Rum tarafında mali kriz kapıda
Kıbrıs Rum kesiminde 2010 yılında kendini gösteren ve 2013 yılının Mart ayında büyük bir gürültü ile patlak veren “Mali Kriz” bugünlerde yine hissedilmeye başlandı.
Avrupa Birliğinin Kıbrıs Rum Yönetiminin mali denetimini koşulsuz olarak ele almasından ve uzun vadeli borçlandırma yapmasından sonra 2013 yılında yaşanan krizin açtığı yaralar yavaş yavaş kapanmaya başlamışken, Kıbrıs Rum tarafının en eski ve Rum halkının birebir hissedarı olduğu (Kıbrıs Rum) Kooperatif Bankasının Hellenic Bank’a satılması konusu, yıllardır pusuda bekleyen yeni bir mali krizin can suyunu oluşturmaya başladı.
Anastasiadis hükümetinin Temsilciler Meclisindeki destekçisi DİKO adlı siyasi partinin (Kıbrıs Rum) Kooperatif Bankasının ayakta kalabilmesi için bankanın Hellenic Bank’a satılması kararına şerh koyması ve Temsilciler Meclisinde, bankanın satışına onay vermek için aralarında Kooperatif Bankası Yönetim Kurulu Başkanı ve Maliye Bakanı’nın da bulunduğu bazı yetkililerinin istifasını şart koşması, siyasi bir krizi başlattı.
DIKO’nun baskısı karşısında Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in talimatı ile (Kıbrıs Rum) Kooperatif Bankası Yönetim Kurulu ve Başkanı, istifalarını vermesinden sonra da siyasi kriz, mali krize dönüştü. Bunun da nedenlerinden bir tanesi batık kredileri yönetecek kurulun, birimin veya da kayyumun atanmasına kadar istifa eden kişilerin görevleri başında kalacak olması.
(Kıbrıs Rum) Kooperatif Bankasının Yunanistan kökenli Hellenic Bank’a satılması kararı bugün, (6 Temmuz Cuma) Rum Temsilciler Meclisinde oylanacak. Temsilciler Meclisindeki siyasi partilerin konu tartışmaya açıldığından beri satışa isteksiz davranması nedeni ile ortaya çıkan belirsizlik, Rum mudi, mevduat sahibi ve hissedarları çok rahatsız etmiş olmalı ki, son birkaç gündür banka vezneleri ve ATM’lerde yığılmalar başladı. Kooperatif bankaları, günlük sadece 3 bin Euro’ya kadar çekime izin veriyor. Bu kısıtlama da krizi bir o kadar daha tetikliyor.
Kötü yönetim nedeni ile 2017 yılının güz aylarında başlayan güvensizlik sonrasında banka 3 milyar Euro’ya yakın bir mevduat kaybettikten sonra bunu üstüne son 72 saatte 1 milyar Euro’ya yakın mevduatın çekilmesi de ilave olunca krizin boyutları büyüdü.
Mevduat çekimi kendilerine de bulaşabilir korkusu ile diğer bankalar da şimdi ateş üstünde. Anastasiadis hükümeti, konu ilgili tüm bürokratlarına ve banka yetkililerine “sakın tansiyonu tırmandırmayın, mevduatlardan tıraşlama olmayacak, herhangi mali bir sorun yaşanmayacak mesajını halka verin” talimatını vermiş olmasına rağmen kriz doludizgin devam ediyor. Krizi tırmandıran konulardan bir diğeri de “ESTİA” (aile ocağı) isimli borçlulara yönelik kurtarma planının meclise sunulmuş olması.
ESTİA planı yaklaşık 15 bin borçluyu ve toplamda 3 milyar 400 milyon Euro tutarındaki geri ödenemeyen krediyi kapsıyor. Bu plan, bankadan alınan borca karşılık konutunu teminat gösteren ve krizden dolayı taksitlerini ödeyemeyen kişilerin birikmiş borçlarının üçte birinin silinmesini öngörüyor. Sorun söz konusu silinecek olan yaklaşık 1 milyar 100 bin Euro’yu kimin ödeyeceği.
Bu planın kardeşi ise, AB’nin mali yardım karşılığı şart koştuğu torba yasa içindeki “Açık arttırmalarla ilgili” olan yasa. Asıl çıbanbaşı bu. ESTİA kapsamı dışında kalan borçlular ile planın içinde yer alan ama ESTİA koşullarını tam olarak yerine getiremeyen veya da getirememiş olan borcular yeniden yapılanma kapsamına giremeyecek. Sonrası ise tam bir kaos. Özellikle evini ipotek ederek bankadan kredi alıp da ödeyemeyenlerin evleri, torba yasa ile kabul edilecek olan “Açık arttırmalarla ilgili” yasa içeriğince yerinde yapılacak açık arttırmada o anda en yüksek bedeli veren kişiye “Ala uno, ala dire” çağrısı ile sonlanacak açık artırmada satılacak olması. Borçlunun satış fiyatını kabul etmemek gibi bir yetkisi de olmayacak bu satışlarda ve borçluların evleri “üç kuruşa” satılacak.
Prof. Dr. Ata ATUN
KKTC III. Cumhurbaşkanı Politik Danışmanı
e-mail: ata@ataatun.com veya ataatun@gmail.com
Facebook: AtaAtun1
Bir yanıt yazın