Muharrem İnce’yi duruşundan dolayı tebrik ederim. Türkiye’nin bittiğini iddia edenler ve bunun hayalini kuranlara şu soruyu sormak lazım; “bir devlet ne zaman yıkılır bilir misiniz?”
Onun için muhalefeti tamamen yabancı güçlerin elinde olduğunda. Arap ülkeleri gibi… Ama Türkiye’nin sağlam, yenilgisini aslanlar gibi kabul eden, durmak yok diyen, devlet çıkarlarını şahsi çıkarlarında üstün tutan liderleri var. Muharrem İnce basın toplantısından ayrılırken bir yabancı gazeteci, ona bir soru sordu; “Türkiye bölünür mü?” Muharrem İnce geri döndü ve mikrofona şunları söyledi; ‘Hayır, Türkiye niye bölünsün? Yarışıyoruz… Bakın dün görüşlerine hiç katılmadığım Erdoğan bile güzel bir şey söyledi. Dedi ki, bizde katılım yüzde 80’lerin üzerinde. Yüzde 30’larda katılım olan ülkeler bize demokrasi dersi vermesin. Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Hiç merak etmeyin Türkiye bölünmez” İşte buna Türk duruşu derler. İşte buna siyasetçi duruşu derler. Eminim Türkiye üzerinde oynanacak oyunların hayallerini kuranlar bu cevaptan sonra saatlerce kendilerine gelemezler. Çünkü onlar tüm planların iç savaş üzerine kurmuştular. Hayalleri suya düştü. Türkiye her zaman dik duruşlu evlatları sayesinde ayaktaydı, ayaktadır, ayakta kalacak!
Gelelim secimin kazananına…
Başından seçimi Erdoğan ve MHP kazanacak yazmıştım. Çünkü olup bitenlere taraf değil, soyut olarak bakmıştım. Algı operasyonu yapan, televizyonlarda boy boy tartışma programlarına çıkarılan partili gazetecilerden farklı olarak ben milletten yana biriydim. Ve defalarca yazılarımda, sosyal medyada hesaplarımda secimin sosyal medyada değil, sandık başında yapıldığını söylemiştim. Ben kendine aydın deyip, onlar gibi düşünmeyenlere yobaz demeyi kahramanlık sanan cahillerden farklı olarak bilirdim ki, bir partiden beş on kişi koparmakla parti kurmak olur ama o partiden aldığın taraftarla iktidara gelmek olmaz.
Tamam, sosyal medyada birileri gaz verebilir, meydanlarda başka adaya kaymasınlar diye iktidarında desteğiyle kalabalıkta olabilirler ama hiç bir seçki teknolojisi olmayan, bu sahada uzmanlarla çalışmadan başarı elde etmek mümkün değildir. Hele hele aynı ittifakta 3 kişi Cumhurbaşkanı adayıysa başarıdan konuşmak tamamen yanlıştır. Bütün bunları dikkate almayıp, birinci turda kazanacağım, beni YSK önünden jiletle kazıyamazlar demek bu halkla resmen alay etmektir. Tamam, halkın bir kısmı cahil, bir kısmı hislerine yenik düşebilir fakat akılı bir siyasetçinin bunu yapmaması lazımdı. En azından İnce gibi en başında “ikinci tura kalırsam kazanacağız” demeliydi.
