Siyasilerin yanlış attığı adımlar, yurt dışında yaşayan Türklere zarar veriyor. Bulundukları ülkelerin halkları tarafından dışlanıyorlar. Nefret ediliyorlar. Öyle ki yakında ülkelerinde ne kadar Türk varsa kovacaklar. Örneğin 80 milyon nüfusu olan Almanya’nın nüfusunun % 5’i Müslüman. Bunun 3.5 milyonu Türk. Peki Almanya’da en çok nefret edilen toplum hangisi? Birinci sırada Suriyeliler sonrada Türkler geliyor. Almanya’nın iç siyasetinde Türk ve Müslüman karşıtı olan siyasetçiler prim yapıyor. Hal böyle iken olur olmaz zamanlarda Türk yetkililerin yaptığı hareketler, söylemler, toplantılar, Türkiye’nin iç politikasını Avrupa ülkelerine taşıması, ara sıra eyyy diye bağırması yurt dışında yaşayan Türkleri çok zor durumda bırakıyor. Almanya çifte vatandaşlığı iptal etti. Ya Alman vatandaşı olur adam gibi Alman yasa ve törelerine uyarsın, ya da defolup gidersin anlamında bir dizi kararlar aldı. Bütün bunların nedeni Almanya’da Türkiye’nin desteği ile gelişip serpilen dini ve yandaş sivil toplum kuruluşları. Adamlar huzur içinde yaşarken huzurlarını bozanların Suriyeliler ve Türkler olduğuna hükmetmiş durumdalar. Avusturya’da yasalarında çifte vatandaşlık hakkı olmadığı için son seçimde oy kullananların listesini eline geçirmişler ve Türklerin Avusturya vatandaşlığını iptale başlandı. ‘’Yankee go home’’ örneğinde olduğu gibi ‘’Türkler evinize’’ diyorlar.
Sadece Almanya mı? Hayır. Avrupa genelinde 6 milyona yakın Türk var. Siyasetçiler sıklıkla değişik Avrupa ülkelerine giderek bu ülkelerde yaşayan seçmenleri yönlendirmek için toplantılar yapıyorlar. Hükümetler bu durumdan çok rahatsız. Öyle ki ülkelerine gelen bakan seviyesindeki Türk siyasetçiyi bile ülkesine sokmuyor, karga tulumba sınır dışı ediyor. Hollanda ise ülkelerine gelecek Türk politikacılara ülkeye girme yasağı konması konusunda hazırlık yapıyor. Maşallah bizde de ne yüz var!. Her sınır dışı edilişin arkasından, arka bahçeden gene ol ülkeye giriyoruz. Avrupa Türk siyasileri, propaganda yapan hariciyeciyi, din görevlisini, sivil toplum kuruluşlarını, özetle artık açık ve net olarak ülkelerinde Türk dahi görmek istemiyorlar. Hiç bunlardan ders almıyoruz. Hava alanlarında Türklere yapılan muameleler zaman zaman basına da yansıyor. Türk pasaportlarının değeri yok. Şüphe ile karşılanıyor.
Gene önümüzde seçim var. Avrupa ülkeleri resmen Türk siyasetçilerinin ülkelerine gelmelerini istemediler. Bosna-Hersek’te toplantı yapılacağının duyulması üzerine, Bosna-Hersek halkı buna tepki gösterdi. Gelmeyin, yapmayın dediler. Bundan ders çıkarmadık, inatla ve ısrarla Bosna-Hersek’te toplantı yapılacak. Şu anda Avrupa’da en zayıf konumda olan Bosna-Hersek’e Türkiye yardım etmektedir. Türkiye fırsattan istifade buraya gelecek, toplantı yapacak ve dünyaya eyyy diye seslenecek. Böylece hiç arzu edilmeyen ‘’Türkiye çıkarcı ülke’’Damgasını yiyecek.
Türkiye hükümeti ısrarlı ve yanlış tutumu ile gurbette yaşayan, orada düzenini kurmuş Türklerin huzursuz edilmelerine, bu ülkelerde aşağılanmalarına hatta sınır dışı edilmelerine, kovulmalarına neden oluyor. Türk ve Müslüman karşıtlığını bile bile tırmandırıyor, bundan nemalandığını sanıyor. Şu bir gerçek ki iç siyasete alet edilmek istenen Türkler; tarikatların, devletin baskısı altında. Doğal olarak Avrupa ülkelerinin istihbaratları bunları yakından takip etmekte, İslamcı siyasete karışanlara gerekli ceza ve uygulamaları yapmaktadır. Oturma ve çalışma izinleri iptal edilmekte Türkiye’ye zorunlu dönüşe mecbur edilmekteler.
