E. TÜMG. ARMAĞAN KULOĞLU : KUDÜS HASSASİYETİNİ KKTC İÇİN DE GÖSTERSEK

KUDÜS HASSASİYETİNİ KKTC İÇİN DE GÖSTERSEK - image004

KUDÜS HASSASİYETİNİ KKTC İÇİN DE GÖSTERSEK

E. TÜMG. ARMAĞAN KULOĞLU

Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıması, ABD BE’liğini Kudüs’e taşıma kararı, takiben bunu uygulamaya koyması ve Filistin halkının bu uygulamaya gösterdiği tepkilere İsrail’in insanlık dışı davranışta bulunması karşısında Türkiye’nin gösterdiği güçlü ve haklı tepki yerindedir. Aynı hassasiyetin milli davamız Kıbrıs konusunda da gösterilmesi şayan-ı arzudur.

Filistin ve Kudüs konusundaki hassasiyetimiz

Türkiye Kudüs konusunda sadece tepki göstermekle kalmamış, dönem başkanı olduğu İslam İşbirliği Teşkilatını (İİT) toplamış ve üye ülkeler de Türkiye’nin liderliğinde, bu kabul edilmez duruma anında karşılık vererek Doğu Kudüs’ü Filistin Devletinin Başkenti olarak tanıdıklarını ilan etmişlerdir.

Türkiye bununla da yetinmeyip, konuyu BM’ye götürmüş ve genel kurulda ABD’nin Kudüs kararını geri almasını öngören tasarının büyük bir ekseriyetle kabul edilmesine önderlik etmiştir.

Türkiye, ABD BE’liğinin Kudüs’e taşınması eylemine olan karşı duruşu ve Kudüs halkının bu olay karşısında yaptığı gösterilerde İsrail’in insanlık dışı cevap vermesine gösterdiği tepki doğrudur. 65 şehit ve 2000’den fazla yaralıya yardım için yapmış olduğu insani yaklaşım takdire şayandır.

Türkiye bu konudaki tepkilerine devam etmektedir. Yurt içinde mitingler düzenlemekte, yurtdışında da konuyu sıcak tutmaya çalışmaktadır. İsrail’in yargılanması için, Filistin Devletinin Uluslararası Ceza Mahkemesine başvurmasını teşvik etmiştir.

Türkiye mazlum Filistin halkının hep yanında olmuş, bedel de ödemiştir. Davos’ta İsrail’e olan “one minute” tepkisi ve “Mavi Marmara” olayı hala hatırlardadır.

Türkiye’nin Filistin ve Kudüs konularında gösterdiği hassasiyet, tepki, eylem ve girişimleri, Arap ülkeleri ve İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi İslam ülkelerinin yaptıklarının çok üzerindedir. Bu ülkelerden, az da olsa, bir kısmının konuya kayıtsız kaldığı, hatta aksi yönde hareket edenlerinin bile olduğu görülmektedir.

Bu arada Filistin Lideri Mahmut Abbas’ın 2009’da GKRY’yi ziyaret etmesi, bu ziyarette Rum tezlerini desteklediğini ve Rum liderle birlikte işgalin sona erdirilmesi için ortak mücadele edeceklerini söylemesi de kulaklarımızda küpe olarak bulunmalıdır.

Ancak yaşananlara baktığımızda, Türkiye’nin Arap ve diğer İslam ülkeleri nezdinde bir kredibilitesinin olduğu aşikârdır. Türkiye’deki yönetimin, dini ve insani değerlere ilişkin hassasiyetini ve İslam ülkeleri üzerindeki etkisini, milli değerler için de göstermesi beklenmektedir. Bu milli değerlerin başında da Kıbrıs gelmektedir.

KKTC’nin tanınması için girişimde bulunulmalı

Türkiye yönetiminin, Filistin Devletinin tanınması için gösterdiği gayreti, Filistin halkının uğradığı haksızlıklara, Kudüs’ün statüsüne ve dünyadaki diğer Müslüman topluluklara ilişkin gösterdiği hassasiyeti, KKTC’nin tanınması hususunda da göstermesi ve önem verdiği, ama bize hayrı olmayan İslam ülkelerini de bu konuda harekete geçirmesi önem arz etmektedir.