Seçimi yakından izleyen biri olarak bunları net gördüm. Adaylar arasında baya fark vardı. 6 adayın beşi parti başkanıydı ve arkalarında partileri vardı. Sadece biri milletvekili olmuş, parti içinde CHP başkanı Kılıçdaroğlu tarafından kabullenilmeyen, her fırsatta partiden ihraç edilmesi istenilen İnce’ydi. Bu seçimin bana göre kahramanı da Muharrem İnce’ydi. Hem karşısında beş rakibi vardı hem de adayı olduğu partiden CHP başkanı da dâhil çoğunluk onun varlığından rahatsız idi. HDP barajı aşsın bahanesiyle aynı zamanda çoğu CHP’li İnce’ye oy vermedi. Batı’dan Demirtaş’a giden oyları iyice inceleyin. Kılıcdaroğlu’nun memleketinden Demirtaş’a ve İnce’ye giden oyları da inceleyin. O zaman ne kadar haklı olduğumu anlarsınız…
50 günde tüm baskılara, parti içindeki ayakaltı kazmalarına bakmayarak bileğinin hakkıyla 15 milyondan çok insanın oyunu alan İnce’yi tebrik etmek lazım. Seçim zamanı yaptığı yanlışlar da vardı. Sadece bir askerin “apoletini sökeceğim” demekle “her Türk asker doğar” sözüne ters düşerek, Türk milletinin bir kısmının oyunu kaybetmiş oldu. Eminim ki bunu ona dedirttiren ideologlar bu oy kaybını çok net hesaplamıştırlar.
Bu seçim Türkiye’deki etniklerinde sayısını net belirledi. Demirtaş’a verilen oy bu ülkedeki gayri Türklerin ne kadar olduğunu gösterdi. Bunu neden yazıyorum, Anadolu’nun Güney Doğusuna giden her liderin Türk kelimesini kullanmaktan korkmasına gerek olmadığını bilmeleri lazım. Unutmayın ki, Türkiye’nin Güney Doğusunda Kürt ve Ermeni’den çok Azerbaycan, Türkmen, Özbek, Kazak Türkleri var. Sadece PKK’ nın korkusundan yıllarca HDP’ye oy vermek zorunda kalıyorlar. Şimdi Güneydoğu’da Kürtler HDP’yi baraj altında bıraktı fakat Batı’dan gelen oylarla barajı geçmişlerdir ama unutuyorlar ki, PKK işgalinden kurtulup, askerin polisin güvencesine inanan tüm Türk köyleri oyunu rahatça kullandı. Azcık tarihi bilen liderler bu bölgenin yerli halklarını göz ardı etmemeliydi.
Neyse gelelim secimden sonraya…
Erdoğan kazandı. Halkın büyük çokluğu Erdoğan ile devam dedi. 50 günlük maratonda kendinden sonra gelen 4 adayı da büyük farkla arkada bırakan İnce’de kazandı, ortada üye olduğu partisinde aleyhine çalışmalar olmasına rağmen iyi bir netice elde etti. Bu seçimin bir kazananı da MHP oldu. Son bir yılda partisinden kopmalar, hatta MHP tabanından bir parti çıkarıp, o tabanla seçime katılmalarına rağmen, oyu iki yere bölünse de Milliyetçi Hareket Partisi hiç zorlanmadan barajı aştı. Yani 15 Temmuz Fetö’ne karşı tutumu, Afrin operasyonuna Bahçeli ve partisinin verdiği destek Türk milletinin gönlünde taht kurdu. Ben bir Türküm ve milletimin her şeyini elinden al, kes, döv fakat söz konusu vatansa gerisi teferruattır değip seninle gelir. Vatan, millet konusunda Türk milletinin hislerinde yanılması da mümkün değildir. Çünkü Türk önce “Vatan, Millet sonra ana, yar” diyen bir toplumdur. Erdoğan’da, Bahçeli’de bunu diğer liderlerden iyi bilirler.
Türkiye’miz yeni döneme girdi. Ben bunun Cumhuriyetin bitişi olacağını düşünmüyorum. Bunun Cumhuriyetimizin güçlenmesine, Mustafa Kemal Atatürk’ün hayalini kurup, yapmaya fırsatı olmadığı şeylerin hayata geçirileceğine inanıyorum. İleride Kerkük, Halep ve Afrin ile ilgili güzel şeylerin olacağına inanıyorum.
Tanrı Devletimize, Milletimize zeval vermesin.