Dikkat etmişsinizdir. Seçime giren adayların hepsinde, bir toplumsal birlik kaygısıdır gidiyor.
Elbet haklı bir kaygı. Birliği olmayan sosyal yapıların, huzuru olmaz, geleceği olmaz ve güçsüzlüğü yaşar.
Devletler birliği sadece “zor gücü” ile sağlayamazlar. Toplumları birbirlerine bağlayan değerleri kullanıp, birliği sağlayıp, daha az “zor gücü” kullanmak isterler.
“Zor gücünün” daha az kullanılması; demokrasiye doğru gidişi önceler. “Zor gücünün” daha az kullanıldığı süreçlerde, sorunlar elbet vardır. Ancak sorunların adı, bu süreçlerde, düşman olarak tanımlanmaz.
Sorunlar vardır ancak düşman yoktur.
Günümüzde, Batı’da, “ortak değerlerin” yüceltilerek, iç birliğin sağlanması yoluna, Batı’da, “popülizm diyorlar. Bizim gibi ülkelere popülizm suçlaması yapıyorlar.
Anlayacağımız, Neo-liberalizmin yeni “milliyetçilik” tanımı böyle…
Oysa Doğu toplumlarında, “ortak değerlerin” yüceltilmesiyle sağlanan birlik, onlar için hiç de istenmeyen bir birliktir.
Bir başka ifadeyle, ortak değerlerin yani geçmişteki zaferler, travmalar toplumu birleştirmede sağladığı etki, bazen devletin zor kullanarak sağladığı etkiden daha yüksek olabilmektedir.
Çağımızda “bireycilin yüceltilmesi” ortak değerlerin değersizleştirilmesi, toplumları atomize ederek sürüyor. Birliği ortak değerlerle sağlayamayan devletler de, daha fazla “zor gücüne” itibar ediyor.
Piyasa ekonomisine bağlı devlet yönetim biçimleri birliği dağıttığından, milli hükümetler tarafından istenmemesi gereken bir yönetişim biçimidir.
Ülkemizde çarpık sosyolojik yapılanmanın temelinde; “piyasa demokrasisi anlayışının” bireyciliği yücelterek ortak değerleri değersizleştirmesi vardır.
Hem toplumu atomize eden piyasa yönetişimi benimseyeceksin, sonra da dönüp, niye toplumsal birlik yok diye soracaksın…
İktidarlar bir taraftan, milli değerleri yüceltip birliği sağlamaya çalışırken, öte yandan dört elle sarıldıkları “piyasa anlayışı” bireyleri bireyselleştirerek, birliği atomize etmektedir.
Ortak değerleri kullanarak milli birliği temin etmek isteyenler “sorunları” düşmanla özdeşleştirirken, öte yandan bireyselleşmiş toplumda düşmanı yok sayma gibi alışkanlıklar gelişiyor.
18.6.2018