“Arka görüsü olmayanın Ön görüsü olamaz”
Atatürk düşmana karşı Kurtuluş savaşı verirken yanında yer alan mücadele arkadaşlarına karşı da bir mücadele verdiğini “Nutuk” ta bahsediyor. Ülke büyük bir mücadele içerisindeyken arkadaşlarının muhalif görüşlerini dinlemesi büyük bir erdemlik. Büyük bir savaş verilirken arkadaşlarının önerileri ve karşı görüşleri ve kırgınlıkları hep olmuş. Kazım Karabekir paşa Cumhuriyete karşı Meşrutiyetin ve hilafetin devamında israrcı olmuştur. Atatürk’e karşı İttihad ve Terakki partisini kurmuş. İstiklal Mahkemesinde idamla yargılanmış ama sonra İsmet İnönü tarafından iade-i itibarla önce vekil olarak atanmış sonra da TBMM Başkanı olmuştur. Cumhuriyetten bu yana, iktidardaki parti başkanlarının oğulları babalarının mirasının tutacağını prim yapacağını düşünerek parti kurmuşlar. Ama başarılı olamamışlardır. Bakıyoruz, AP den Faruk Sükan, CHP den Turan Feyzioğlu. DSP, SODEP,DYP,ANAP, Cem Boyner, Uzanlar,Besim Tibuk elle tutulur parti kurma hususunda girişimleri sonuç vermemiştir. Ülkenin İslami yapısını iyi etüd etmeden mahalle imamını, tarikat liderlerini, cami’lerden siyasi sela okutmayı hatta ülke muhtarlarının görüşlerini almada arka görüşleri olmadığından öngörüleri olamamıştır. Cumhuriyet’ten bu tarafa kurulan partiler, particilik oyununda debelenip durmuşlardır.
AKP ise ülkenin İslami yapısını iyi tahlil etmiş iyi organize olmasını sağlayacak biatçı ve itaatçı bir yapılanmaya giderek 14 senedir iktidardadır. Gelmiş geçmiş sol ve sağ tandanslı partiler Amitoz Mitoz bölünmelere uğramaktan kendilerini kurtaramamışlardır. Sol da ittifak olmadığından DSP,SODEP ve CHP hep ayrı telden çaldıklarından bir türlü aralarında akord tuturamayarak sağ partilere Belediye Başkanlığı seçimlerini yazıklarcasına az oy farkla kaptırdıkları hatırlardadır. İktidarda bulunan AKP ye baktığınızda, tek adamın kararlarında itiraz eden bir tek iktidar parti üyesi yok. DEAŞ olsun Al Quadia olsun Sunni eğilimli İslami terörist gurubunun İsrail’e hiç saldırmadığı bir Ortadoğu düşünüldüğünde, bu örgütler ABD tarafından sahneye konulduğunu teyid ediyor.
Suriye’de yarım milyon insan oldü. Bir kimyasal silah kullandı diye Suriye’yi bombaladı. Rusya sesiz kaldı. (ne malum dışmihrakların kimyasal kullanmadığı koymadığı) Gelin bu maceraya girmeyelim. Bu ülkelerin bize fiili bir tecavüzü yok. Bizim Irak’ta Suriye’de ne işimiz var. İç sorunlarımıza yatırımları arttırmaya bakalım. Rezza Zarrap İran’a uygulanan Ambargoyu deldiyse İsrail’in 38 firması da İran’ a ambargoya karşın mal sattı. ABD buna karşı çıkmadı. Ülkemize düşmanca davranıyor. Rezza Zarrap’ın elini kolunu sallayarak ABD ye gidişine izin verenlerin hiç mi biz ne yaptık ta teslim ettik düşüncesi öngörüleri olmadı.
ABD Konsolos’luğunda bulunan kişinin telefon konuşmalarında temas kurduğu kişiler bu kadar mı gerçek olarak ülke işlerine müdahil olmuşlar. Bunun için TBMM araştırma komisyonu kurulması gerekmez mi diyen bir Allahın Kul’u pardon AKP kulu da mı aralarından çıkmadı. ÖTV ve Arabada renkli cam filmi olsun mu olmasın mı kararı bile tek adam tarafından kararlaştırılmasına, seçimle gelen Belediye Başkanlarının alınmasına ses etmemeye kadar alt kadro bu kadar mı biatçı olur. Sual sormama arka görüsü olmama Anayasa’ya bu madde uygun mu değil mi irdelemesi yapmaya, öngörüsü olmayan iktidar partisi m.vekil yapısının TBMM de etken olduğunu görüyoruz. Sloganlaştırdığımız adalet ve demokrasi ülkede hiçbir zaman olmadı. Boğaziçi Üniversitesi öğrenilerine “komunist bunlar, bunları atın” diyen C. Başkanı, Rusya’dan S400 F füzelerini alması. Akkuyu Nükleer Santralına olur vermesinin adı sizce ne olmalıydı? Erdil Ünsal