne olacak” diyor.
Bu çekişmede Erdoğan’ın önceki döneme kıyasla “daha yumuşak ve yapıcı tavır” alabileceğini belirten Loğoğlu, “Washington’la bir anlaşma yapıldı ama Menbiç’te işler pek de iyi gitmiyor. Ankara ABD’nin YPG’yle işbirliğini henüz tam anlamıyla kesebilmiş değil. Türkiye’deki ekonomik zorluklar da dünya gündeminden düşmüyor. Böylesi bir tabloda Erdoğan’ın Batı’ya meydan okuyan bir tavırla hareket edebileceğini sanmıyorum. Erdoğan, Türkiye’yi daha iyi yönetmek adına değişebileceğini NATO zirvesinde gösterebilir” yorumu yapıyor.
Hilal Köylü / Ankara