Bir şey var…Birinden, bir şeyden taaa baştan hazzetmezsem, sonunda gerçekten fos çıkıyor o kişi ya da o şey. Fıtrî bir durum. Ha % 1-2 yanıldığım olmuyor mu? Oluyooor. O kadar kusur Kadı Kızı’nda da olur derler…
İlk görüp TV ekranlarında dinlediğimde (muhtemelen bugün jöleli denen o tarihte galiba ATV kanalında Sansürsüz adı ile program yapan Yiğit Bulut efendinin bir yayınında olabilir) Paşa’yı gözüm kesmiş, takip etmeye başlamıştım. Hatta bir sıcak İzmir günü üşenmemiş bir alan mitingine (2011) de gitmiştim. (Ne yazık 100 kişi bile yoktu ortalıkta, bu yüzden vakit de geldiği halde gelmemiş olduğundan dönmüştüm. Daha sonra gelmiş ve az bir kalabalığa konuşmuş olduğunu izledim sosyal medya denen yerde.)
2 Kere de İzmir Kitap Fuarına imza için geldiğinde konuşmasını en önden dinlemiş ve de 2 soru bile sormuştum 2.sinde (Videosu int’de bulunabilir)
Ama…ne zaman ki Partiyi, gençlere teslim ediyorum diye terketti (haklı olduğu esaslar var olmadığı esaslar var) ve de ard arda Genel Başkan değişti durdu bir kaç yıllık partide, soğudum.
O soğukluk bu gün Vatan Partisi desteği ile buz kesmiştir. Perinçek; son gün Menemen Y.S.K. İlçe’ye gidip 1 aday fazla olsun bu tarafta diye imza verdiğim ama bugüne kadar da Türkiye ve Avrupa güzeli rahmetli Günseli Başar’ın bir röportajda dediği gibi “Ya bu adam da kim, benim kafamdakileri bir bir söylüyor ekranda” diye sorup (2001’den sonra) Doğu Perinçek adlı zât olduğunu öğrendiğim kişiydi düne kadar.
Bunun hemen ardından da “Seçilemezsem 2. turda Erdoğan’ı desteklerim” dediğini duyunca, verdiğim imzamı (geri çekemediğimden) burada yazarak, ilânen harâm ettim. Belki o yukarıda belirttiğim % 1-2’den biri de bu.
Şimdi Paşa bu adamın (adamı değilse bile onun fikirlerinin hakîm olduğu) Partisini destekliyor ve bunu da çıkıp savunuyor.
Hoca yolda giderken bir bakmış adam ağaca çıkmış elinde testere bir dal kesiyor ama oturduğu dalı kesiyor, birazdan küt aşağı düşecek. Durup demiş ki : – Efendi o dalı kesme, düşersin. Ama adam oralı olmamış ve hoca az uzaklaşmış iken dal paaat zayıfladığı yerden kırılmış ve adam düşmüş. Hemen hocanın peşinden koşup yakalamış ve – Benim düşeceğimi bilin, öleceğim zamanı da bilirsin, söyle ne zaman ? diye sormaz mı? Oysa oturduğu dalı kesince adamın düşeceği pekalâ belli, bilmek kerâmet değil.
Eğer Paşa Vatan’ı destekliyorsa ve de kazanamıyacağı bir seçim yarışına giren Perinçek, 24 Haziran sonrası 8 Temmuz için AKP Genel Başkanını desteklerse (yardımcılıklardan birini kapmak için), olacakları bilmek için adımın Nasreddin olmasına gerek yok.
Siz sormadan söyliyeyim :Monokrasi
Yazıları posta kutunda oku