Kur’an’ın aktardıklarıyla fazla örtüşmüyor ama, nereden ve kimden duyduysa duymuş, sıradan bir köylü olan rahmetli babam Firavun ve Musa ile ilgili o meşhur hikâyeyi şöyle anlatırdı bize:
Firavun ve Musa kendi iddialarının doğru olduğunu ispatlamak için bir bayram günü rövanşlı olarak karşı karşıya gelmeye karar verirler. Karşılaşma gününden önceki gece Firavun sabaha kadar uyumaz ve bunun için de kendisini sakalından sarayın tavanına asar. Halkın önünde Musa’ya mahcup olmamak için Tanrı’ya yalvarır yakarır. Musa ise nasıl olsa benim arkamda Allah var diyerek uzanır yatar ve sabaha kadar horul horul uyur. Ertesi gün olup da karşılaşma başlayınca Firavun’un sihirbazları, Musa’yı yenerler! Bunun üzerine Firavun havaya girer ve önceden yaptırmış olduğu kulenin üstüne çıkar “Ey ahali şimdi de Musa’nın göklerde bulunduğunu iddia ettiği Allah’ı vurup öldürüyorum” diyerek okunu göklere fırlatır. Allah bu şımarık zorbayı biraz daha şımartmak ve ertesi günü yaşayacağı yenilginin şiddetini biraz daha arttırıp onu halkının gözünde biraz daha küçültmek için, melekleri vasıtasıyla Firavun’un semaya fırlattığı okun önüne bir balık tutturur ve böylece okun kanlı bir şekilde yere düşmesini sağlar. Firavun kanlı oku halkına göstererek “Bakın Musa’nın Allah’ını öldürdüm. Bundan sonra tek tanrınız benim” der. Meydanda toplanan halk da buna inanmış gözükerek ertesi günü beklemek üzere evlerine giderler.
Bu sefer o gün kazanmanın sevinciyle ve artan güvenle Firavun uzanır yatar, Musa Sabaha kadar Allah’a yalvarır ve Allah’a “neden böyle oldu rabbim, hani bana yardım edecektin!” der. Allah Musa’ya der ki; “Dün gece o, senin karşında başarılı olmak için sabaha kadar bana yalvardı. Ancak sen, sırf bana güvenerek yatıp uyudun. Hiçbir şey yapmadın. Çünkü ben çalışana veririm. Üzülme, yarın sen onu alt edeceksin ve ben onu helak edeceğim…” der. Ertesi günkü karşılaşma gerçekten de Tanrı’nın dediği gibi olur ve Musa’nın ejderhaya dönüşen asası, Firavun’un sihirbazlarının küçük yılanlara dönüşen iplerini birer birer yutar. Böylece Musa galip gelir…
Görüldüğü gibi, Firavun-Musa hikâyesine dair farklı bir anlatımla karşı karşıyayız. En başta Firavun’un Allah’a dua etmesi Kur’an’a aykırıdır. Zira Kur’an bize, Firavun’un hiçbir tanrıya inanmadığını, tam tersine bizzat ilahlık iddiasında bulunduğunu söyler (bkz.Kasas/38, Naziat/23-24). Ancak eskiler, çalışmanın ve duânın önemini anlatmak için işi iyice abartmışlar, bunun için Musa’nın karşısında Firavun’u bile galip getirebilmişlerdir. Hem de Kur’an’a aykırı olarak..
Sadede gelecek olursak; 24 Haziran seçimleri çalışanın kazandığı, çalışmayanın ise nal topladığı seçimler olarak demokrasi tarihimize geçmiş bulunmaktadır. İtiraf edelim ki; Seçimlerin en çok çalışan iki kişisi olan Sayın Erdoğan ve Sayın İnce başarılı olmuşlardır. Erdoğan %52.6 ile koltuğunu korumuş, İnce ise CHP’nin yıllardır ulaşamadığı bir oy oranını yakalayarak %30.6 oranında oy almıştır. Bu başarıdır ki; dün CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu üç saat süreyle bir otelde Sayın İnce ile görüşmek ve onu dinlemek zorunda bırakmıştır!
Sayın Erdoğan, seçimlere gerçekten de çok fazla asılmış ve çok çalışmıştır. Bu çalışmayı sadece seçim takvimi belli olduktan sonra yapılan çalışmalar olarak değerlendirmemek gerekir. O, başta Beştepe’de yapılan ve sayısı yanılmıyorsam 50-60’lara varan muhtarlar toplantısı olmak üzere, uzun süredir çalışmaktadır. Üstelik AK Parti, seçimlere sadece Cumhurbaşkanı seviyesinde değil, Başbakan, Bakanlar, partinin yerel yöneticileri, hatta bürokratlarla asılmış ve kazanmıştır. Başta bazı yüksek yargı üyeleri olmak üzere; bürokrasinin çeşitli kademelerinde çalışan bazı bürokratların bile AK Parti lehine algı yaratma eyleminde bulunduklarına dair çok sayıda açıklama, söylem ve eylem yansıdı özellikle sosyal medyaya.
Ak Partililer, akla gelebilecek her türlü çalışmayı yapmakla, başta ellerinde tuttukları devlet imkanları olmak üzere; her türlü imkanı ve özellikle medya gücünü kullanmakla yetinmediler, ilave olarak duanın gücünü de devreye soktular. Ak Partili bir İl yöneticisi dostumdan, 23 Haziran günü gelen Sayın Erdoğan’ın bir resminin ve sık sık okuduğu Arif Nihat Asya’ya ait bir şiirde geçen “Müslümanlıkla yoğrulan yurdu Müslümansız bırakma Allah’ım” dizelerinin de bulunduğu “Umumi Duâya Davet” başlıklı bir Whatsapp mesajında aynen şöyle deniyordu:
“Bu gece saat 02.30’da Ülkemizin selamete çıkması ve 80 sene bu millete zulmeden zihniyetin memleketin başına gelmemesi, Alem-i İslam’ın muzefferiyeti için teheccüd namazı ile dua yapılacaktır.Beray-i Malumat…!Not: Kardeşler her arkadaş paylaşabildiği kadar paylaşsın inşallah”
Arkadaşıma espri olsun diye “Dua siyasette de etkimi mi Yusuf kardeşim. Ben 10 yıldır dua ediyorum hiç etkisi olmadı” şeklinde cevap vermiştim ama galiba başarıya giden yolda çalışmanın ve paranın yanı sıra dua da oldukça etkili. Zira durum ortada.
Bir tarafta 30 Ramazan boyunca oruç tutan, teravih namazı kılan ve dua eden bir kitlenin peşinden gittiği bir Erdoğan var, bir tarafta da muhtemelen çoğu oruç tutmayan, teravih kılmayan ve dua etmeyen bir kitlenin peşinden gittiği İnce var. Birkaç Cuma Namazı’nda boy göstermesi ve hemen her konuşmasına “Allah’ın izniyle ve milletin isteğiyle Cumhurbaşkanı seçildiğimde…” diye başlaması bile Sayın İnce’yi nerelere getirdi farkında mısınız. Partisinden tam 8 puan fazla almış bulunuyor.
Allah Kur’an’da şöyle der:
“Kullarım beni sana soracak olursa, muhakkak ki ben (onlara) pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse, onlar da Benim çağrıma cevap versinler ve Bana iman etsinler. Umulur ki irşad (doğru yolu bulmuş) olurlar.” (Bakara/186
“Rabbinize yalvara yalvara ve için için dua edin. Şüphesiz O, haddi aşanları sevmez.”(Araf/55)
…
Şimdi sözün burasında muhalefete tavsiyemdir; “Seçmen tercihine ve seçim sonucuna saygılıyız. Sayın Erdoğan’ı tebrik ediyor ve kendisine başarılar diliyoruz” deyin kurtulun. Psikolojik olarak rahatlarsınız; ruh sağlığınızı korumuş olursunuz. Yoksa beş yıl süreyle vıdı vıdı yaparak hem kendinizi hasta edeceksiniz, hem de toplumu gereceksiniz. Bakın sizlere örnek olması bakımından ben öyle yapıyorum; seçmen tercihine ve seçim sonucuna saygılıyım. Sayın Cumhurbaşkanını tebrik ediyor, kendisine başarılar diliyorum. Oooh; rahatladım be…
Ömer Sağlam
Bir yanıt yazın