İki hafta önce Küba ve Doğu Karayipler’de idim. Başkent Havana’da büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün büstünü ziyaret ettiğimde büyük bir sürpriz ile karşılaştım ve Ata’mızın büstünün olduğu parktaki temizlik görevlisinin tişörtündeki Atatürk’ün tarihe geçen sözlerini görünce çok duygulandım. Tişörtte “Uyuyan Milletler Ya Ölür Ya Da Köle Olarak Uyanır” ifadesi yer alıyordu. Soldaki fotoğraf kıymetli dostum Dr. Armağan Başlı tarafından çekilmiştir.
Atatürk’ün 1994 yılında eski Esenyurt Belediye Başkanı Gürbüz Çapan’ın katkılarıyla dikilen Linea caddesindeki büstü, 2007 yılında PKK sempatizanlarınca saldırıya uğrayınca Türk Büyükelçiliği’ne taşınmıştır. Bir yıl sonra heykeltraş Metin Yurdanur’a yeni büst yaptırılarak Del Puerto caddesindeki parka yerleştirilmiştir. Parkta Atatürk’ün büstünün yanında başka devlet adamlarının da büstü bulunmaktadır.
“Küba’da Castro’nun heykelini dikmek yasaktır ve heykeli dikilmiş tek devlet adamı da Mustafa Kemal Atatürk’tür” ifadesi yanlış bir tespittir. Küba’da Fidel Castro’nun heykelini yapmak yasa ile yasaklanmıştır. Fakat Havana’daki parklarda ve meydanlarda devrim öncesi sonrası başta Jose Marti olmak üzere onlarca fikir insanı, devlet adamı, devrimci, sanatçı ve edebiyatçının heykelleri vardır.
Diğer bir deyişle Havana’da heykeli bulunan tek devlet adamı Atatürk değildir. 50 metre arayla sıralanan ünlü devlet adamlarının büstlerinden sadece birisi Atatürk’ündür. Bu yanlış tespit, Prof. Dr. Ergun Aybars’ın galat-ı meşhur haline getirilmiş bir yanılgısından kaynaklanmaktadır.
Küba’nın ulusal kahramanı Jose Marti’nin Metin Yurdanur tarafından yapılan heykelinin Ankara’da Çankaya parkına dikilmesinin ardından Temmuz 2008’de Havana’da Del Puerto Caddesi’ne Atatürk’ün büstü konulmuştur. Kent tarihçisi Dr. Eusebio Leal açılışta yaptığı konuşmada “Yeni bir geleceği zorlamayı bilen, hümanist, yenilmez asi ve bir büyük öğretmeni getirdiği için Türkiye’ye teşekkür ederiz” demiştir.
Üç yıl önce Şili’nin başkenti Santiago’nun en güzel ve işlek caddesindeki parkın girişinde Atatürk’ün büstünü görünce çok memnun olmuştum. Büstün altındaki yazı beni çok etkilemişti: “Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, vatanının fedakar ve sadık hizmetkarı, benzeri olmayan kahraman, insanlık idealinin canlı emsali. Bütün hayatını Türk ulusuna vakfetmiş, ulusuna kendi ruhunu, ateşini vermiştir. Hatırası ulusunun ruhunu ateşli tutan sönmez bir meşale olarak yaşamaktadır.”
Küba’ya gitmeden önce ülke hakkında olumlu duyumlarım vardı. Belki son izlediğim video ve şu cümle beni etkilemiş olabilir: “Küba gerçekten de ilginç bir ülke…Doğa ve insan bir bütün halinde, mutlu ve sevgi dolu.” Özellikle aşağıdaki videoda bu yönde bir öngörü var. Para Kullanılmayan Ülke: Küba videosu 1,5 milyon defa izlenmiştir ama gerçeği ne kadar yansıtıyor gidince anladım. (https://www.youtube.com/watch?v=DU3EeKxI0g8)
Gördüklerim ve yaşadıklarımla önceden okuduklarım arasında oldukça fazla fark oluşmuştur. Küba’ya gidenlerin izlenimlerine abartılı olsa da katılmamak mümkün değil: “Gittik gezdik… Fotoğraf çektirmeye bile para istiyorlar aç hepsi. Sefalet diz boyu inanmayın süslü sözcüklere.”
“Davulun sesi uzaktan güzel gelirmiş. Markette çalışan da aynı maaşı alıyor hastanede çalışan beyin cerrahı doktorda aynı maaşı alıyor. Beyin göçü çok fazla ülkede. Anayasaları çok ağır özgürlük fazla yok Devletin sağladığı yiyecek haricinde (karneyle alınıyor) yiyecek bulmak çok zor.”
“Küba da halkın çoğu sefalet içinde. Çoğu şey eski özel sektörün yaptığı şeyler olmadığı için ürün imkanı kısıtlı. Bana sorarsanız tek övünecekleri şey sağlık .”
Küba için para kullanılmayan ülke deniyor ama yabancıların kullandıkları para olan CUC bir ABD dolarına denk geliyor. Kübalılar bu parayı kullanmıyor. Küba’da iki para birimi var. Biri turistler tarafından kullanılan CUC, (Çevrilebilir Küba Pesosu) diğeri de Peso. 1 CUC ortalama 25 Peso. Ayrımın sebebi, Kübalıların birçok ihtiyacının devlet tarafından sübvanse edilmesidir. Turistler için pazarda su fiyatı 2 CUC iken, Kübalılar için 0.5 CUC. Ortalama bir memurun maaşı 25, doktorun ise 30 dolar civarında.
Kübalı Havana’da lokantada ancak bir aylığı ile bir tavuk budu ve bir tatlı yiyebilir, üzerine de bir şişe soğuk su içebilir.
Havana merkezinde lokantada iki porsiyon tavuk budu, iki tatlı ve bir şişe su için 55 CUC (55 ABD doları) verdiğimiz ortamda nasıl yaşanır? Cevap basit. Devlet her ay her Kübalıya gıda ihtiyaçlarının yüzde 45’ni karşılayan karne veriyor, eğitim ve sağlık hizmeti ücretsiz, yakacak ihtiyacı yok, pirinç, şeker, yumurta gibi temel ihtiyaç maddelerinde sübvansiyon var.
Kişilerin beslenme ihtiyacına göre karneleri değişiyor. Mahalle bakkallarındaki ürünlerin fiyatları çok ucuz ama turistlere alışveriş yasak. Çünkü devlet gıda maddelerini vatandaşları için sübvanse ediyor. Buna rağmen Havana’da çok sayıda dilenciyle karşılaştım. Kendileri kibarca turistlere yanaşıyor ve para talep ediyorlar.
Gecekondu yok, fakat konut sıkıntısı var. Birçok ev yıkılacak kadar bakımsız. Genelde 3 nesil bir evde yaşıyor. Evlerin bazıları avlulu bazıları da kutu gibi. Rejim hangi kritere göre dağıtmış evleri, belli değil. Havana’daki konutların fotoğrafları aşağıdadır. Soldaki ev tarafımdan ziyaret edilmiştir. Havana’nın eski kent merkezindedir. Konut sahibi evin görüntülenmesi karşılığında benden para talep etmiştir.
Kapitalist ülkelerdeki kriterlere göre Kübalılara yoksul denemez ama hayat pahalıdır. Sistem gereği devlet her şeyinize ortaktır. Çiftçinin 5 -10 koyunu var ama yiyecek bir şeyi yok. Koyunlarından birini kesmek isterse devletten izin alması gerekir. Çünkü devlet sahip olduğunuz koyunlar üzerinde hak sahibidir.
