ANNE OLMAK

 

 Kendi çocuklarını dış ülkelerde okutup,yurdum annesinin çocuklarına”İmam Hatip açtık orda çocuklarımız okusun diye”konuşan anneler geliyor aklıma…

 

Çocuğu okusun diye varını yoğunu yoluna döküp,yavrusuna hasret,diplomasını beklerken bir gün kapıya kör kurşuna kurban giden yavrusunun cenazesi gelen anneleri bir düşünün…

 

Yine kendi çocuklarına çürük raporu alıp askerlik yaptırmayan”ne mutlu size anneler,sizin çocuklarınıza şehitlik mertebesi nasip oldu”diyerek yüreği evlat acısıyla yanan terör kurbanlarının annelerini teselli ettiğini sanan anneleri düşünüyorum….

 

Sonra anne olmak isteyip de olamayan anneler geliyor aklıma…15 temmuz masalıyla körüde boğazı kesilen askeri öğrencinin annesi geliyor gözümün önüne…

 

Hayatlarının baharında asılan üç fidan ve annelerinin neler hissettiğini anlayabiliyor musunuz!.

 

Gezi olaylarında hayatını kaybeden gençlerimiz ve hergün mezarının başında ağlayan anneler gelmiyor mu sizin aklınıza…

 

Ya çalınıp kaçırılan çocukların anneleri…

 

Çocuğunu kaybeden yüreği yaralı,kor ateşlerde yanan  annelere allahtan sabırlar diliyorum.Bağrınıza taş basıp,bu da bizim sınavımız diyerek dayanmaya çalışacaksınız.Eminim çocuğunuzda çok üzülmenizi istemezdi.Ne yazıkki bazı şeylerin önüne geçemiyoruz.

 

Sanki herşey güllük gülistanlıkmış gibi mutluluk oyunu oynayamayacağımı düşünüyorum …

 

Dünyadaki en büyük armağan evlattır. Kıymetini bilelim ve sevgiyle büyütelim. 

 

Çocuk sahibi olamayanlar,Çocuk Esirgeme Kurumları bir yudum sevgiye muhtaç çocuklarla dolu,şart mı dünyaya getirmek?

Önemli olan, yüreğindeki sevgi ve şefkati aktarabileceğin, büyütüp, topluma yararlı bir insan yetiştirmek değil midir?

Ayrıca sadece doğurmakla anne olunmuyor. Etrafınıza şöyle bir bakın! Kimisi sadece çocuk doğurup, kocasına kendisine baktırmak için ,çocukları gelir kaynağı olarak görüyor.Olmaz demeyin benim çevremde çok var.

 

Kimisi de annesi olmadığı halde, kimsesiz kalmış bir yavruyu bağrına basarak, tüm sevgisini şefkatini ona akıtarak, topluma kazandırmaya çalışan, ,onun için canını bile vermeye hazır anneler…

 

Yüreklerinden öpüyorum…İşte gerçekten anneliği hakeden kişi bu annelerdir. 

 

Bir de sadece dünyaya getirdiği için anne olduğunu sananlar var.Çıkarı için çocuğunu  terkedip giden ,yıllarca görmeyen anneler…Onları asla anlayamayacağım…

 

Bir arkadaşım  var,çocuğu olmadı,annesiyle yaşıyor yıllardır.”artık çocuktan farkı yok,o da benim çocuğum”der ve annesine bir bebek bakar gibi bakan kız anneler var…

 

Onları yürekten kutluyorum…Kimbilir nasıl bir güzel duygudur,annesinin annesi olabilmek.

 

Sonra el kızına ya da el oğluna sözünü geçiremeyip hiç bir güvencesi olmayan annesini sokakta bırakanlar var.Onlara söyleyecek söz bulamıyorum.

Acaba bir gün yaşlanıp aynı duruma düşebileceklerini hiç mi düşünmüyorlar…

 

Hepinizin bildiği bir hikayenin yeri gelmedi mi şimdi;

 

İşten yorgun argın eve gelen baba,çocuğunun ne yapmaya çalıştığını anlayamaz ve sorar

“Oğlum ne yapıyorsun o tahta ve bıçakla?”

Çocuk köşede duran ve yemeğini yemeye çalışan dedesine bakar ve babasına dönüp

“Babacığım hani siz dedeme kızıp normal tabak vermiyorsunuz ya,düşürüp kırar diye,ben de şimdiden sana tahta tabak yapıyorum,yaşlandığında hazır olsun diye”

 

Ne güzel atasözlerimiz vardır bizim;Ne oldum deme,ne olacağım de…

 

Sonra dokuz ay yolunu gözleyip yavruma sarıldığım anlar geldi aklıma…Hani o minik parmaklarıyla elinizi sımsıkı kavrayan o tatlı bebek…Bir daha hiç bırakmıyor o eli…Siz de bırakamıyorsunuz.Bırakılmıyor bir türlü ,hep bir bahaneniz oluyor.

 

Birgün öyle bunalmıştımki….Peşpeşe üç çocuk…topladım hepsini attım portakal bahçemize.

“Aman bir okula gitseniz de birazcık da olsa kurtulsam sizden”

Arkama döndüm,babam gülümsüyor,”Öğretmene bak sen,nereye kurtuluyorsun,ben sizden kurtulabildim mi?Bak kırkınızı geçtiniz hala başımdasınız,ayrıca hele bir bayram gelmeyin, gözüm yollarda kalıyor,bir şeyi bahane edip acaba bugün mü gelecekler diye  hergün tren istasyonuna gidiyorum.Anne-baba olmak hiç istifa edemeyeceğin,hiç emekli olamayacağın bir iştir kızım.”

 

Çocuklarım 3-4 lü yaşlardayken onların okula başlayacağını ve artık peşlerinden koşmayacağımı düşünüyordum.

Hepsi büyüdü anne-baba oldular hala ülkeler arası peşlerinden koşuyorum.

 

Hani okula başlarsınız,bir sürü okullar bitirirsiniz,size onca notlar verilir sınıfınızı geçersiniz,diplomanızı alır, sonunda düşlediğiniz iş hayatına başlarsınız.

 

Annelik hiç bitmeyen bir okul gibi geliyor bana. Belki çocuklarınızın başarıları sizin sınıf geçme notunuz oluyor ama asla mezun olamıyorsunuz…

 

Anneciğim…Canım benim…Biz iki kız okuyalım diye nasıl da çırpınmıştı.

Kendisi ailesi izin vermediği için okuyamamıştı ve çok üzülürdü…

Annem sen başardın… Senin sayende ben çocuklarımı en iyi okullarda okutup başarılı ve mutlu insan olmalarına katgıda bulunabildim. Mekanın cennet olsun…

 

Kızım annelerin en tatlısı… Ben hem anneden hem kızımdan yana çok şanslıyım… Anneler günün kutlu olsun biricik kızım…

 

Artık anneler ağlamasın ne olur,savaşlar bitsin, açlık sona ersin, hep sevgi çiçekleri açsın dünyanın dört bir yanında….

 

Kendisini anne hisseden tüm annelerin anneler günü kutlu olsun…

 Kendi çocuklarını dış ülkelerde okutup,yurdum annesinin çocuklarına"İmam Hatip açtık orda çocuklarımız okusun diye"konuşan anneler geliyor aklıma... - umran unlu

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir