Bugün Azerbaycan Cumhurbaşkanı seçimlerine gitti. İlk defa 7 senelik bir dönem için oy kullanılıyor. Her şeyden önce vatanıma, milletime, devletime hayırlı olsun diyorum. Azerbaycan’dan uzaklarda benimle talihime seçimi sosyal ağlardan izlemek düştü. Ondandır ki net olarak bir şey yazamıyorum. Ben görüp görmeden ahkâm kesmeyi seven biri değilim. Yani bu tür cahil kafadan çok uzağım. Bir sözle benim lügatimde önyargı ile görüp, bilmeden ahkâm kesmek yoktur ama ülkemi de çok iyi tanıyorum. Bugün sabahtan beri gözüm, kulağım sosyal medyada, gazetelerde, internet medyasındadır. Seçimle bağlı bir sürü iyi ya da kötü haberleri, yorumları okudum. Olumlu ya da olumsuz her tür yorum dikkatimi çekti. En çok da tır şoförlerini kanıt olarak gösteren yabancı dili Türkçe olan Türkiye’li Ermeniler’in Azerbaycan hükümetini rüşvetle itham ederek aşağılaması canımı acıttı. Bazılarına hiç Azerbaycan’da oldun mu, sen hiç rüşvet verdin mi ya da rüşvet aldın mı? Sorusunu sordum. Her birinden aldığım tek cevap “hayır” oldu. Herkes sosyal medyadaki arkadaşlarından duyduğunu ya da tır şoförlerinin anlattığından bildiğini yazıyor. Özellikle bu yazıları yazanların sayfalarını inceledim. Acaba bu sosyal medyadaki arkadaşları ya da tır şoförleri Azerbaycan’da Ermenilerin bir “Hocalı Katliamı” yaptığını da söylemiş miydi? diye merak ettim. Hiç görmedim… Ben demiyorum Azerbaycan’da her şeyi dört dörtlüktür. Yeterince problem var… Rüşvet de var memur hegomanyası da. Şahsım adına hiçbir zaman rüşvet vermedim, almadım da. Aynı zamanda da ailem malum rüşvet alıp vermesiyle meşgul olmayıp, Cumhurbaşkanımız ilham Aliyev’in defalarca canlı yayından bunu memurlara söylediğin duymuşum. Ve buna dayanarak ülkede rüşvetin olduğunu bunun da aradan kaldırılması gerektiğinin altını çiziyorum. Tek dileğim nöbeti 7 yılda Azerbaycan komünistlerden kalan memurlardan temizlensin. Vatanını milletini halkını aynı zamanda Azerbaycan’ı seven memurların ülkeyi idare etmesidir. Aksi takdirde biz hala çok tır şoförlerinin ağzına söz olacağız. Başkalarını bilmem ama şahsen benim canımı bu çok acıtıyor. Benim devletim durduk yerde Azerbaycan olmadı! Biz bedeller ödeyerek Azerbaycan olduk! Sadece 1988-90-92-93 de ödediğimiz bedeller, verilen şehitler Hiyabani ne demek istediğimi bir daha hatırlatır. Kimsenin mesleğini küçümsemek istemem ama yine söylüyorum ki, tır şoförlerinin ağzıyla Azerbaycan’ın itham edilmesi beni şahsen öldürür. Kim ne derse desin ben halkıma güvenirim. Benim halkımı kimse zorla sandık başına götüremez. 90 lı yıllarda Sovyet Cumhuriyeti Kızıl ordusu ile halkı korkutamadı! Azerbaycan insanının bağımsızlık isteğini yok edemedi. Av tüfeği ile rus’un ve ermeni’nin karşısında 5 sene dövüştü benim halkım. Hem de o dönemin en modern silahlarına karşı. Her halk kendi kaderini tayin eder. Bugün de Azerbaycan halkı kendi kaderini daha 7 yıl için hazırlıyor. Sonuç ne olursa olsun halkın iradesine saygılı olmak herkesin burcudur. Benim ise tek dileğim halkımın layık olduğu yaşam seviyesini ulaşmasıdır. Karabağ işgalden azat edilsin, rüşvetin olmadığı adaletin hâkim olduğu bir ülke olsun. Azerbaycan’ın kendi gibi genç memurlarla yürüsün, 70-80 yaşındaki tüm devlet memurları emekliye ayrılsın, torunlarıyla oynamak nasip olmadıysa da bari neticeleri ile geride kalan ömrü yaşasınlar. En önemlisi halkıma bulaştırılan siyasi ideoloji hastalıktan kurtulup sağlam kafayla yaşamayı arzu ediyorum. Daha da önemli dileğimi ise sona sakladım. İnşallah yeni 7 senelik dönemde Azerbaycan’da ki bütün televizyonlar kapatılır. Halkın manevi değerleri ile oynayan bu davetsiz misafirler bir daha milletin evine girmez. Aksi takdirde nöbeti yedi yıla ne Azerbaycan kalır ne de Azerbaycanlılar… Her şeyin en güzeline layık olan Azerbaycan’ımı laik, demokratik, adaletli ve bütün görmek dilekleriyle şimdilik hoşça kalın. Yeni seçilecek Cumhurbaşkanı’na Karabağ’ımız da yemin töreni yapmasını diliyorum.