Suriye’den İsrail’e hiçbir saldırı olmamasına karşın, İsrail’in Suriye’ye saldırılarını anlatabilmek için Venezüella Başkanı Madura’nın “savaş köpekleri” tanımlamasını ödünç aldım.
Çünkü bu gece, İsrail’in, Suriye’nin Humus kenti yakınındaki Şayrat hava üssüne yaptığı hava saldırısını açıklayacak başka ifade bulamadığımdan, Savaş Köpeği ifadesine sığındım.
Üçlü Çete denilen Amerika, İngiltere ve Fransa’nın Suriye’ye yaptığı füze saldırısını yeterli bulmayan iktidar sahiplerimiz, sanıyorum şimdi, daha da mutlu olmuşlardır. Çünkü Üçlü Çetenin saldırılarına yetmez ama evet demişlerdi. İsrail bugün eksikleri tamamlamak için yeni saldırıya geçti.
Suriye’ye saldırıların Türkiye’ye ve İran’a saldırı olduğunu görmek gerek.
Emperyalizmin komşumuza yaptığı saldırıyı şöyle anlamak gerek; Nazilerin hâkim olduğu Almanya’da, bir apartmanda yaşananlara benzetmek yerinde olur.
Bir gün, SS’ler gelir, komünistleri götürür. Aynı apartmanda Profesör sorar ne oldu diye, Komünisti götürdüler. Karşılığını alır. Ertesi gün sosyalistleri götürürler. Profesörden gene ses çıkmaz. Sonunda kendini götürmek için geldiklerinde, Prof sorar; ben komünist değilim. Sosyalist değilim beni niye alıyorsunuz? Kendin söylüyorsun ya… Bizden (Nazi) değilsin cevabını alır.
Emperyalizmin yanında olmak, ona yalakalık yapmak, onun saldırısından muaf olacaksın anlamına gelmez.
Üçlü Çetenin, Suriye saldırılarının olduğu gecenin ertesinde, Emevi Meydanında toplanan ve bir miting yapan Suriye halkı hiçbir saldırının kendilerini yıldırmayacağını gösterdi. Emperyalist saldırılar, Suriye halkını, Emevi Camisinin önünde bütünleştirmiş görünüyor.
Guta’daki emperyalist işbirlikçisi köktenci İslam Ordusu teslim olunca, Üçlü Çete ve İsrail’in doğrudan saldırılarına maruz kalıyor.
Suriye’de, emperyalist işbirlikçisi iki gurup kaldı. PKK/PYD ve İdlip’de biriken irtica…
İdlip’i Rusya ve Suriye devletinin kısa zamanda bitireceğini düşünüyorum. PKK/PYD meselesi ise asıl sorun olarak ele alınacaktır.
Rusya’nın, Üçlü Çete ile Suriye’deki mücadelesi, artık son işbirlikçi PKK üzerinden olacak diye düşünüyorum.
İran Suriye ve Türkiye’nin, Üçlü Çeteye karşı mücadelesi Fırat’ın Doğusunda sürecektir. Eğer biz Üçlü Çetenin Suriye saldırılarında olduğu gibi, Üçlü Çete yanında yer almazsak.
Artık şu açıklığa çıkmıştır ki, Suriye’deki emperyalizm işbirlikçisi terör gurupları (mezhepsel veya etnik) artık hayat hakkına sahip olamayacaklardır.
Amerikan işbirlikçileri sanıyorlar ki, Türkiye’deki siyasi iktidarın Esad ve Suriye devleti düşmanlığı ve NATO bağımlılığı sonsuza kadar devam edecek. Eninde sonunda Astana Sürecinden kopacak. Ve Türkiye eskiden olduğu gibi, Atlantik ile yönetilmeye devam edecek.
Türkiye’nin mecburiyetleri yani toprak bütünlüğü ve iç birliğinin, emperyalizmin çıkarları ile uzlaşması imkansızdır. Siyasi iktidarlara bağımlı değildir.
Kurtuluş Savaşında olduğu gibi, iktidarda kim olursa olsun, eninde sonunda toprak bütünlüğüne ve birliğine sahip çıkacak olan milletin kendisidir. Toprak bütünlüğünü savunma iç birliği savunmaktır. Bu düşünce zaten kendiliğinden emperyalizm ile çatışan düşüncedir.
17.4.2018
Yazıları posta kutunda oku