Türkiye`de ham madde kaynakları yok olmaya terk edildiği için, doğal gübre yerine kimyasal gübre kullanımında da bir çok tarım ürününde olduğu gibi dışa bağımlı durumdayız.
Yanlış tarım politikaları, çiftçinin alım gücü, mevsimler, insan gücü, tarım ürünlerinin fiyatları, mazot fiyatları gibi etkenler dikkate alındığında, ülkemizde ekili alanların tonlarca gübreye ihtiyacı olduğunu görebiliyoruz.
Ziraat Mühendisleri Odası’nın resmi açıklamalarına göre 2014 yılında ülkemizde kullanılan kimyasal gübre kullanımında, Cumhuriyet tarihinin rekorunun kırıldığı açıklanmış.
Üstelik gübre sektöründe ki kamu kuruluşları da bir çok diğer kurum gibi özelleştirildi, böyle olunca da gübre tekellerinin para hırsı, kimyasal gübre fiyatlarının sürekli artmasına neden olmuştur
Anadolu’da hayvancılığın en büyük geçim kaynağı olduğu dönemlerde, kimyasal gübre yerine köyde, ovada, yaylada her yerde doğal gübre vardı.
Doğal bir enerji kaynağı olmasından dolayı tezek olarak hala Anadolu’da bir çok köy de kullanılmaktadır.
Uzun kış gecelerinde, sobada, tandırda kömür gibi yanar. Çırayla, çalı çırpıyla tutuşunca için için yanarak taş evleri, toprak damları, kar yığınlarının altında ki küçük köy evlerini, camileri, okulları, köy konuk evlerini doğal gazdan daha güzel ısıtır.
Mart, Nisan aylarında hayvan dışkıları, samanla karıştırılarak yayılır. Daha sonra kalıplar halinde belle kesilerek bütün yaz boyunca kuruması sağlanır ve en sonunda kışın kullanımı rahat olması için üst üste dizilerek istiflenir ve buna da ‘’kalak’’ denir.
Çocuklar için baharın gelişiyle biraz olsun ısınan havalarda bu kalakların yapımında hem oyun oynamak, hem bunları gözlemleyerek büyümek büyük bir şans olsa gerek.
Sadece çocuklar değil, tavuklar, kazlar, hindiler, kediler, köpekler içinde bu kalakların hem ısınmak için iç kısımları hem de güneşten korunmak için gölgeleri değerlidir.
Tabi ki toprağa dokunan, eve mahkum olmayan çocukların, saklambaç oynamaları için de en güzel saklanılacak yerlerdir ”kalak”lar.
Tezeklerin her bir parçası değerlidir, tezek diyerek hakaret etmek ise, Anadolu insanının elleriyle yoğurup emek verdiği, hem toprağını beslemek, hem evini ısıtmak için kullandığı bu doğal enerji kaynağını yok saymaktır.
Bunları yapan yine Anadolu’nun emekçi analarıdır. Bu analar ki hem toprağını, hem hayvanını, hem evladını korumayı da, beslemeyi de, büyütmeyi de iyi bilirler.
Demek ki, bu tezeklerin yapılmasıyla, hem hayvanların yaşadıkları alanın temiz kalması, hem bu doğal gübrenin tarlada, bahçede, bağda, bostanda kullanılmasıyla toprağın güçlenmesi, hem de kışın kömür gibi yanmasıyla enerjiye dönüşmesi kadar çok yönlü faydası olduğunu unutanlar var.
Şimdi ne yazık ki, tezek kullanılan köyler olsa da , bir çok köyde bedava dağıtılan, ucuz kömürlerle, hem insanlar zehirlenmekte, hem soluduğumuz hava kirlenmekte, hem de doğa zarar görmektedir.
Köy okullarında bugün devam ediyor mu bilmiyorum ama, eskiden her öğrenci bir parça tezekle okula gider ve gün boyu onun sıcağıyla bütün sınıf ısınırdı. ”Tabi ki o çocukların yöneticilere telefon edip, doğal gaz bağlatmasını isteyecek babaları hiç olmadı”
Tezek diyerek küçümsememek lazım.
Şair ve yazar, Cazim Gürbüz şiirinde şöyle diyor;
“Bizim yöreleri hep o ısıtır
Yayılırda basmalığa basılır
Güz gelince böbürlenir kasılır
Kışın sobaların asıdır tezek.
Artık serbest rekabete de girdi
Bu yıl fiyatları rekorlar kırdı
Kömüre, oduna bir tur bindirdi
Liberal sistemin faslıdır tezek.
Biyogaz dediler, tezler yazdılar
İyi gübre olduğunu sezdiler
Tezeğin keyfini böyle bozdular
Yine yakıtın aslıdır tezek.
Koyununki makbul, adı da “kerme”
Tozları “fışkı” dır sakın hor görme
Destan yazdık diye kızıp köpürme
Bizim soğukların yasıdır tezek.
Şiir// Cazim Gürbüz