Önümüzde seçim var… Çok önemli bir seçim. Türkiye’nin seçimi…
Kör inançla aklın, sömürenle sömürenin seçimidir bu. Aydınlığa, kurtuluşa doğru bir yürüyüştür bu.
Ve ilk kez bu seçimde şartlar halktan yanadır. Egemen güçler bunu bilmektedirler.
Bu nedenle, onlar, iktidara yeniden konup, Binbir Gece Masallarını andıran ihtişamlı günlerini yaşayabilmek için ellerinden geleni yapıyorlar.
Valiler, kaymakamlar, iktidar olanaklarından otlanan iş adamları, AKP’nin gönüllü fedaileri gibi çalışıyorlar. Oluk oluk para akıyor.
Ne ararsan var seçim kampanyalarında derde devadan gayrı… Yalan-dolan, hile -hurda, kaset, tertip, din sömürüsü, baskı, küfür, gözdağı, korku… Ve ölüm…
Şimdiden, ev ev dolaşıp, “EVET” mührü basılmış, oy pusulalarını dağıtıyorlarmış. Boş pusula getirene de ödeme yapacaklarmış…
Ayrıca sokaklarda AKP’ye “EVET” oyu vereceklere yemin karşılığında 50 TL veriyorlar. Bu görüntüler internette dolaşıyor. Yani, seçilme işini seçim gününden önce bitirmek istiyorlar.
Sayın İnce, Akşener, Karamollaoğlu size sesleniyorum: Meydanlarda iyi konuşuyorsunuz. Arkanızda sizi destekleyen kalabalıklar da var. AMA BU BU OY HİLELERİNE GEÇMİŞTE VE BUGÜN OLDUĞU GİBİ SESSİZ KALIRSANIZ, bu kalabalıklar ne sizi ne de Türkiye’yi kurtarır. Kurtarabilir… Bu böyle biline…
Şu yukarıya aldığım oy pusulaları ve para dağıtma haberlerini biz duyuyoruz. Peki siz de duyuyor musunuz? Duyuyorsanız, neden, evlere mühürlenmiş oy pusulaları dağıtanları bulup ortaya çıkarmıyorsunuz? Neden onları hemen savcılara, emniyete teslim etmiyorsunuz?
Bu iş “Ben YSK önüne otururum, oradan beni jiletle kazıyamazlar, YSK üyelerinin posterlerini sokaklara, caddelere asarım” demekle olmaz. Atı alan Üsküdar’ı geçtikten sonra sen istediğin kadar bağır çağır, YSK önünde otur giden geri gelmez…
Türkiye Cumhuriyeti karanlık bir dönemden geçmektedir bugün. Hem de zifiri karanlık…
16 yıldır “sahte din tacirliği” yapıyorlar… İnsanları aldatıyorlar. 1923 Devrimi ve Atatürk’ü yok etmeye çalışıyorlar…
Cumhuriyet tarihinin hiçbir dönemimde bu kadar çok yalan söylenmedi, bu kadar çok sahtekârlık yapılmadı. Bu kadar çok, düzmece, uyduruk belge hazırlanmadı.
Cumhuriyet tarihinin hiçbir döneminde ordunun kozmik odalarına girilmedi.
AMA ŞU BİR GERÇEK: Bu seçimde AKP’nin oyları düşecektir. Bunu kendileri de biliyor. Bütün dünya da… Telaşları bundan…
Aslında geçen seçimlerde de halk o kadar yüksek oy vermemişti onlara. Ama sandık ve bilgisayar oyunları ile sonuçları değiştirmişlerdi. Mühürsüz oy pusulalarının kabulü daha dün gibi aklımızda…
Daha önce uyardım, şimdi yeniden uyarıyorum. Bu kez gözümüzü dört açalım. Namusumuz gibi, şerefimiz gibi oylarımıza, sandıklarınıza sahip çıkalım.
Islak imzalı tutanaklar seçimlerde çok büyük öneme sahiptir. Çünkü en büyük delildir. “Islak imzalı tutanakların genel merkeze ulaşması” gerekmektedir. Ki her hangi bir anlaşmazlık, hile karşısında ellerinde bir belge olsun.
Bu arada Milli İttifak liderlerine ve Atatürkçü vatandaşlara tekrar sesleniyorum:
Seçimden önceki oy hilelerine izin vermeyin. Gerekirse dişe diş mücadele edin.
Bilgisayar uzmanlarına görevlendirin. Yeryüzünde eşine rastlanmayan bu sakat bilgisayar sisteminin denetimini sağlayın.
Onlar uygulamaları ile hukuksuzluk bataklığının içine boylu boyunca gömülmüşlerdir. Geriye dönüşleri, kurtuluşları yoktur artık. İktidar Savaşını sürdürmek zorundadırlar. Hem de kıran kırana…
Çünkü bu seçim onlar için bir var olma ya da yok olma savaşımıdır. Ya başaracaklar, ya hesap vereceklerdir. Başka çıkış yolu kalmamıştır.
Seçimi yine sandıkta ve SEÇİMLERDEN ÖNCE kaybetmek istemiyorsak, ayağa kalkalım. Sandık hilelerine izin vermeyelim.
Haramzadeleri, eşkıyaları bir kez daha başımıza hükümdar yapmayalım…