FRANSA’ NIN GÖREVİ

ABD Başkanı D. Trump, Salı günü Fransa Cumhurbaşkanı E.Macron’la yaptığı  telefon konuşmasında,
Suriye’deki ortak stratejik sorunlara değindi.
Türkiye ile işbirliğini artırma gereğini vurguladı…

*
Başkan, Perşembe günü Ohio’da ABD’nin Orta Doğu’da trilyonlarca dolar harcadığından fakat karşılığında hiçbir şey almadığından şikayet etti.
Suriye’den çok yakında çıkılacağını, böylece diğer bölge ülkelerinin daha büyük roller üstleneceğini,
Ancak İran’ın Suriye’de askeri varlığını tesis etmemesi için birkaç yıl boyunca az sayıda ABD kuvvetinin bölgede kalacağını söyledi.

*
Aynı gün, Fransa Cumhurbaşkanı E.Macron, aralarında YPG’lilerin de bulunduğu bir heyetle Elysée Sarayı’nda bir araya geldi.
Fransa’nın ABD ile anlaştığı : IŞİD’in yeniden güçlenmesinin önüne geçmek : YPG dahil Kürt yetkililerle Suriye’nin kuzeyinde istikrar sağlamak: Demokratik Suriye Güçleri ile Türkiye arasında arabuluculuk yapmak : Menbiç’e asker göndermek  konularıyla ilgili açıklama yapıldı.
Fransa’nın Suriye’nin kuzeyinde IŞİD’le savaş koalisyonunu faaliyetlerinden başka yeni operasyon düzenlemeyi öngörmediği,
Ancak var olan rolünü güçlendirebileceği ifade edildi…

*

Bu gelişmelere karşı Tayyip Erdoğan, Fransa’nın Suriye’ye “tamamen yanlış yaklaştığını” söyledi.
“Dost ve müttefik kabul ettiğimiz ülkeler, terörün her türüne karşı açık ve net bir tavır sergilemelidir.
Türkiye ile bu tür terör yapılanmaları arasında “diyalog, temas, arabuluculuk” gibi ciddiyetten uzak yaklaşımları reddediyoruz” dedi.
Bu defa Türkiye, Fransa’dan hareketle  Batı ve  NATO müttefikleriyle bir krize daha sahip oldu.

​*​
​Bütün bu gelişmeler ne anlama geliyor, nasıl bir gelecek vaad ediyor?

​*

Öncelikle Fransız ordusunun, Suriye’nin kuzeyinde YPG’ nın bulunduğu bölgede 5 askeri üste varlık gösterdiği bilinmelidir.
Ayrıca kayıtlarda Irak’ta konuşlu görünen fakat  Simelka  üzerinden Irak’ın kuzeyinden Suriye’nin kuzeyine giren Fransa Özel Kuvvetlerinin dışında,
1.Deniz Piyade Paraşütçü Piyade Alayı ve Hava Kuvvetleri Komutanlığına bağlı 10. Paraşüt Komando birlikleri de faaliyet gösteriyor.

*

Üstelik Tayyip Erdoğan’ın​ Suriye Kuzeyinde ve Türkiye’deki Kürtlerle ilgili olarak Fransa ile kurduğu diyalog da eskiye dayanıyor.
31 Ekim 2014’te Fransa’da Elize Sarayında Cumhurbaşkanları Hollande ve Erdoğan, PYD Eşbaşkanı Salih Müslüm ile bir toplantı yaptılar.
Ardından dönemin Dışişleri Bakanları Alain Juppe ve Ahmut Davutoğlu arasında bir mutabakat imzalandı.
Mutabakat, Fransa’nın gelecekteki çıkarlarını sağlayacaktı ve Türkiye’deki PKK’lı Kürtleri sürmek üzere Suriye’de yeni bir devletin kurulmasıyla ilgiliydi.

*
Nitekim Erdoğan, Suriye’de bir Kürdistan kurup buraya Türkiye’deki Kürtleri sürmek stratejisini yürütmeye başladı.
Erdoğan’ın talimatıyla Türk Ordusu ve polisi, PKK’lı Kürtlere karşı yoğun operasyonlar yürüttü.
Birçok köy yok edildi, diğer birçok köyde yaşayan insanlar bulundukları yerleri terk etmeye zorlandı.
Erdoğan’ın stratejisi doğrultusunda Türkiye’deki Kürtler kıskaca alındı ve Suriye sınırındaki halklarla takas edildiler.
Suriye sınırındaki birçok Türk köyüne Kürtler yerleştirildi
Türkiye’deki yerleşimler ise Suriyeli cihatçılardan yana olduğunu düşünülen Suriyeli Sünni Arap sığınmacılara verildi.
Erdoğan, Arap göçmen politikasıyla Güneydoğu Anadolu’nun demografisini kırmaya çalışıyordu.

