NECDET BULUZ
24 Haziran 2018 Pazar günü seçim yapılacak ve sandıklar kurulacak.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli “Türkiye’nin bu ağırlık altında daha fazla kalması, 3 Kasım 2019’a kadar sabırla dayanması mümkün değildir.” dedi ve yapılan görüşmelerden sonra 24 Haziran 2018 Pazar günü seçim kararı alındı.
Bugüne kadar erken seçime hep karşı olan Cumhurbaşkanı Erdoğan da “Gerek Suriye’de yürüttüğümüz sınır ötesi operasyonlar, gerek bölgemizdeki tarihi önemdeki gelişmeler Türkiye’nin bir an önce belirsizlikleri aşmasını zorunlu hale getirmiştir. Yeni yönetim sistemine geçiş giderek aciliyet kesbetmeye başlamıştır. Türkiye’nin gündemindeki iç ve dış gündemin yoğunluğu, erken seçim kararının açıklanmasıyla ortaya çıkacak belirsizliğin bir an önce ortadan kaldırılmasını zorunlu kılıyor” diyerek erken seçime gitme gerekçesini açıkladı.
Şimdi gözler muhalefet cephesinde.
Dikkat edilecek olursa ana muhalefet partisi CHP’de Cumhurbaşkanı adayı henüz belirlenmedi. CHP’den “Seçime hazırız” açıklamaları geliyor ama, kısa zaman içinde beklenen toparlanma sağlanabilir mi? Ya da başka formüller mi devreye girer bunu göreceğiz.
Ortada görünen İYİ Parti ile SP’nin birlikte seçime girip, baraj sorununu ortadan kaldıracağıdır.
Bu satırlar yazılırken Yüksek Seçim Kurulu henüz seçim takvimini açıklamamıştı. Hangi partilerin seçime katılıp, hangilerinin katılmayacağı da belirlenmemişti. İYİ Parti konusunda halen tereddütlerin olduğu da söyleniyor.
İYİ Parti’deki yükseliş, Akşener’in Cumhurbaşkanlığı için adaylığını çok öncelerden açıklaması ve “Seçimlere de hazırız” demesi Akşener’in seçimlere damga vurup vuramayacağı tartışmalarını da beraberinde getirdi.
Akşener ile daha önce bir görüşmemizde bize seçimlerle ilgili söylediği şu sözleri de sizlere aktaralım:
“Benim tanıdığım Erdoğan se.imler için 2019 yılını beklemez. Benim tahminim 2018 yazında veya sonbaharında seçime gidileceği yönündedir.”
İYİ Parti Genel Başkanı seçimlerin öne çekileceğini biliyordu ve bunun için de tüm hazırlıklarını ve önlemlerini bunun üzerine almıştı.
Bu nedenle seçimlere en hazırlıklı partilerden birinin İYİ Parti olduğunu vurgulamaya çalışıyoruz.
Bunun normal bir seçim olmadığı, baskın seçim şeklinde yorumlandığı çeşitli çevrelerce ifade ediliyor.
Çünkü muhalefet cephesi, şu an için hazırlıksız yakalanmış sayılabilir.
Aslına bakılacak olursa seçimler için en hazırlıklı parti İYİ Parti ve Saadet Partisi (SP) olarak görülüyor.
Nitekim seçim kararının da İYİ Parti’nin önünün kesilmesi için alındığını söyleyenlerin sayıları giderek artıyor.
Seçim kararının alınması sonrasında Yeni Çağ Gazetesi Yazarlarından Arslan Bulut “Karşı atak: Akşener’de birleşmek” başlığı altında bir yazı yazdı. Bulut, yazısında kısaca şu vurguyu yapıyor:
“Diğer taraftan seçim yasası değiştirilmiş, mühürsüz oyların geçerli kabul edilmesi, sandık başına polis-jandarma çağrılması, gezici sandık gibi uygulamalar kurallaştırılmıştır. Bunlardan da vahimi, nüfus kayıtlarında, 2 milyon 537 bin ölünün yaşıyor göründüğü anlaşılmıştır. Yani, baskın seçimde de oyları çalanın Üsküdar’ı geçmesi için her türlü tedbir alınmıştır. İYİ Parti’nin 12 Aralık’ta kesinleşen büyük kurultayının geçerli kabul edilmemesi için de ellerinden geleni yapacaklardır. Bu sebeple, sandıklara sahip çıkmak yeterli değildir. 2 milyon 537 bin sahte seçmenle ve olağanüstü hal şartları altında, medyanın yüzde 90’ı da ele geçirilmişken baskın seçime gidilmesi büyük bir tuzaktır. Bu tuzak, ancak çok büyük bir karşı atakla bozulabilir. O atak da bütün muhalefetin Meral Akşener’in adaylığı üzerinde birleşmesidir. Bu iktidar Suriyeli ve Afgan nüfus ile Türkiye’nin nüfus yapısını da önemli ölçüde değiştirmiştir. Zaten bahsettikleri tek millet Türk Milleti değil, ne idüğü belirsiz bir topluluktur. Türklük, Anadolu ve Trakya’nın çimentosudur. Bu iktidar, bu çimentoyu yok etmeye çalıştı. MHP gibi Türk Milliyetçiliği üzerinde politika yapan bir partinin, Türklükten kurtulmakla övünen, Büyük Orta Doğu Projesi eş başkanlığını üstlenen bir iktidarı desteklemesi, milletin yıllardan beri nasıl ve hangi kurumlar üzerinden aldatıldığını ve kandırıldığını çok net bir şekilde ortaya çıkarmıştır. “
Şunu söylemeliyiz:
Demokrasilerde sandıklar vaz geçilmezdir. Seçimi bir şölene çevirmek, vatandaşlık görevini yapmak, sandıklara sahip çıkmak ve hiçbir bahane üretmemek gerekiyor. Bu nedenle 24 Haziran 2018 Pazar günü yapılacak seçimin milletimiz ve ülkemiz için hayırlı uğurlu olmasını diliyoruz.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın