“Y.S.Kurulu C.tesi günü karar olsaydı bu 15’ler olayı olmazdı” gibi bir şey söylenmiş(ti).
Aklıma şu geldi, 2008 Avrupa Futbol Şümpiyonası elemerinde Türkiye – Hırvatistan çeyrek final maçı 1-0 giderken, daha doğrusu handiyse biterken, bir anda Rüştü’nün kendi ceza sahası ilerisinden yaptığı serbest vuruşda, Semih’in önüne düşen topa rakîb ceza sahası dışından anî bir sol vole vuruşu sonucu topun Hırvat kalesinde görünmesi, GOOOL. Ve bildiğiniz gibi iş penaltılara kaldı onu da biz aldık ve tur’u geçtik
Hırvat Teknik Direktör yedikleri gol üzerine anneannesi de mi ne Hırvat olduğu bilinen hakeme lâf atmıştı, biten maçı ne diye bitirmedin gibilerinden, hakemin hâlini hiç unutmuyorum. Haklısın ama ben de anlayamadım, nasıl olur bu, ben ne yaptım gibilerinden hâli, artık siz bulun öyle bir karmaşık ruh hâli ile bakmıştı ki Teknik Direktörün yüzüne, çıt diyemeden.
Bu iktidârın 2002’nin 3 Kasım’ından beri ki bence ilk akıl almaz, mantık dışı, vicdan dışı, hukuk dışı eylemi; 61 Yaş Yasası diye bir şey uydurup 65 yaşın doldurulmasını beklemeden memurları (ki ben de bir memurdum o harekete düçâr olan) paldır küldür ama A.B.D.nin 2. Körfez savaşı sonucunu da bekleyerek, Ocak’2003 yerine 17 Nisan 2003’de, âcîlen emekli etmesi idi. Ne var ki o tarihte henüz kurum ve kuruluşlar taş gibi, yerinde ağırdı da yasa ters tepti Anayasa Mahkemesinden döndü ve de sanırım Türkiye’de ilk kez bir Anayasa Mahkemesi kararı geriye işledi de emekli edilenlerin kimileri, yani isteyenler memuriyetlerine geri döndüler. (Ben dahil)
Sonrasında taşlar yerinden oynadı ve o yerlere başka taşlar oturdu, böyle olunca da kick boks gibi bir oradan tekme bir buradan yumruk yiye yiye bugüne geldi ülke. Ama hak hukuk deyin ama insanımız deyin ama rejim deyin ne derseniz deyin cem’an ülke diyorum, ülke deyince her bir düşünülen, akla gelen içinde olarak.
Ve bu Y.S.K.’nın sözümona karar almada gecikmesi ve bu gecikme sonucu istifa eden 15 M. Vekilinin diğer tarafa nakil etmesi olayı aynen Semih Şentürk’ün Hırvat kalesine attığı son saniye bile değil, son an (an saniyenin parçalarından biridir) golü gibidir.
Y.S.K. şimdi o maçın hakemi hâli ile öööylesine şaşkın bakınmakta olmalı.
Bu gol karşı takımın penaltılar sonunda elenmesini ve çekip gitmesini getirecekse yani getirirseee ama buna rağmen ben gitmiyorum der ise, o zaman bir başka söz akla gelecek “iç savaş çıkarsa ezer geçeriz” Aman yarabbiii! (*)
Bir Devlet bir bünyedir, herhangi bir uzvunda meydana gelen gangren olsun kanser olsun bir durumda, o bünyeyi (yani kendini) kurtarmak ve yaşatmak için Devlet ne yapılıyorsa onu yapar, keser atar ya da ezer geçer amaaa, aması var.
Aması şu: Metin / Zeki parodilerinin birinde Metin der ki : “Çaaan kulesinden gözetleyenler var” Şunu demeye getirir ‘Çankaya’dan gözleyenler var’… Bu Çankaya ya da benzetme ile Çan kulesi C,Başkanının bulunuduğu yerden takip edilinmekte olduğu anlamında…O parodideki bu sözü söyleten temel bir başka temel ama iç savaş sözü temel olarak gelirse önümüze…o Çan Kulesi / Kayası o mekân olmaktan çıkar bir başka mekân olur, görevlisi de o görevli olmaktan çıkar bir başka görevli olur, yani yer ve kişi tebdîl-i mekân, tebdîl-i kıyafet eder…Biri bir tarafı ezip geçeceğine o her iki taraf da ezer geçer. Eğer bu olmazsa, bu defa dışarıdan gelenler herkesi ezer geçer,bunu biliyor musunuz? Bunu görüyor musunuz? SİZ?..
Bu son an golünün getireceği bir iç savaş ise bundan korkarım, o yüzden aman yanrabbiii dedim, bir kere daha Aman yarabbiii
(*) Çok üst düzey bir bürokrat, emekliye ayrılma aşamasında vedalaşmaya gidiyor, O bey o bürokrata, yapacakları ile ilgili bazı şeyler anlatınca o bürokrat diyor ki ‘Bu dediklerinin yarısını yap, iç savaş çıkar bu ülkede’. O bey de “çıksın, ezer geçeriz” diye cevap veriyor.