NACI KAPTAN POST
Cumhuriyet
Emre Deveci
18 Nisan 2018
Seçime götüren rakamlar
24 Haziranda baskın seçime gidilmesinde ekonominin giderek ısınması etkili oldu. Kur, faiz, dış borç, enflasyon ve cari açık verileri alarm veriyor.
AKP-MHP ittifakı Türkiyeyi baskın seçime götürmeye karar verirken, ekonomide alarm veren göstergeler bu adımda etkili oldu.
MHP lideri Devlet Bahçelinin erken seçim çağrısı yaparken artan ekonomik risklere ve döviz fiyatlarının fren tutmamasına işaret etmişti, dün de AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan ekonomide makro ekonomik kararların verilmesi gerekliliğine değindi. İşte o alarm veren göstergeler:
1-TL dibe vurdu: Geçen hafta Dolar/TL kuru 4.19, Avro/TL kuru 5.19 ile rekor kırdı. Türkiyenin fiyat düzeyinin ticaret yaptığı ülkelerin fiyat düzeylerine göre değişimini gösteren tüketici fiyatları endeksi (TÜFE) bazlı reel efektif döviz kuru endeksi (REK) martta 83.42 ile tarihinin en düşük düzeyine geriledi. Dövizdeki yükseliş, başta özel sektör için olmak üzere dış borcu daha tehlikeli hale getiriyor. Nitekim, son dönemde Ülker ve Doğuş gibi büyük grupların kredi yapılandırma başvurusu yapmalarında TLdeki değer kayıplarının önemli payı var.
2- Dış borç kriz düzeyinde: Türkiyenin toplam dış borcu, Eylül 2017 itibarıyla 453.2 milyar doları aştı. Bunun 136.2 milyarı doları (yüzde 29) kamuya ait. 316.4 milyar doları (yüzde 70) özel sektörün borcu. Toplam dış borcun milli gelire oranı ise yüzde 53.3 ile 2001 krizindeki seviyelere yaklaştı. Türkiyenin iç ve dış toplam borçları ise 3 trilyon 604 milyar liraya ulaşarak milli geliri aşmış durumda.
3- Döviz açığında rekor: Finansal kesim dışındaki firmaların (reel sektör) net döviz açığı ocakta 2016 sonuna göre 8 milyar 886 milyon dolar artarak 221 milyar 536 milyon dolara yükseldi. Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşekin özel sektöre aman borçlanmayın, fırtına geliyor demesinin nedeni de söz konusu döviz açığı. AKP Genel Başkanı Erdoğan, bu açıklamanın ardından Şimşeki isim vermeden fırçalamış ve kendi ayağına kurşun sıkmakla eleştirmişti.
4-Cari açık alarm veriyor: Türkiye ekonomisinin en büyük sorunlarının başında gelen ve TLdeki değer kaybında etkili olan cari işlemler dengesi, şubatta 4.15 milyar dolar açık verdi. Ocak-Şubat dönemi cari açık, 11.19 milyar dolar olurken, 12 aylık cari işlemler açığı 53.3 milyar dolar olarak gerçekleşti. Cari denge geçen yılın şubat ayında 2.57 milyar dolar, 2017nin tamamında 47.17 milyar dolar açık vermişti. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moodysin not indirme kararında başta gelen nedenlerden biri de cari açıktaki artıştı.
5-Enflasyon ve işsizlik çift hanede: 2017de yüzde 7.4lük büyüme olduğu açıklansa da halk, büyümeyi kendi cebinde hissetmedi. 2017yi yüzde 11.92 ile kapatan enflasyon (TÜFE), martta yüzde 10.23 ile çift haneye demirledi. Temel ihtiyaç maddelerinde bu oran yüzde 20ye yaklaştı. Benzin 6 lirayı aşarken birçok mal ve hizmet zamlandı. 7.4lük büyümeye rağmen 2016de yüzde 10.9 olan işsizlik 2017yi de aynı oran ile kapattı. Ocak 2018de işsizlik yüzde 10.8 oldu. Genç tanımlı işsizlik 6.2 milyon kişiye ulaştı.
6-Faizler zirvede: ABD başta olmak üzere gelişmekte olan ülkelerde faiz oranları artıyor, bu da dışarıdan borçlanmayı giderek daha pahalı hale getiriyor. Nitekim, Hazine Müsteşarlığının Ekim 2028 vadeli 2 milyar dolar borçlanırken, faiz oranı yüzde 6.20 oldu. TL cinsinden faizler de yükselişte. Merkez Bankasının tüm fonlamayı yaptığı Geç Likidite Penceresi faizleri yüzde 12.75 iken gösterge 2 yıllık gösterge tahvil faizi geçen hafta yüzde 14.70i, 10 yıllık tahvil faizi yüzde 13.56yı gördü. Konut kredisi faizleri 9 yılın en yüksek seviyelerinde seyretmeye devam ediyor. Bankaların uyguladığı konut kredilerinin ortalama faizi 6 Nisan haftası itibariyle yüzde 14.97 seviyesine yükseldi. Bu da, AKP döneminde Türkiye ekonomisinin en öne çıkan sektöründe iflas haberlerini artırıyor, konut satışları düşüyor.
Yazıları posta kutunda oku