Günlerden 1 Mayıs 2018, ülkemizde ilk kez 1923 yılında amele bayramı olarak kutlanırken, 1976 yılında ilk kez geniş bir katılımla Taksim meydanında 1 Mayıs kutlandı.
1977 yılında yine Taksim meydanında yapılan kutlamada göstericiler üzerine ateş açıldı ve onlarca kişi hayatını kaybetti ve o gün, tarihe kanlı 1 Mayıs olarak geçti.
İşçinin ve emekçinin bayramı olarak kutlanması gereken bayram gününde yine en çok ezilen, horlanan, zor kullanılan hep işçiler oldu ve olmaya devam ediyor.
2008 yılına kadar geniş kutlamaların yasaklandığı, alanların kısıtlandığı 1 Mayıs’lar 1 Mayıs 2008 ‘de yeniden resmi tatil ilan edildi ve Taksim’de kutlandı.
Bu güne kadar kutlanan 1 Mayıs’lar, işçinin ve emekçinin hayatında neyi değiştirdi ?
Bu gün geldiğimiz nokta da Sendikalar ve Oda’lar nerede ve kimin yanında yer alıyorlar ?
İşçinin, işinin daha çok ağırlaştığı 1 Mayıs alanlarında işçinin hangi sorunu çözüldü ?
Çocuk işçilerin, güvencesi olmayan kadınların, emekli işçiler’in hakları için kim ne yapıyor?
İşçinin ve emekçinin bayramı onların adına başkalarınca kutlanırken, işçinin ve emekçinin sorunlarını kimler dinliyor, kimler çözüm arıyor?
Özgürlüğün ve Barışın simgesi olmaktan uzaklaştırılan 1 Mayıs’ta bizi yönetenlerin belirlediği alanlarda yapılan konuşmalarda, işçi hakları en vurucu sözlerle dile getirilmeye ama bir daha ki 1 Mayıslara ertelenmeye devam ediliyor.
Sayısını bilmediğimiz işçi, emekçi hakkını alamadan ölüyor.
Tüm bunlar yaşanırken, bağımsız olmayan bir ülkede;
Ne işçi, ne de emekçi bağımsız olamaz…
Önce bağımsızlığımız, ve ülkemizin bütünlüğü için mücadele etmemiz gerekiyor.
İçimizdeki işbirlikçilerle, bölücülerle ve onların müsaade ettikleri ölçüde kutlama yapmak kendimizi kandırmaktan, işçinin emekçinin hakkını yemekten başka bir şey değildir.
Vatan bağımsız olursa emek mücadelesi, demokrasi mücadelesi var olur, eğer BAĞIMSIZLIK yoksa, ne emek mücadelesi ne demokrasi mücadelesi sonuç verir.
Emekçiler ise belirlenen yerde emperyal güçlerin oyuncağı olarak kalır.
Hiç bir siyasi partinin gölgesinde kalmadan emek için, bağımsızlık için örgütlü olmayı başardığımızda haklarımıza sahip çıkarken, haklara da saygı göstermeyi öğrenmiş oluruz.
Yani Vatanın bağımsızlığı emekçinin, işçinin bağımsızlığından daha önemlidir.
Vatan varsa biz de varız !!
1 Mayıs, insanca, özgürce, kardeşçe, birlik içinde ve el ele ulusça kutlanmalıdır.
1 Mayıs’ın her şeyden önce emeğin, emekçinin bayramı olduğu unutulmamalıdır.
1 Mayıs’ta işçi hakları, iş cinayetleri, sendikal haklar, grev hakkı, emekçi hakkı ön plana çıkmalıdır..
1 Mayıs, emekçilerin her türlü yasağa karşı koyduğu mücadele günü olmalıdır.
1 Mayıs insana yapılan her türlü zalimce baskının, yoksulluğun, açlığın, işsizliğin, ayrımcılığın ve sömürünün karşısında dimdik duruş olmalıdır.
Daha özgür bir yaşam için 1 Mayıs kutlamalarında demokrasi kazansın, emek kazansın, emekçi kazansın, bağımsızlık kazansın..
Sermayenin kölesi olmaktan kurtulmak isteyen işçi kazansın, insanlık kazansın ki 1 Mayıslar hep yaşasın..
Bir yanıt yazın