Altı yıldır devam eden ‘’Yerel Tohumları Yaşatma’’ mücadelemizde, bir üst basamağa adım atmış bulunuyoruz.
Zorlu bir süreçten geçtik.
En önemli konu, üreticilerle iletişim kurmak, karşılıklı güven sağlamak ve sadece ‘’Yerel Tohum’’ kullanmanın yetmediğini, üretim aşamasında doğal gübre ve doğal ilaç kullanılması gerektiği konusunda da, onların duyarlı olmalarını sağlamaktı. Bunu başardığımıza inanıyoruz.
Çeşitli sunumlarla, uygulamalı eğitimlerle, örnek çalışmaları yapanları da, üreticilerimizle birlikte ziyaret ederek bu farkındalığı yarattığımızı gördük.
Bize bu çalışmalarımız sırasında destek veren; Fethiye Belediyesi, Fethiye Ziraat Mühendisleri Odası ve Fethiye Ziraat Odası ile görüşmelerimiz sürüyor. Temmuz 2018 tarihinden itibaren ‘’YEREL TOHUM ÜRÜNLERİNİN SATIŞ GÜNLERİ’’ ni başlatmak için çalışmalara devam ediyoruz.
Haftalar önce üreticilerimizi evlerinde ziyaret ederek, bu yıl dikmek için ayırdıkları ‘’Yerel Tohumlar’’ın çeşitlerinin ve miktarlarının tespitini yapmıştık.
Her üretici için ayrı ayrı oluşturulan dosyalarda, üreticinin tüm bilgileri yer alırken, tohum bankamız için de yeteri kadar tohum ayırdık.
Bugün başladığımız ziyaretlerde ise üreticilerin toprakla buluşturdukları ‘’ Yerel Tohum’’ fidelerini yerinde görerek yine; ürün çeşitleri ve üretim miktarı konusunda bilgiler aldık.
Hacıosmanlar Köyü, Seydikemer’e bağlı bir Köy, ancak 2012 yılından sonra Muğla’nın büyük şehir olmasından dolayı ne yazık ki bir çok Köy gibi mahalle oldu. Muhteşem bir doğal güzelliğe sahip, Köyün her yerinden sular akıyor. Dağların eteklerinde, ormanla iç içe, verimli topraklarıyla, ekilmeyi, biçilmeyi, üretilmeyi bekliyor.
Üreticilerimiz, her Cuma bu uzun yolu aşarak, Fethiye’de köylü pazarında ürettikleri ‘’Yerel Tohum’’ ürünlerini satmak için büyük emek harcıyorlar. Sabriye; emekçi bir kadın, eşinin ciddi bir ameliyatından sonra, evde ve tarlada bütün işler onun omuzlarına yüklenmiş. Tek başına, hem hayvanlarına, hem tarlasına ve bahçesine emek verirken, hafta da bir kere de ürettiklerini pazara getirmek, evini geçindirmek için çaba harcıyor.
Özenle sakladığı tohumlarını getiriyor, neler ektiğini, tavuklarını, ineklerini nasıl beslediğini tek tek gösterip anlatıyor.
Bahçede yaptıkları ambar içinde dört küçük odacık var. Her birinde ayrı ayrı tahıllar, buğdaylar mevcut. Hepsi yerel tohumdan, hepsi kendi emekleriyle üretilmiş.
Sarı buğdaydan yaptığı hedik’den ikram ediyor bizlere. Kabuklu, doğal bir buğday özlediğimiz bir lezzetle, geçmişe dönük bir tat kalıyor damağımızda.
Bağlıağaç Köyü de, mahalle olma kaderini yaşayan Köylerimizden biri. Ama buralar bizim için hala en doğal, en güzel, en yaşanılası Köyler. Bu Köyde Ali, Nevzat ve Mehmet adlı üreticilerimizin, ektikleri ‘’Yerel Tohum’’ fidelerini görmeye gidiyoruz.
Nevzat’ın eşi çoktan ocağı yakmış ve börekleri pişirmeye başlamış. Tünelleri geziyoruz tek tek, zamanı gelince binlerce ton ‘’Yerel Tohum’’ domates alınacak. Bunun yanında çeşitli biberlerin fideleri de büyümek için sıraya dizilmiş.
Tohumlar bereketli, toprak daha da bereketli, emek verenlerin toprağına, tohumuna sahip çıkanların emeğine sağlık.
Köylü çalışıyor, köylü fırsat verilirse, destek olunursa bilinçli tarım yapmaya, hem kendi sağlığını hem de toplum sağlığını tehlikeye sokmayacak üretim yapmaya hazır.
Yeter ki karşılıklı güveni sağlayalım, yeter ki köylünün emeğine saygı duyalım, emeğinin karşılığını pazarlıksız verelim.
Bugün toprakla buluşan ‘’Yerel Tohum’’ ürünleri çok yakında, pazarda tüketiciye ulaşacak.
Temiz topraklar, sağlam tohumlar, sağlıklı nesiller ve tam bağımsızlığımız için, yerel tohumlarımıza sahip çıkalım, yerel tohum üretimi yapanlara, yerel tohumları yaşatmak için çaba harcayanlara destek olalım…
”Milli ekonominin temeli tarımdır. Bunun içindir ki tarımda kalkınmaya büyük önem vermekteyiz. Köylere kadar yayılacak programlı ve pratik çalışmalar bu amaca yayılmayı kolaylaştıracaktır.” Mustafa Kemal ATATÜRK
Bir yanıt yazın