KKTC’nin bugüne kadar uğradığı haksızlıklara bir son vermenin zamanı geçmektedir. Bu konuda Rum kesimiyle hala uzlaşmaya yönelik müzakere yollarının aranması hatadır. Müzakere süreci bitmiştir. Artık tanınma süreci başlamalıdır.

KKTC’nin bağımsızlığının, İİT üyesi Türkiye tarafından tanınmasına rağmen diğer üye ülkeler tarafından tanınmaması büyük bir eksikliktir. Hatta teşkilat üyesi bazı ülkelerin, GKRY ile pek çok alanda işbirliği yapmakta sakınca görmedikleri, ABD ve AB’nin izolasyonuna isteyerek veya istemeyerek de olsa iştirak ettikleri bilinmektedir. Bunlardan bazılarının GKRY’de BE’liklerinin olduğu da unutulmamalıdır.

Artık bu zoraki birleşme oyunu durdurulmalıdır. Hıristiyan âlemi nasıl Rumları “Kıbrıs Cumhuriyeti” olarak tanıyorsa, Kıbrıs’ı Türkün elinden almaya çalışıyorsa, Müslüman bir ülke olan KKTC’nin de bağımsız bir devlet olarak tanınması gerekmektedir. Bu konunun öncülüğünü de KKTC’yi tanıyan tek ülke Türkiye yapmalı, İslam Ülkelerini bu tanımaya davet etmelidir. Türk dünyasını da bu tanımaya katılımı için ikna etmelidir.

02 Haziran 2018

KUDÜS HASSASİYETİNİ KKTC İÇİN DE GÖSTERSEK - image004

Yorumlar

  1. Metin Hasırcı avatarı
    Metin Hasırcı

    Mahmut Abbas’ın beyanına bu yazıdan muttali oldum. Bu karakter meselesidir. Çok ayıp etmiştir. Sayın Paşa’mızın son derece nazikane ikazı pek yerindedir. Kıbrıs C.başkanı hakkında Kuzey Kıbrıs parlamentosu tedbirler iktiza eder diye düşünüyorum. Fiemanillah

  2. Prof. Dr. Sadık Rıdvan Karluk avatarı
    Prof. Dr. Sadık Rıdvan Karluk

    Filistin lideri Mahmud Abbas resmi davetli olarak  9 Temmuz 2009 tarihinde Güney Kıbrıs’a gelerek Rum Yönetimi Lideri Dimitris Hristofyas’la görüşmüş, her iki lider  işgalin (!) sona erdirilmesi için ortak mücadele edeceklerini  açıklamıştır.  Rum tezlerini İslam Konferansı Örgütü’nde savunduğu için  Abbas’a, Abbas ise iki devletli bir çözüm çerçevesinde başkenti Doğu Kudüs olacak bağımsız bir Filistin devleti kurulması mücadelesine verdiği destek için Hristofyas’a teşekkür etmiştir.

    Abbas, Rum Meclisi Başkanı Marios Garoyan ve Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu Hrisostomos ile de  görüşmüş, Kıbrıs Rum Ortodoks Kilisesi’nin Filistinlere destek vermeye hazır olduğunu ifade eden Başpiskopos Hrisosotomos, ”Filistin ve Kıbrıslı Rumların ortak mücadele verdiğini” savunmuştur. Rum basını ziyareti, “Rum Yönetimi Türklerin, Filistin ise İsrail’in işgaline son verilmesi için birbirini karşılıklı destekliyor” ifadesiyle değerlendirmiştir.  Fileleftheros gazetesi haberi, “Endişe ve Tedirginlikler Ortak. Kıbrıs ve Filistin Bütün Alanlarda Karşılıklı Destek Konusunda Anlaştı” manşetiyle vermiştir.
    2009 yılından sonra Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY)  Yunanistan ve Filistin arasında üçlü işbirliğinin temelleri 2016 yılında  New York’ta üç ülke dışişleri bakanlarının yaptığı toplantıda atılmıştır. BM Genel Kurul toplantısı sebebiyle New York’ta bulunan Güney Kıbrıs, Yunanistan ve Filistin Dışişleri Bakanları Yoannis Kasulidis, Nikos Kocas ve Riyad al-Maliki   üç ülkenin siyasi konular, turizm, terörle mücadele gibi birçok konuda işbirliği yapmalarının temellerini atmışlardır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir