Türkiye’de cinsel istismar, çocuk ölümleri ve kadına şiddet olayları giderek artıyor. Şu sıralarda Türkiye gündemini oluşturan en önemli konulardan bir tanesi ‘’ çocuk ölümleri…’’
Bizlerde Avrupa ve Amerika’da ki idam cezalarını sizler için araştırdık!…
Önce Eylül, sonrasında Küçük Leyla’nın ölümü Türkiye’yi yasa boğdu.
8 yaşındaki Eylül’ün istismar edilmesinin ardından vahşice öldürülmesi ‘kimyasal hadım’ cezasını yeniden gündeme getirdi. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, cinsel kastrasyon yaptırımının devreye sokulacağını açıklamasıyla Türkiye’de Cinsel Kastrasyon yani Hadım cezaı uygulanacak mı?
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) tabi miyiz?
Tam adı,”İnsan Haklarını ve Temel Özgürlükleri Koruma Sözleşmesi” olan ve 04.11.1950 tarihinde Roma’da kabul edilen anlaşma ile bir çok suç Avrupa ile aynı cezalar şartına bağlanmıştır.
Türkiye Sözleşmeyi, 04.11.1950 tarihinde imzalamış ve 10.03.1954 tarih ve 6366 sayılı Kanun ile onaylamıştır. Kanunun ve Sözleşmenin Resmi Gazete’de yayım tarihi, 19.03.1954’tür. Sözleşme’nin onay belgesi 18.05.1954 tarihinde Avrupa Konseyi Genel Sekreterliğine depo edilmiştir. Bu tarih Sözleşmenin Türkiye bakımından yürürlüğe girdiği tarih olmaktadır.
AİHS Yaşam Hakkı: İdam, Kürtaj, Ötenazi ve Siyasal Sorumluluk hakkında ne diyor?
Herkesin Yaşam hakkı bağlamında, son derece önem arz ettiği sözleşmeye göre; farklı kanaatler var. Dolayısıyla Yaşam hakkı, çok uzun zamandır konuşulup,tartışılıp bu alanda çok önemli bir yer teşkil etmektedir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine göre şu hükümlere yer verilmektedir.
“1. Herkesin yaşam hakkı yasanın koruması altındadır. Yasanın ölüm cezası ile cezalandırdığı bir suçtan dolayı hakkında mahkemece hükmedilen bu cezanın yerine getirilmesi dışında hiç kimse kasten öldürülemez.
2. Öldürme, aşağıdaki durumlardan birinde kuvvete başvurmanın kesin zorunluluk haline gelmesi sonucunda meydana gelmişse, bu maddenin ihlali suretiyle yapılmış sayılmaz:
a) Bir kimsenin yasadışı şiddete karşı korunması için;
b) Usulüne uygun yakalamak için veya usulüne uygun olarak tutuklu bulunan bir kişinin kaçmasını önlemek için;
c) Ayaklanma veya isyanın, yasaya uygun olarak bastırılması için.”
DİPNOT: 2) 21.11.1990 tarih ve 3679 Sayılı Kanun ile TCK’da bazı suçlar için öngörülen ölüm cezası “müebbet ağır hapis cezası”na dönüştürülmüştür.
Bu nedenle AİHS’nin 2. maddesinin 1. paragrafında belirtilen ölüm cezasına ilişkin istisnanın, dönemin Avrupa gerçeğini yansıttığı söylenebilir. Ancak, zamanla, özellikle Avrupa’da, idam karşıtı söylemlerin hakim anlayış halini aldığı, dolayısıyla Avrupa’yı
“idamdan arınmış bir kıta” ya dönüştürme hedefinin başat karakter konumuna geldiği görülmüştür. Diğer yandan, daha sonraki yıllarda idam cezasının Avrupa ülkelerinde kaldırılmaya başlanmasıyla birlikte, 1983 yılında AİHS’ye ek olarak özellikle barış zamanında idam cezasının kaldırılmasını düzenlemekte olan 6.Protokol kabul edilmiştir. Ardından da idamı bütün durumlarda mutlak olarak kaldıran 13. Protokol hazırlanmıştır. Söz konusu protokollerin ışığında AİHS’nin 2. Maddesinde yer alan idam cezası hükmünün günümüzde geçerliliğini yitirdiğini söylemek olasıdır. (Arslan, 2004: 8).
Türkiye ise, gerek iç hukuk düzeninde, gerekse askeri ve sivil nitelikli pek çok suç için değişik düzenlemelerinde idam cezasına yer vermekteydi. Örneğin 1990 yılına gelininceye kadar 28 tanesi Türk Ceza Kanunu’nda, 2 tanesi Vatana İhanet Kanunu’nda ve 1 tanesi de Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanun’da olmak üzere toplam 51 adet suç için ölüm cezası öngörülmekteydi. Yine Türkiye’nin, 1937 ila 1984 yılları arasında toplam 443 kişinin ölüm cezasını infaz ettiği bilinmektedir (Gemalmaz, 1990: 73). Şüphesiz bu sayıların ortaya çıkmasında Türk demokrasinin zaman zaman uğradığı kesintilerin etkisi de göz ardı edilmemelidir. Türkiye, uzun yıllar boyunca idam cezasının barış zamanında kaldırılmasına ilişkin protokolü imzalamamış ve bu durum uluslararası platformda büyük eleştirilere yol açmıştır.
Yani Avrupa’nın idam cezasına karşı tutumunu net olarak söyleyeceksek, Avrupa idam cezalarını istemiyor. İdamdan arınmış Avrupa’da bu tür olaylar ne kadar fazla bilinmez ama Türkiye’de son günlerde giderek artan cinsel suçlar ve bunlarla mücadelede devletin tutumu, Hadım cezasından yana olacağa benziyor.
Peki Bu Durum ABD’de nasıl?
Amerika’da idam cezaları aktif kullanılıyor. Uluslar arası Af Örgütü her ne kadar ABD’de idam cezalarının azaldığını vurgulasa da Abd’de idam cezası uygulama oranı yüzde 30’lara tekabül ediyor.
ABD’de şuan aktif idam cezası olarak; zehirli iğne, elektrik, gaz odası, ve kurşunlayarak öldürme cezaları bulunuyor. Zehirli İğne ile son altı yılda 260 idam gerçekleştirilirken, ABD’de halkın yüzde 60’ı ise idam cezasının olması gerektiğini vurguluyor.
Hazırlayan: Turkisnews iç haberler
Kaynakça: Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 2015 19 (2): 1-26