NECDET BULUZ
AKP ve MHP’nin Cumhurbaşkanlığı’na dönük “Cumhur ittifakı” “Milli ve yerli” adı altında milletvekilliği ve cumhurbaşkanlığı seçiminde birlikte hareket edeceği kesinleşirken, karşı blok’unda yer alan muhalefet partilerinin oluşturacağı ittifak için de “vatan ittifakı” adı seslendirilmeye başlandı.
Önce şunu vurgulayalım:
AK Parti ile MHP “cumhur ittifakı” nda işbirliği yaparken, yani başkanlık sistemi savunurken, muhalefet cephesi güçlü parlamenter sistemin yeniden oluşması için bir araya geliyor.
İttifak konusunda bir süredir “arka kapı diplomasisinin sürdüğünü açıklayan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun önümüzdeki günlerde, yeniden İYİ Parti Genel Başkanı seçilen Meral Akşener’le nezaket ve kutlama adı altında yapacağı görüşmenin muhalefet cephesindeki hareketliliği artırması bekleniyor.
Bizi takip eden okurlarımız anımsayacaklardır:
İYİ Parti ile Saadet Partisi (SP) arasında bir ittifakın daha önce yapılan çalışmalarda temellerinin atıldığına değinmiştik. Şimdi, muhalefet cephesinde ittifak çalışmaları hızlanırken İYİ Parti ile SP’nin tabanda da benimseneceğine dikkat çekiliyor.
SP’nin böylece barajı aşması durumunda daha önce AK Parti’ye oy veren seçmenlerin de yuvaya dönebileceği hesaplanıyor. İYİ Parti’nin de AK Parti’den oy koparması gündemde. Bu da AK Parti oylarında bir erimeye neden olabilir.
Bundan sonra nasıl adımlar atılacak, ne gibi gelişmeler olacak, bunlara kısaca göz atalım:
Cumhurbaşkanlığı seçiminde, ilk turda her partinin kendi adayını çıkarması, ikinci turda en çok oyu alan muhalefet adayının desteklenmesi konusunda görüş birliği oluşmuş görünse de, CHP’de alternatifli seçenekler konuşuluyor. Bu kapsamda, muhalefet bloku’nun “tek cumhurbaşkanı adayı”yla çıkması, genel seçimde barajı sıfırlama ittifakı yapılarak parlamentoda güçlü temsil”in sağlanması seçeneği de değerlendiriliyor.
Böylece parlamentoda güçlü bir muhalefet cephesi oluşturarak ikinci turda psikolojik üstünlüğün elde edilmesi hesabı yapılıyor. CHP ve muhalefet kulislerinde öne çıkan ittifak modelleri ve seçim stratejilerine ilişkin yapılan değerlendirmeler şöyle:
Birden çok ittifak, ikinci turda tek aday: CHP, İYİ Parti ve SP’de Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunda herkesin kendi adayını çıkarması, ikinci turda en çok oyu alan adayın desteklenmesi görüşü ağırlıklı görünüyor.
Her üç partide ilk tur öncesinde bir “ilkeler bildirgesi”nin açıklanması ve ikinci turda seçmenin karşısına bu ilkeler etrafında gidilmesi gerektiği görüşü ağırlık kazanıyor.
Kılıçdaroğlu da geçen hafta milletvekilleri ile yaptığı görüşmelerde, “İsim yerine ilkeler üzerinde uzlaşma” sağlanması gerektiğini belirtip bu uzlaşmanın da “demokratik parlamenter sisteme dönüşün nasıl sağlanacağı ve tüm sorunların çözümü” noktasında olacağı mesajı vermişti.
Milletvekili seçiminde ise “birden çok ittifak” yapılması öngörülüyor. Bu modele göre, İYİ Parti-SP-DP ittifakı, HDP’nin ise daha önceki seçimlerde de işbirliği yaptığı sol sosyalist gruplarla ittifak yapması ve CHP’nin de tek olarak genel seçime girmesi konuşuluyor.
Tek adaylı “vatan ittifakı”: CHP içinde seslendirilen bir başka önemli formül ise hem parlamento hem de Cumhurbaşkanlığı seçimine tek aday ve en geniş ittifakla gidilmesi yönünde gelişiyor.
Bu formülü savunanlar, Erdoğan’ın iktidarın tek adayı olarak seçime gireceğini, buna karşın muhalefet cephesinin çok sayıda adayının seçmende kafa karışıklığına yol açacağını savunuyorlar. Bunun yerine muhalefetin güçlü bir tek adayla seçime gitmesini savunuyorlar.
Bu görüşü savunanlar, “cumhur ittifakı”na karşı “vatan ittifakı” ismini de seslendiriyor. Güçlü bir muhalefet adayının genel seçimler için de çıtayı yükselteceği savunuluyor. Ayrıca, adayı seçimi kaybeden muhalefet partilerinin, ikinci tura kalan adayı destekleme konusunda 15 günlük sürede motive olmasının da zor olacağına dikkat çekiliyor.
Başka formüller de var,bunlara da göz atalım:
CHP’de dile getirilen bir başka görüş ise genel seçimlerde CHP’nin öncülüğünde, parlamento dışındaki partilerin en geniş ittifakı yapması yönünde. Bu yöntemle, AKP’nin MHP’yi baraj sorunundan kurtardığı gibi, CHP ile yapılacak liste ittifakıyla, parlamento dışındaki partilerin parlamentoya girişinin sağlanması öngörülüyor.
Bu formülü savunanlar, “Geniş bir muhalefetle hem Meclis’te farklı grupların temsili sağlanır, hem örneğin 400’e yakın sandalye kazanılırsa, muhalefet Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunda büyük bir psikolojik üstünlük ve avantaj yakalamış olur” görüşünü dile getiriyorlar.
2019 seçimlerine dönük “ittifak” düzenlemesi genel seçimleri içeriyor. Ancak, AKP’nin seslendirmeye başladığı, “güçlü olan yerlerde ittifak ortağının adayını destekleme” formülünün, muhalefet cephesinde de yapılması planlanıyor. Özellikle 16 Nisan referandumunda “hayır” çıkan Ankara ve İstanbul’un da aralarında bulunduğu büyükşehirlerde, güçlü olan partinin ya da “adayı güçlü” olan partinin desteklenmesi formülü üzerinde duruluyor.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz
Yazıları posta kutunda oku