Muhafazakar kimliği ile bilinen Gazeteci Levent Gültekin ‘AK Partililere’ başlığı ile bir yazı kaleme aldı. Gültekin, yazısında AKP’lilere Erdoğan’ı seçmeleri halinde olacakları çarpıcı bir dille anlattı.
İşte o yazı:
Sevgili AK Partililer,
24 Haziran’da seçime gidiyoruz.
Bu seçim ülkemizin kader seçimi.
Sizin, bizim… hepimizin hayatı, yaşamı, geleceği, çocuklarımızın hayatı… yani geleceğimizin belirleneceği bir seçim.
Neden mi kader seçimi?
Anlatayım.
Biliyorsunuz 16 Nisan referandumu ile cumhurbaşkanlığı sistemi adı altında bütün yetkilerin tek bir kişide toplandığı bir sisteme geçtik.
24 Haziran, işte o “tek adam” rejiminin uygulamaya konulup konulmayacağının seçimi.
***
Tek adam rejimlerinde devlet bir parti devletine dönüşüyor.
Aynen Irak’ta, aynen Suriye’de aynen Libya’da, aynen Kuzey Kore’de olduğu gibi.
Tüm ülkenin kaderi bir kişinin iki dudağı arasına teslim oluyor.
Böyle rejimlerde güçlü kurumlar yok, değerler yok, liyakat yok, denetleme yok, hesap verme yok.
Tek adam rejimiyle yönetilen ülkelerin durumu ortada.
Irak, tek adam rejimine teslim olduğu için bu halde.
Suriye bir parti devletine dönüştüğü için büyük bir yıkım yaşadı. Libya hakeza…
Son olarak tek adam rejimine geçen Venezuela’nın haline bakın.
Açlık, yoksulluk, iç çatışmalar… Dünyanın en büyük petrol rezervine sahip ülkelerinden biri olmasına rağmen büyük bir yıkım yaşıyor.
***
Sevgili AK Partililer,
Bu ülke hepimizin. Hepimiz istiyoruz ki bu ülkede ağız tadı ile huzur içinde yaşayalım.
Hepimiz istiyoruz ki dünyada saygın ülkeler arasında yerimizi alalım.
Ekonomide sorunlarımız var, eğitimde sorunlarımız var. Bilimde, sanatta, teknolojide… birçok alanda dünyanın fazlasıyla gerisinde kaldık.
Bu iktidardan önce de sorunlarımız vardı şimdi de var.
Dişimizi sıkar, el ele, omuz omuza verirsek bütün bu sorunları bir şekilde çözeriz.
Fakat tek adam rejimine geçersek, hiçbir sorunumuzu çözemeyiz. Ülkemiz elimizden kayıp gider. Mahva sürüklenir.
Devletin başında kim olursa olsun, tek adam rejimi felaket demektir.
Türkiye’nin hayatı söz konusu.
***
Sevgili AK Partililer,
İktidar ülkemizi yıkıma götürecek bu tek adam rejimini tesis etmek için sizin dini ve milli duygularınızı istismar ediyor.
“Alnı secde gören cumhurbaşkanı, alnı secde gören bakan, alnı secde gören genelkurmay başkanı…” hamasetiyle kendilerine iktidar alanı açıyorlar.
Bir düşünün alnı secde gören siyasetçinin, yöneticinin size, bize, ülkemize nasıl bir yararı var?
Onların yaptıkları haksızlığın, hukuksuzluğun, adaletsizliğin faturasını hepimiz ödüyoruz.
Mesela “Dindar cumhurbaşkanı” yazlık, kışlık ayrı ayrı saraylar yaptırıp sefa sürerken siz, biz hepimiz yoksullukla boğuşuyoruz.
“Alnı secde gören” yöneticilerimiz “Her şey din, dindarlık için” diyerek özel uçaklarla, lüks makam araçlarıyla lüks şatafat içinde yüzerken 40 milyon insanımız yoksulluk sınırının altında yaşıyor.
Kendi çocuklarını, torunlarını Fransız okullarına gönderirken, bizim çocuklarınızı zorla gelecek vaat etmeyen imam hatiplere gönderiyorlar.
Kendi çocukları lüks ve şatafat içinde yaşarken, bizim çocuklarımızı millilik duygusu ile ölüme gönderiyorlar.
“Dini, dindarlığı yüceltiyoruz”, “az kaldı bu sefer tamam”, “bu seçim milat” diyerek size her seçimde yalancı bir cennet vadediyorlar.
7 yıldır her seçim aynısını söylüyorlar ama her seçimden sonra ülke olarak her alanda biraz daha kötüye gidiyoruz.
Bu süreçte Müslümanlık büyük yara alırken, onlar güçlerine güç, zenginliklerine zenginlik katıyorlar.
Onlar yüzünden dindar insan “hırsız, kaba, düşünmeyen, cahil” damgası yedi.
Onlar yüzünden namaz kılan insana duyulan itimat yerle bir oldu.
Bugüne kadar yaptıkları ile Müslümanlığı yüceltmek bir yana, inancı siyasete malzeme yaptıkları için dine, dindarlığa cumhuriyet tarihinin en ağır zararını verdiler.
Bütün bunlar ortadayken “Aman dindarlar iktidarı kaybetmesin” yalanı ile sizin o temiz duygularınızı istismar ediyorlar.
***
Sevgili AK Partililer,
Dindarlar, aleviler, Atatürkçüler, solcular, şunlar bunlar yok.
Hepimiz bu ülkenin evladıyız.
Hepimiz huzur istiyoruz.
Hepimiz ülkemiz daha iyi olsun diye çabalıyoruz.
Hepimiz çocuklarımıza yaşanabilir bir ülke bırakma derdindeyiz.
Hepimiz istiyoruz ki çocuklarımız şu ülkede huzurla, dostça, kardeşçe yaşasınlar.
Bizim düştüğümüz “bizden- onlardan” ayrımına çocuklarımız düşmesin, bunun bedelini onlar da ödemesinler.
Medyada, sosyal medyada size hakaret eden, aşağılayan, sizi ötekileştiren üç beş kendini bilmeze bakarak toplumun diğer kesimleri hakkında bir kanaate varmayın.
Geçmişte hepimiz hata yaptık. Hepimizin yanlışları oldu.
Hepimiz bu hatalarımızdan ders çıkardık.
Toplumun her kesiminde barışçı, dürüst, saygın, temiz insanlar çoğunlukta.
Bu ayrımcılığa son verip ele ele verirsek bütün sorunların üstesinden gelebiliriz.
Türkiye artık eski yasakçı günlerine istese de dönemez.
İktidarın “Biz gidersek yasaklar yeniden başlar” yalanına inanmayın.
Bu mümkün mü?
Kimsenin buna gücü yeter mi?..
Sevgili AK Partililer,
Ne bir partinin taraftarı, ne sempatizanı ne de mensubuyum.
“Filan partiye oy verin” çağrısı yapmıyorum.
Size, bu ülkeden başka bir yerde yaşayamayan, ülkesi için endişelenen biri, bu ülkenin bir evladı olarak sesleniyorum:
Ülkemizi yıkıma götürecek tek adam rejiminin tesisine onay vererek hepimizin yaşamını, ülkemizin geleceğini tehlikeye atmayın.
Vereceğiniz bu onayla çocuklarımızın hayatını, geleceğini karatmayın.
Sizin vereceğiniz oylarla tek adam rejimi kurulursa bu ülke yaşanmaz hale gelecek.
Hiçbir şey yapamıyorsanız, mevcut aktörlerden birine oy veremiyorsanız bile tek adam rejimi kurma heveslisi mevcut iktidara da oy vermeyin.
Vermeyin ki ülkemizin yaşayacağı muhtemel yıkımın ortağı olmayın.
Vermeyin ki yaptıkları, yapacakları haksızlıkların vebalini yüklenmeyin.
Umarım bu seçim hepimizin dostça, kardeşçe, özgürce, eşit, huzur içinde yaşayacağımız; yoksulluğun, kavganın, dışlamanın, ayrımcılığın olmadığı bir ülke olmanın ilk adımı olur.
Yazıları posta kutunda oku