Ermenistan’ın yeni Başbakanı Nikol Paşinyan’ın da katıldığı Avrasya Ekonomi Konseyi (EEC)) zirvesi 14 Mayıs’ta Soçi’de yapılmıştır. Ermenistan, zirve öncesinde 18 Mart 2018 tarihinde Moskova’da imzalanan 29 Mayıs 2014’teki Avrasya Ekonomik Birliği (EAEU) Anlaşması’nın tadil edilmesiyle ilgili Protokol’ün kabulü hakkındaki yasa tasarısını onaylamıştır. Ermenistan Dışişleri Bakanı Edward Nalbandyan, tasarının başbakan seviyesinde EAEU Yüksek Konseyi’nde temsil edilme imkanı sağlamayı hedeflediğini belirtmiştir.
Yüksek Konsey, Avrasya Ekonomik Birliği üyesi ülkelerin liderlerinin katılımıyla toplanmaktadır. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin zirvede, Rusya’nın Ermenistan’ı “Bölgedeki en önemli ortağı ve müttefiki olarak gördüğünü” açıklamıştır. (This is also related to economic interaction and security issues, he said, adding that Russia is Armenia’s leading trade and economic partner)
Ermenistan Başbakanı Pasinyan Soçi’de Putin ile yaptığı toplantıda, “Politik ve ticari-ekonomik alanlarda ilişkilerimize yeni bir ivme kazandırmak için kararlıyız ve enerjiyle doluyuz. Askeri-teknik alanda ve diğer alanlarda ilişkiler geliştirmeyi umuyoruz” demiştir. Putin ise Ermenistan’ın Rusya ile diyalogu ilerletme konusunda ciddi bir potansiyele sahip olduğunu söylemiştir.
Paşinyan, Soçi’de Kırgız Devlet Başkanı Sooronbay Jeenbekov ile de görüşmüştür. Paşinyan görüşmede, Kırgızistan ile ekonomik ilişkileri güçlendirmeye hazır olduklarını açıklamıştır.
Soçi Zirvesi’nde Putin, EAEU için önceliğin birlik içerisindeki engellerin kaldırılması olduğunu vurgulamıştır: “Ulusal düzeydeki ekonomik düzenlemelerimizi daha uyumlu hale getirerek birlik içerisindeki pazarımızın etkinliğini arttırmamız gerekiyor. Malların, sermayenin ve iş gücünün özgürce dolaşımının önünü açmak için geriye kalan engellerin kaldırılması önceliğimiz. AEB nezdinde özellikle nükleer enerji, ekoloji, ilaç ve uzay alanlarında iş birliğinin geliştirilmesi için önemli bir potansiyel bulunuyor. Küresel ekonomiye ve teknolojik gelişmelere ayak uydurabilmemiz için yeni projeleri birlikte hayata geçirmemiz gerekiyor.”
Putin, Moldova’ya gözlemci statüsü verilmesi konusunda birlik liderleriyle görüş birliğine varıldığını açıklamıştır: “Umuyoruz Moldova gözlemci olarak birliğimizin faaliyetlerine önemli katkılarda bulunacaktır. Başka ülkelerin de birliğe katılma başvurularını değerlendirmeye hazırız.” Kırgızistan Devlet Başkanı Sooronbay Ceenbekov, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev ve Belarus Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko ile ikili görüşmeler gerçekleştirmiştir. Nazarbayev ile görüşmesinde, Rusya ile Kazakistan arasında güçlenen işbirliğine işaret etmiştir: “Geçen yıl ikili ticaretimiz yüzde 30,5 artmış durumda. Rusya, Kazakistan’ın lider ticaret ortağı olmaya devam ediyor.”
Zirve ile ilgili olarak Sputnik’e röportaj veren Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Azerbaycan’ın mevcut statüsünde kendini güvende hissettiğini ancak gelecekte Avrasya Ekonomik Birliği’ne üye olma ihtimalini göz ardı etmediklerini açıklamıştır: “Üyelik müzakereleri uzmanlar ve çeşitli ülkelerin elitleri düzeyinde uzun zamandır devam ediyor. Bugünkü statümüzde kendimizi yeterince güvende hissediyoruz. Bu nedenle, gelecekte eğilimlerin ne yönde olacağını görmemiz gerekiyor. Eğer AEB cazip olursa, birçok ülke birliğe dahil olur. Dolayısıyla hiçbir ihtimali dışlayamayız.”