Evlerinin odalarını sadece bir gece pansiyon olarak işletenler bir aylık maaşları kadar kazandıklarını farkedince, herkes turizmci olmuş. Gündüz doktor olan bir Kübalıyı akşam taksi şoförü olarak görürseniz sakın şaşırmayın. İnternete erişim çok sınırlı, evlerde yok, ücretleri çok pahalı, Saatine 1,5 Euro vererek topluma açık, otel ve park gibi belirli alanlarda kullanılabiliyor. Telefonunuza GSM şirketi internet veriyor, ama Kübalılara yok.
Küba, Hıristiyan bir ülke. İspanyollar’ın Afrika’dan getirdikleri köleleri Katolik yaptıkları için ülkenin yüzde 60’ı Katolik, yüzde 5 de Protestan, yüzde 24’ü ateist, geri kalanı da bir kabile dini ve Hristiyanlığın karışımı olan Santeria inancına sahip.
Sovyetler Birliği’nin 1991’de yıkılışı ile Küba’da büyük bir ekonomik kriz başlamış. Kriz dönemi şimdilerde atlatılmış. Havana caddeleri bakımsız. Kaldırımlarda çukurlar var, kurumuş ağaçlar kesilmemiş, olduğu gibi duruyor. Gerçek Küba’yı otellerde kalarak görmek mümkün değil. Öteki Küba’yı görmek için Kübalıların evlerinde yaşamak gerekir.
Küba’daki komünist rejimin en başarılı olduğu iki alan eğitim ve tıp. Küba, bütçesinin yüzde 10’unu eğitime ayırıyor. Okur-yazarlık oranı %99.9. Sağlık hizmetleri bedava. Küba’da 100 bin kişiye 627 doktor, 94 diş hekimi düşerken ABD’de bu sayılar 225 doktor, 54 dişçi şeklinde. Ama alt yapı ve ilaç eksikliği var. Puro dışında üretim yok. Sınai mal üretimi yok denecek kadar az. Tek döviz kaynağı turizm. Eski ABD otomobillerinin boyanarak turizme destek olması olumlu bir yaklaşım.
Tüm olumsuzluklara rağmen Küba İnsani Gelişme Endeksi’nde oldukça iyi durumdadır. Küba Sovyetler Birliği’nin çözülmesiyle ciddi bir ekonomik bunalım yaşamış olmasına rağmen sonraki yıllarda ekonomisini toparlayarak birçok gelişmekte olan ülkeyi geride bırakmayı başarmıştır.
Türkiye 2016 İnsani Gelişme Endeksi’nde (İGE) 0.767 değeri ile 188 ülke arasında 71’nci olurken Küba’nın (http://hdr.undp.org/en/countries/profiles/CUB) 0.775 değerle 68’nci sırada yer aldığını bilmekte yarar var.
İnsani Gelişme Endeksi (Human Development Index), ülkeler için yaşam uzunluğu, okur yazar oranı, eğitim ve yaşam düzeyi doğrultusunda hazırlanan bir ölçümdür. Bir ülkenin gelişmiş, gelişmekte olan ya da gelişmemiş bir ülke olduğunu, bunun yanı sıra ekonomisindeki etkinin yaşam niteliğini ne düzeyde etkilediğini gösterir.
Küba’da Fidel’e ve silah arkadaşları Raul Castro, Che Guevara ve Camillo Cienfuegos’a karşı büyük sevgi var. Rejime karşı olan Kübalılar bile Batista’nın ülkeyi götürdüğü bataklıktan kurtarmalarından ötürü liderlerine büyük saygı duyuyorlar. Küba’yı görmeden Küba hakkında yazılanlar kişilere doğru bilgi vermiyor. Çünkü kişiler kendi pencerelerinden ve dünya görüşlerinden Küba’yı değerlendiriyorlar.
Küba dönüşünü deniz yoluyla (MSC, Opera gemisi) Atlas okyanusunu geçerek 6 günde gerçekleştirdim. Gemideki porselen yemek takımlarının Kütahya Porselen olduğunu görünce çok memnun oldum. MSC, ucuz Çin porselenleri yerine Kütahya Porseleni seçmiş. Bir Türk olarak gurur duydum.