Biliyorsunuz İngiltere AB’den çıktı. ABD’de Trump başkan seçildi. Aşırı sağ güçlenmeye başladı. Türk-Müslüman göçmenlere, yabancılara karşı olan tepki ve akımlarda hız kazanıyor, her gün yayılıyor ve taraftar buluyor. Bundan da en fazla Avrupa’da yaşayan 6 milyon Türk zarar görecektir. Çünkü AB ülkeleri Türkiye’ye karşı ortak eylem içindedirler. Hedeflerine Türkleri Avrupa’dan çıkarmayı alırlarsa, 6 milyon Türk Türkiye’ye gelecektir. Her halde AB ülkelerinde yaşayan Türkler bu durumu hiç arzu etmezler. Onun için ne yapacaklar? Bulundukları ülkelerin vatandaşlığına geçerek Türkiye ile olan ilişkilerini sonlandıracaklar. Adam gibi o ülkelerin kurallarına uyacaklar. Vatandaşlığa kabul edilmeyenlerde düzenini, hayat standardını bozarak Türkiye’ye gelecek. Şu anda değişik AB ülkelerinde siyaset yapan, iş dünyasında belirli yer edinen, her alanda başarılı olan Türkler var. Bunların içinde bulundukları ülke vatandaşlığına geçmeyenlerin hayatları sönecek. Mevcut iktidarda artık ‘’Dimyata giderken evdeki bulgurdan’’ olacak. Avrupa’da kandıracak Türk bulamayacak.
Peki AB ülkelerinde yaşayan Türkler ne yapmalı?
Öncelikle Türklüğümüzü, Türkiye gibi güzel bir vatanımızın olduğunu unutmayacağız. Bulunduğumuz ülkenin yasa, örf ve teammüllerine harfiyen uyacağız. Türkiye’den giden değişik fraksiyonların propagandasına hele hele dini ve bölücülük propagandası yapan grup ve cemaatlerden uzak durarak, ilgilenmeyeceğiz, kapılarımızı yüzlerine kapatacağız ki bulunduğumuz ülkenin güvenlik güçlerinin takibinde olmayacağız. Siyasi toplantılara ilgi göstermeyeceğiz. Yok bunları yapmam derseniz bavulunuzu hazırlayınız her an sınır dışı edilmeyi bekleyin. Böyle bir durumda da kazanmış olduğunuz sosyal haklarınızı kaybedeceğinizi de not ediniz. Bu ülkeler artık Türkiye’ye, Türklere sempatik bakmıyor. Gerici, faşist, antidemokratik bir ülke olarak bakıyor. Hür Avrupa’da böyle düşüncelerin yaşatılmayacağı da bir gerçek. Siyaset yapmak istiyorsanız ya bulunduğunuz ülkenin vatandaşı olun, orada yerel siyaset yapın ya da gelin Türkiye’de yapın. Hiçbir ülke çöplüğünde yabancı horoz istemiyor bunu da aklınızdan çıkarmayın.
++++
OOOMPAH
Eski ABD başkanlarından olan Truman seçim kampanyası sırasında Kızılderililerin yaşadıkları bölgelerde propaganda yapmaktadır. Eyyy Kızılderililer diyerek söze başlar. Kızılderililer ooomph diye bağırır. Sizlere özgürlük vadediyorum dediğinde gene ‘’ooomph’’ sesleri yükselir. Truman tezahürattan çok mutludur. Her cümlesinin sonunda ‘’ooomph’’ bağrışması göklere çıkar. Kendince çok iyi bir konuşma yapmıştır. Kızılderililerin oyu artık çantada kekliktir. Konuşma bittiği halde ooomph naraları devam etmektedir. Kürsüden iner büyük bir at ahırı gözüne çarpar. İçinde yüzlerce atın olduğu kendisine söylenince daha çok merak eder. Yanındaki Kızılderili refakatçılara ahırı görmek istediğini söyler. Onlarda tabi ki görebilirsiniz diyerek ahırın yolunu tutmuşlar. Ahırın kapısından girerken refakatçi sayın başkanım dikkat edin ‘’sakın ooomph’a basmayın’’
Bahattin Ayhan
14.05.2018