Azerbaycan’ın Birlik ülkeleriyle yürüttüğü ekonomik ve siyasi işbirliği formatının sağlam olduğunu ve entegrasyon için motivasyon gerektiğini söyleyen Aliyev, ekonomik, siyasi, sosyal ve farklı alanlarda entegrasyon olabileceğinin, bu yönde çalışmalar yaptıklarını açıklamıştır.
Karabağ’ı işgal eden Ermenistan’ın üye olduğu Avrasya Ekonomik Birliğine Aliev üye olmayı uygun bulmadığını açıklamıştır. Azerbaycan gibi Ermenistan’ın üye olduğu Avrasya Ekonomik Birliği’ne Türkiye üye olamaz.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi Denizli Pamukkale’de 13 Aralık 2014 tarihinde “Avrasya Gümrük (Ekonomik) Birliği Türkiye için vazgeçilmezdir. Biz orada olmak zorundayız” demiştir ama Avrupa Birliği ile imzalanan Ankara Anlaşması ve Katma Protokol değişmediği sürece GATT/WTO kuralları gereğince Türkiye aynı anda iki farklı gümrük birliği içinde olamaz. Ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “AB bizim stratejik hedefimizdir” görüşü ile de çelişmektedir.
Avrasya Ekonomik (Gümrük) Birliği’nin temelleri, orijinal ismiyle Avrasya Ekonomik Topluluğu’nun kurulmasıyla atılmıştır. 6 Ocak 1995 tarihinde Rusya ile Belarus arasında gümrük birliği gerçekleştirildikten 5 yıl sonra EAEU (AEB) Anlaşması, 10 Ekim 2000 tarihinde Astana’da Beyaz Rusya, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan Cumhurbaşkanlarınca imzalanmıştır.
Ocak 2006 tarihinde Özbekistan Birliğe katılmış, böylece üye sayısı 6’ya çıkmıştır. Özbekistan üyeliğini 2008 yılında dondurmuştur. Mayıs 2002’de Moldova ve Ukrayna, Nisan 2003’de Ermenistan Birliğe gözlemci ülke olmuştur.
16 Ağustos 2006 tarihinde Soçi’de Aleksandır Lukaşenko, Nursultan Nazarbayev, Kurmanbek Bakiyev, Vladimir Putin, Emomali Rahmon ve İslam Kerimov’un katıldığı Konsey toplantısında EAEU çatısı altında bir gümrük birliği kurulması kararlaştırılmıştır. Birliğin kurucu üyeleri ve Rusya Federasyonu, Beyaz Rusya ve Kazakistan’dır. Diğer EAEU üyesi ülkeler ekonomileri gümrük birliğine katılmaya hazır olduklarında birliğe üye olacaklardır.
6 Ekim 2007 tarihinde Duşanbe’de yapılan toplantıda gümrük birliğinin statüsü belirlenmiş ve bu konuda bazı temel anlaşmalar imzalanmıştır. Bunlardan Gümrük Kodu 6 Temmuz 2010 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Gümrük birliği ve ortak ekonomik alan (common economic space) yakın gelecekte Birlik içinde ekonomik entegrasyonu gerçekleştirerek, kişilerin refah seviyesinin artmasına katkı sağlayacaktır.
Avrasya Gümrük (Ekonomik) Birliği’nin amacı, üye devletleri ekonomik olarak birleştirmek ve uzun dönemde diğer Bağımsız Devletler Topluluğu (CIS) üyelerini aynı çatı altında toplamaktır.
Birliğe Ermenistan’ı dahil eden anlaşma 9 Ekim 2014’de onaylanmış, Rusya Devlet Duması Anlaşma’yı 26 Eylül 2015’de uygun bulmuştur. 23 Aralık 2014 tarihinde Kırgızistan ve Ermenistan, 1 Ocak 2015 tarihinde fiilen hayata geçen Avrasya Ekonomik (Gümrük) Birliği’ne kabul edilmiştir. Kazakistan, Rusya ve Kırgızistan aynı zamanda üst çatı kuruluşu olan Şanghay İşbirliği Kuruluşu (SCO) üyesidir. Belarus ise Diyalog Ortağıdır.
Avrasya Ekonomik Birliği, Rusya’nın Orta Asya’daki ekonomik ayağı olarak değerlendirilebilir. Ekonomik birleşmedeki sorunlar göz önünde bulundurulduğunda Birliğin siyasi yönü daha ağır basmaktadır.
Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan 18 Temmuz 2012 tarihinde Rusya’ya yaptığı ziyarette Putin’e “Zaman zaman bize takılıyorsun. AB’de ne işin var diyorsun. O zaman ben de şimdi size takılayım. Hadi gelin bizi Şanghay Beşlisi’ne dahil edin, biz de AB’yi gözden geçirelim 9 şeklinde bir latife yaptım” demiştir ama Türkiye bu Beşlide yer alamaz.
Eğer Türkiye Şanghay Beşlisine (Şanghay İşbirliği Kuruluşu) üye olursa, bu durumda Batı dünyası ile ilişkilerini gözden geçirmek durumunda kalır. Çünkü ŞİK’na üye ülkelerinin hiçbiri NATO ve OECD üyesi olmayıp, çoğu üyeleri de Avrupa Konseyi’ne de üye değildir.
Avrasya Ekonomik Birliği fikrinin öncülerinden olan Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev Türkiye’nin Avrasya Ekonomik Birliğine üye olmasını istemektedir. Nazarbayev 24 Ekim 2013 tarihinde Misk’te gerçekleşen Yüksek Ekonomik Konsey toplantısında Türkiye’nin Avrasya Birliğine katılması yönünde tavsiyede bulunmuştur.
Kazakistan için bir müttefik olarak görülen Türkiye, Rusya için siyasi, jeopolitik ve de jeokonjonktürel bir rakiptir.
Rusya’nın Avrasyası’nda Türkiye kapının dışında önemli bir ortaktır. Avrasya kapısından içeri kalıcı olarak girmesini, Kırım Türklerinin anavatanı olan Kırım’ı işgal eden Rusya istemez. Rusya için Avrasya Ekonomik Birliği bir ekonomik birleşme değil, Avrasya projesi kapsamında eski Sovyetler Birliğini yeniden hayata geçirme sürecidir.
Nazarbayev, Avrasya Ekonomik Birliği’nde Rusya’ya karşı Türkiye’yi bir denge unsuru olarak değerlendirmektedir. Bu konuya Nazarbayev 14 Aralık 2012 tarihinde Kazakistan: 2050 Stratejisi: Olgunlaşan Devletin Yeni Siyasi İstikameti başlıklı ulusa sesleniş konuşmasında değinmiştir.
Nazarbayev aslında bir Kazak milliyetçisidir ve Kazakistan devletinin uzun dönemde bağımsızlığından yanadır. Şu sözler O’na aittir: “Jeti atasın bilmeytin er jetesiz, jeti gaşır tarihin bilmeytin el jetesiz” Türkçesi: Yedi atasını bilmeyen kişi yaramaz, yedi asır geçmişini bilmeyen halkın geleceği olmaz.
Avrasya Ekonomik Birliği’ne Türkiye’nin girmesini isteyen Nazarbayev bu görüşünü, Esengül Kafkızı’nın Abdülvahap Kara (Kara, 2013) tarafından çevrilen ve Türkistan gazetesinde 14 Kasım 2013 tarihinde yayınlanan Ankara Gümrük Birliği’ne Katılmayı Gerçekten İstiyor mu? Kazakistan Cumhurbaşkanın Teklifi Üçlü Gümrük Birliği’nde Görüşlerin Farklı Olduğunu Ortaya Çıkarmış Gibidir başlıklı makalesinde açıklamıştır.
Kafkızı yazısında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “AB bizi oyalarsa biz de alternatif ararız, Şanghay 5’lisi bizi kabul etsin, AB’ye hoşça kal deriz” demecinin perde arkasına yer vermiştir. Beyaz Rusya’nın başkenti Minsk’te gerçekleşen Avrasya Ekonomik Yüksek Konseyi olağan toplantısında Nazarbayev Türkiye’nin Birliğe alınması konusunda teklif yapmış ve bunun gerekçesini şöyle açıklamıştır: “Dış seyahatlerimde bana sizler Gümrük Birliği ile eski Sovyetler Birliği’ni tekrar kurmayı mı, yoksa Rusya’nın himayesine girmeyi mi istiyorsunuz? diye çok sık soruyorlar. Belki, Türkiye gibi büyük ülkeyi birliğe alırsak böyle soruların sorulmasını önlemiş oluruz.”
Ermenistan, Putin’i arkasına alarak Avrasya coğrafyasında Kazakistan ve Kırgızistan gibi Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Konseyi) üyelerinin de bulunduğu ülkelerle sıkı fıkı ilişki içindedir. Türkiye ve Azerbaycan’ın düşmanı olan bir ülkeyle Kazakistan ve Kırgızistan’ın aynı çatı altında ortak hareket etmesi ne kadar doğrudur?
Türk Konseyi, 1992 yılından buyana toplanan, Türkçe Konuşan Devletler Devlet Başkanları Zirveleri sonucunda ortaya çıkan ortak siyasi irade üzerine kurulmuştur. Fakat bu zirvelerde Azerbaycan ve Türkiye dışında Türkçe konuşan lider yoktur. Soçi Zirvesi’nde tüm liderler Rusça konuşmaktadır.
Diğer önemli bir gelişme de, İsrail ile gerilen ilişkiler kapsamında İsrail’in sözde Ermeni soykırımını resmen tanıması girişiminin etkileyici bir hızla ivme kazanmasıdır. Başlangıçta MV Itzik Shmuli’ nin (Siyonist Grubu) sunduğu tasarı, hem koalisyon hem de muhalefet partilerinden 50′ den çok Knesset üyesi tarafından onaylanmıştır.
Bilindiği gibi İsrail Parlamentosu da 1915 olaylarının Ermeni soykırımı olarak tanınmasını öngören yasa tasarısını 14 Şubat 2018 tarihinde reddetmiştir. Jerusalem Post gazetesinde İsrail Parlamentosu’nda (Knesset) “Ermeni soykırımı tanıma tasarısını oylamayla reddetti” haberi yer almıştır.
İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Tsipi Hotoveli, 1915 olaylarının 100. yıl dönümü nedeniyle Erivan’a parlamento heyetinin gönderildiğini hatırlatarak, “Ama ülkemiz, karmaşıklığı ve diplomatik sonuçları ve ayrıca belirgin siyasi doğası nedeniyle bu konuda resmi duruş sergilemeyecek” açıklamasında bulunmuştur. Daha önce Knesset Başkanı Yuliy Edelşteyn 2015 yılında hükümetin tutumunu değiştirmeye çağırmış, 2016’da da parlamentonun eğitim komitesi soykırımı kabul etmiştir.
Tüm bu gelişmeler olurken Ermeni asıllı Türk iktisatçısı Prof. Dr. Daron Acemoğlu’nun Ermenistan ekonomisini kurtarmak için Ermenistan’a çağrılması olumlu bir gelişmedir. Ermenistan’ın yeni Başbakanı Nikol Paşinyan Acemoğlu’nu Ermenistan’a davet ettiğini ve Ermenistan’ın ekonomisinin yeniden yapılandırılması için yardım istediğini açıklamıştır.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi “Avrasya Gümrük (Ekonomik) Birliği Türkiye için vazgeçilmezdir” dese de, Türkiye Batı dünyasından kopmadan aşağıdaki fotoğraf karesinde yer alamaz. Soldan ikinci kişi, sözde Ermeni soykırımını Türkiye’nin tanımasını isteyen Ermenistan’ın yeni Başbakanı Nikol Paşinyan’dır. Türkiye üye olursa Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan da bu karede yer alacaktır. Sağdaki fotoğrafta ise Putin’in solunda Nazarbayev vardır.
ABD Başkanı Trump, 11 Mayıs 2018 tarihinde onayladığı yasa ile Holokost mağdurlarının hayatta iken zararlarının telafisi öngörmektedir. Bu gelişme örnek alınarak ileride Ermeniler de benzer bir karar çıkarabilirler. Bunun için Türkiye hazırlık yapmalıdır ama benim kanımca bu konu Türkiye’nin gündeminde yoktur. Bakalım yumurta kapıya gelince acaba ABD’deki büyükelçimizi geri çağırmaktan başka bir şey yapabilecekmiyiz? )
***
Uluslararası Şeffaflık Derneği’nin Cumhurbaşkanı adaylarına yönelik “ Şahsına, eşine ve çocuklarına ait mal varlığı bildirimlerini, seçim kampanya bütçesi, bütçe kaynakları ve kampanya harcamalarını kamuoyu ile açık ve eksiksiz bir biçimde paylaşmalarını bekliyoruz” açıklamasına ben de katılıyorum. Henüz mal varlıklarını açıklamamış adayların da bu çağrıyı dikkate alacaklarını umuyorum. Bunun seçmen üzerinde çok olumlu bir etki yaratacağını düşünüyorum.
Bir yanıt yazın