*
Bir süre sonra, 2254 sayılı BM Güvenlik Konseyi Kararının tanımladığı üzere Suriye halkının öncülüğünde ve sahipliğinde yürütülecek​,​
​K​apsayıcı, özgür, adil ve şeffaf bir siyasi sürecin hayata geçirilmesine yardımcı olmak hususunda;
Rusya, Türkiye ve İran öncülüğünde Astana toplantıları yapılmaya başlandı.

*
Suriye’de güvenlik tesis edilmeden reformların yapılamayacağı esasında bir ateşkes süreci sağlandı.
Güvenliğin tesis edilmesinden anayasal, kanuni ve meşru sorumluluğu olan Esad hükümeti sorumlu tutuldu.
Suriye’nin bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü başlığında BM garantisiyle savaşan muhalif silahlı güçlere lojistik kesildi ve sınırlarda denetim kuruldu.

*
Bu paralelde yapılan Soçi Zirvesinde Rusya, Türkiye ve İran;
Suriye İç Savaş’ına siyasi çözüm noktasında Kürtlerin katılımının sağlanması,
Şam’ın meşru izni olmadan uluslararası güçlerin Suriye’de bulunmasının hiçbir nedeninin olmadığı,
Yabancı askerlerin varlığının yalnızca Suriye hükümeti onları davet ettiyse kabul edilebilir bir durum olduğu,
Suriye krizinin çözümüne yönelik hiçbir siyasi inisiyatifin  ülkenin egemenliğini, birliğini ve bütünlüğünü hiçbir halükarda bozmaması konularında da anlaştılar…

*
Arka planda ise BM teşkilatı; Suriye İç Savaşı siyasi çözümün hukuki yapısını oluşturmaya yönelik “muhalif-terörist” ayrımını keskin bir şekilde yapma mesaisinde sona geldi.
Salı günü BM Savaş Suçlarını Araştırma Komisyonu, tüm taraflarca Suriye’de  işlenen Savaş Suçları’yla ilgili ilk raporunu  yayınladı.
Her tür zulüm, teröristleri gönderen ve finanse eden ülkeler, Suriye’de insani durumu ahlaksız ticarete dönüştürenler belgelenmiştir.

*
Eski Fransız yargıç Catherine Marchi-Uhel liderliğindeki ekibin dava dosyalarını hazırladığını,
Bu suretle mahkemelerin yargılamak için evrensel yargı yetkisini kullanabileceğini,
Ve Uluslararası Ceza Mahkemesi gibi mevcut bir organa ya da  Suriye için yeni bir mahkemeye yetki verilebileceğini açıklanmıştır…

*
Süreç bu perspektifte ilerlerken, Avrupa’nın gelecek vizyonunda çok önemli olan Suriye’de Türkiye’nin genişlemeye açık askeri tırmanışı,
Avrupa egemen sınıfının güçlü hizipleri arasında “savaş politikası” üzerinde tartışmalara yol açmıştır.

*

Fransa Cumhurbaşkanı E Macron ilgili planlarını “Bir Berlin- Paris Ekseni” başlığında,
Mart ayı içinde Almanya yeni Büyük Koalisyon hükümeti yetkililerinin görüşmeler için Paris’e geldiğinde görüşmeye açmış ve onay almıştır.

*
​Bu plan, başta Fransa olmak üzere Batılı ülkelerin Suriye’ye karşı oynadığı askeri role ilişkin tanıklıkların silinmesine yöneliktir.
Bunun için Kosova örneğinde olduğu gibi bu kez Fransa, Kürtlerin Paris’te  bir temsilciliği olan Rojava’yı ;
Suriye Arap Cumhuriyetinin yargı kararlarını Suriye topraklarındaki tek meşru karar olarak kabul eden Fransız-Suriye Anlaşması’nı,
Avrupa İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme’yi,
Fransız Anayasa’sını ihlal etmek pahasına geleceğin Suriye Federasyonunda özerk bir devlet olarak tanıyacaktır.

​*​

Rojava’nın özerk bir devlet olarak tanınmasından sonra kurulacak ve evrensel yargı yetkisini kullanacak bir mahkemede, Avrupalı İŞİD cihadçileri yargılanacak,
Onların temsil ettiği ülkelerin Suriye’ye karşı oynadığı askeri role ilişkin tanıklıkları silinirken,
İlgili Rojava Mahkemesi BM Savaş Suçlarını Araştırma Komisyonu’nun hazırladığı dava dosyalarını,
Uluslararası Ceza Mahkemesi gibi mevcut bir organa ya da  Suriye için yeni bir mahkemeye  aktararak, yetki verilebilecektir.
Erdoğan köşededir…

1. 4. 2018

* - 20170323 macron

Yorumlar

  1. Oguz avatarı
    Oguz

    Ahmet bey sabah oldu. Uyanabilirsiniz
    Artık rüyalarınızı anlatmayı bırakın lütfen.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir