İKİ KÜRESEL TEHDİT

Kapitalizmin hızlı ve daha fazla kâr için disipliner teknikleri, işlevsel ve esnek mekanizması, ardışık değişim karakteri,
Gelişmişlikle doğru orantıda bireylerden toplumlara karşılıklı bağımlılıkları geliştiriyor.
Değişim o denli güçlüdür ki, devletlerin sosyal yanı tahrip olmuştur, insan karakterleri aşınıyor, köleleşme sürüyor.
Böylece yeni sömürgecilik insandan gelişip tüm dünyaya işliyor.
Modern zamanın yeni hayat tarzı ulus devletlerin ötesinde dizayn ediliyor.
Ama karşıtlar eşitliğin mücadelesini veriyor…

*

Filozof Friedrich Nietzsche, “Sen yeni bir kudret ve yeni bir hak mısın? Kendi kendine dönen bir çark mısın? Yıldızları da zorlayabilir misin senin etrafında dönsünler diye?”
Ya da  Rusya Devlet Başkanı V.Putin “Dünyada bir takım genel modellere göre yaşayamayan ülkeler ve bölgeler var. Orada toplum farklı ve nihayetinde geleneklerin de farklı olduğunu kabul etmeniz gerekir” ifadeleriyle,
Eşitlik mücadelesini en güzel biçimde belirliyorlar…

*

Hem karşılıklı bağımlılık hem böylesi bir insan-toplum dengesi;
Küresel ekonominin güvenliğinin, istikrarın ve büyümenin sağlanmasında ortak bir anlayışa ulaşılmasına engel oluyor.
Nitekim Dünya; Konvansiyonel ve Kitle İmha Silahlarının Yayılması: Uluslararası Terörizm : Uluslararası Örgütlü Suçlar :  Küresel Salgın Hastalık Tehdidi : Etnik ve Dinsel Temelli Çatışmalar gibi tehditlerle karşı karşıyadır..

*
Son zamanda dünyanın farklı yerlerinde, bir çok farklı alanda bütün bu tehditleri oluşturan ve istikrarı bozan iki spesifik unsur kendini gösteriyor.
Biri; ABD’nin Çin, Rusya hatta geleneksel müttefiklerine karşı başlattığı ve yeni Soğuk Savaş’ı daha da körükleyen Ticaret Savaşıdır.

*

Ticaret Savaşı, 1 Mart’ta Başkan Trump’ın  ABD’yi en büyük ekonomi olmayı sürdürmek için “Önce Amerika” yı sağlama girişimidir…
Trump, rakip ülkelerdeki yüksek teknoloji firmalarını boğmak, yeni sermaye ve teknoloji merkezleri olmalarını engellemek üzere,
1974 tarihli Ticaret Yasası’nın 301. maddesini açıkça ihlal etmiş,
İthal çelikte yüzde 25, alüminyumda yüzde 10 oranında gümrük vergisi uygulamaya başlamıştır.

*

ABD, bilhassa Çin’i egemenliğindeki uluslararası sistemin bir parçası haline getirmek için on yıllar süren çabalarına rağmen,
Ekonomik liberalleşme ve siyasi reform yolunda liderlik etme hedefini gerçekleştirememiştir.
Şimdi Trump ve stratejistleri Çin’in gelişme modelinin dünya çapında ilgi çekmesi, birçok ülkenin bundan öğrenmeye başlaması ve Batı modeline karşı büyük bir tehdit oluşturmasından hareketle,
İhtiyacı olan kapsamlı strateji değişikliğini popülizme feda ediyor…

*
İlan edilmesiyle birlikte milletvekilleri ve ABD müttefiklerinden gelen protesto gösterilerinin yoğunluğu Başkan Trump’ı geri adım atmaya zorlamıştır.
Önce Kanada ve Meksika’yı muaf edince,
Kendi açılımları için başvuran diğer müttefiklerinin yoğun itirazlarıyla karşılaşmıştır.

*

Üstelik Trump, çeşitli sektörlerde ABD’nin dünya çapındaki ortalamadan daha pahalı olan bir dizi işletmeyi yeniden diriltmek üzere bir ekonomik duvar inşa ediyorsa;
Bunun gümrük vergilerini arttırmakla sağlanamayacağını,
Çünkü o zamana kadar ABD emtia fiyatlarının artacağını ve ihracaatın zorlanacağını ve süper güç olarak ülkesinin yara alacağını düşünmesi gerekirdi…

*

Hesapsızlık ve artan bir ivmeyle geri adım atması, Beyaz Saray’daki kaosun büyüklüğüne ve dünyanın bir belirsizliğe doğru itilmekte olduğu endişelerine yol açtı.
Halbuki ABD, dünyanın en büyük ekonomisi olarak gerekli sorumluluklarını yerine getirmeliydi.
Elbette Washington’un düzensiz davranışlarının kısa vadeli olmayacağı düşünülüyor,
Küresel liderler bir yandan ABD’yi pozitif olarak, diğer yandan da belirsizlikten korunmak üzere bir mekanizma oluşturmanın çabasını sürdürmeye başlamış bulunuyor…

*
Diğer küresel tehditin;
Ticaret Savaşı’nın yarattığı karmaşayı henüz farkeden dünyanın en güçlü liderlerinin, müdahale etmemesini fırsat sayan Türkiye’den geldiğ, iddia ediliyor.

Türkiye iktidarı, kutsallaştırdığı fikirler ve metinler üzerinden yani “İslamcı İdeoloji”siyle hem “İslam Dini’ne” hem de Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Ulusu’na meydan okumakla zan altındadır.
İslam toplumlarından çağdaş toplumlara tehlikeler saçmak, cinayetler ve yıkımlara neden omakla itham ediliyor.
20 Temmuz 2016’dan itibaren Fethullah Gülen’den tasfiye edilen devletin tüm merkezi, yerel, özerk kadroları bu kez hükümetin eline geçmiştir. .
Güçlü bir ümmet ve İslamcı bir devlet olmak yolunda Ortadoğu, Doğu Akdeniz ve Ege hidrokarbon kaynakları peşinden  koşuluyor.
Bu dünya için çok önemli bir tehdit sayılıyor…

26. 3. 2018

* - 043012 turkiyenin d ticaret ac daralyor 11

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir