Necdet Buluz
Türkiye’nin Rusya’dan alacağı F-400 savunma füzeleri ile ilgili tartışmalar bitmiyor. Özellikle Amerika, bu füzelere şiddetle karşı çıkıyor.
Hemen vurgulayalım:
Türkiye’ye savunma sistemleri gerekiyor. Amerika bunları vermiyorsa Türkiye’nin başka ülkelerden alması kadar doğal bir şey olamaz mı? Rusya’dan alacağımız bu füzelere hem karşı çıkacaksın, hem de senden istenildiğinde vermeyeceksin. Amerika’nın yaptığı budur.
Ancak, Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli’nin, ABD Savunma Bakanı Mattis’e S-400 füzelerinin hiçbir NATO unsurunu rahatsız etmeyeceğine dair garanti verdiklerini söylemesi kafaların karışmasına neden oldu.
Önce Canikli’nin açıklamalarına bakalım:
“Onların kaygı ve hassasiyetleri S-400 sisteminin çok güçlü radarlara sahip olması. Türkiye’ye kurulması halinde başta F-35 savaş uçakları olmak üzere diğer NATO unsurlarını rahatsız edebileceği ve bazı NATO’ya ait bilgilerin bu radarlar vasıtasıyla başka yerlere aktarılabileceği şeklinde bir kaygıyı ifade etti. O nedenle büyük oranda ABD Senatosunun da S-400’lerin Rusya’dan alınmasına itirazı olduğunu söyledi. Biz de kendisine böyle bir tehlikenin, riskin hiçbir zaman olmayacağını, gündeme gelmeyeceğini ifade ettik ve bu garantiyi verdik. Yani Türkiye’de kurulacak S-400 sistemi hiçbir şekilde, hiçbir NATO unsurunu, F-35 uçakları dahil rahatsız etmeyecek ve onlar için bir tehdit ve tehlike oluşturmayacak. Bu garantiyi kendilerine verdik, açık olarak bunu ifade ettik. Bunu, kendisinden Senatoya anlatmasını talep ettik. S-400’ler kurulacak, gelecek, o konuda herhangi bir tartışma söz konusu değil.”
Canikli’nin nasıl bir garanti verildiği konusundaki açıklamaları konusunda kafalarda oluşan soru işaretlerine de bakalım mı?
Bakan Canikli’nin de ifade ettiği S-400 sistemlerinin sahip olduğu çok güçlü radarlar çalıştırılmayacak mı? Radarları çalıştırılmayacaksa, kör durumdaki S-400 sistemleri hedefleri nasıl tespit edecek? Radarlar kısıtlı mı çalıştırılacak? Radarlar çalıştırılacak ise hiçbir NATO unsurunun ve F-35 uçaklarının bundan rahatsız olmaması nasıl sağlanacak? Yahut da kısa süre önce ABD’li yetkililerin Ankara’ya ilettikleri ‘S-400’leri satın alın ama kullanmayın’ talimatı gereği, S-400 sistemleri hiç mi çalıştırılmayacak?
Canikli’nin açıklamalarında dikkat çeken bir diğer konu ise teslimatı yılan hikayesine dönüşmekte olan F-35 savaş uçaklarıdır.
ABD yönetimi Türkiye’ye “S-400’leri alırsan F-35 uçaklarını unut” şantajı yapıyor. S-400 hava savunma sistemleriyle F-35 savaş uçağı projesinin ilişkilendirilmesinin ne doğru olduğu da bir tartışma konusu olarak değerlendirilebilir.
Canikli’nin de açıklamaları bunun yanlışlığını gösteriyor:
“F-35 projesi bir ticari anlaşmadır. Türkiye bu projeyle ilgili taahhütlerini zamanında yerine getirmiştir. 800 milyon dolardan fazla ödeme yaptık. Toplam 100 uçaklık bir alım öngörülüyor. Bunun da 11 milyar dolardan fazla bir maliyeti var Türkiye açısından. Biz yükümlülüklerimizi yerine getirdiğimiz için başka hiçbir şarta bağlı olmaksızın, başka hiçbir olayı gerekçe göstererek bu projeyi ertelememek, geciktirmemek gerekiyor. Bu yaklaşımımızı da kendilerine ifade ettik. Temennimiz F-35 uçaklarıyla ilgili planlandığı, projelendirildiği gibi anlaşmalara sadık kalınarak bunların gereklerinin yerine getirilmesi.”
Bakan Canikli’nin açıklamalarının da gösterdiği gibi proje ortağı olduğumuz ve 800 milyon dolar ödeme yaptığımız F-35’lerin teslimi konusunda Türkiye’nin elinden temennide bulunmaktan fazla bir şey gelmediğini gösteriyor.
F-35’lerin teslimatı konusunda nihai kararı ABD verecek. Bu durum, F-35 projesine Türkiye’nin hangi şartlarda ortak olduğunun sorgulanmasına neden olacak. ABD’nin keyfi bir şekilde uçakları teslim etmediği durumlarda F-35 projesindeki ortaklık anlaşmasının Türkiye’ye hangi hakları sağladığı bir an önce açıklanmalı.
Suriye’deki gelişmeler ve özellikle Münbiç konusu da Türkiye için çok büyük önem taşıyor.
ABD’li mevkidaşı Mattis ile görüşmesinde Münbiç konusunun da gündeme geldiğini ifade eden Milli Savunma Bakanı Nuretin Canikli, Münbiç’te Türk askeriyle ABD askerlerinin birlikte devriye atacaklarını söyledi. Canikli, “Münbiç ile başlayan yeni bir ilişki hattı açılmış durumda. Bunun ilerleyerek, genişleyerek başka alanlarda da uygulanmasını talep ediyoruz. Münbiç yol haritasının planlandığı gibi yürütülmesinde gecikme ve oyalama olmayacak. Burada başarılı olursak, Suriye’nin diğer bölgelerindeki benzer problemlerin bu yöntem ve bu mekanizmayla ortadan kaldırılmasında ön açacak aynı zamanda” dedi.
[email protected]
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın