NECDET BULUZ
Son günlerde bazı kamuoyu araştırma gruplarının yetkililerinin şu açıklamalarına dikkat:
“Seçimlerde pahalılık ve işsizlik konusu öne çıkıp, seçim sonuçlarını etkileyebilir.”
Özellikle genç işsizlerdeki artışın her geçen gün daha da endişe verdiğini görmekteyiz. Seçimlerde genç kesimin etkili olacağının söylenmesi bu konuyu öne çıkarıyor.
Zaten TÜİK’in resmi açıklamasına göre her 5 gençten birisi işsiz görülüyor. Ancak, gizli işsizlerin sayımı ile bu oranın 5 geçten 2 tanesinin işsizler sınıfında olduğunu gösteriyor. Önemsenmesi gereken bir oran.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2017 yılı Aralık ayı işsizlik rakamlarını açıkladı. İşsizlik oranı Aralık’ta geçen yılın aynı ayına göre 2.3 puan düşüşle yüzde 10.4 oldu. İşsiz sayısı 581 bin kişi azalarak 3 milyon 291 bin kişiye geriledi.
Aynı dönemde tarım dışı işsizlik oranı 2.6 puanlık azalış ile yüzde 12.3 olarak tahmin edildi. Her 5 gençten 1’inin işsiz olduğunu ortaya koyan istatistiklere göre genç nüfusta (15-24 yaş) işsizlik oranı 4.8 puanlık azalış ile yüzde 19.2 olurken, 15-64 yaş grubunda bu oran 2.3 puanlık azalış ile yüzde 10.6 olarak gerçekleşti. İstihdam edilenlerin sayısı 2017 yılı Aralık döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre 1 milyon 619 bin kişi artarak 28 milyon 288 bin kişi, istihdam oranı ise 1.8 puanlık artış ile yüzde 46.9 oldu.
Şunu özellikle vurgulayalım:
Geçici ve mevsimsel işlerle işsizliğin önüne geçmek mümkün değildir.
İşsizler ordusunu eritebilmek için istihdam önemlidir. İstihdam için de yatırımların olması gerekiyor. Türkiye’de yatırımlar yok, yabancı yarırımcı da gelmiyor. Ekonomik ve siyasi nedenlerle bu konunun önü kapandığına göre çözüm yolları da bu alanlarda aranmalıdır.
Şimdi TÜİK’in son açıklamalarına bakmaya devam edelim:
Aralık 2017 döneminde herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmadan, güvencesiz çalışanların oranı, bir önceki yılın aynı dönemine göre 0.6 puan artarak yüzde 33.3 olarak gerçekleşti.
Bu durum çalışanların 3’te 1’inin hiçbir sosyal güvencesi olmadan çalıştığını ortaya koydu. Tarımda güvencesiz çalışan erkeklerin oranı yüzde 75.9 olurken, kadınlarda bu oran yüzde 92.8’e ulaşmış durumda.
Bu noktada sosyal güvenliğin de öne çıktığını görüyoruz. Çalışanların 3’te birinin sosyal güvenliği olmadan çalışması önemli değil mi? Kaldı ki, kaçak çalışanları da buna eklediğimizde rakamın daha da endişe verici boyutlarda olduğunu görebilmekteyiz.
TÜİK, 2017 yılı Aralık ayı işsiz sayısını 3 milyon 291 bin kişi olarak açıkladı. Ancak bu sayıya işsiz olduğu halde dahil edilmeyen çok kalabalık bir kitle bulunuyor. İşgücüne dahil edilmeyen işsizler eklendiğinde geniş tanımlı işsiz sayısı elde ediliyor ve bu sayı Türkiye’deki gerçek işsiz sayısını daha net ortaya koyuyor.
Buna göre TÜİK’in açıkladığı 3 milyon 291 bin kişilik işsiz sayısına, iş bulma ümidini kaybedenleri ve iş aramayan ancak çalışmaya hazır olan 2 milyon 332 bin kişi ve mevsimlik çalışan 132 bin kişi eklendiğinde işsiz sayısı 5 milyon 755 bine ulaşıyor. Zamana bağlı eksik istihdamı da kapsayan geniş tanımlı işsizlik oranı ise yüzde 17’ye çıkıyor.
Önümüz yaz. Bu aylarda tarım alanlarında mevsimlik çalışanlar olacak. Turizm sezonu açılıyor. Turistik tesislerde yine mevsimlik çalışanlar iş başı yapacak. Bunlar hiç kuşkusuz geçici de olsa işsiz sayısını azaltıyor. Ancak, köklü bir çözüm olarak görmeliyiz.
İşsizliğin giderek artması, arkasından sosyal sıkıntıları da beraberinde getiriyor. Eğer,bugün piyasalarda durgunluk var, alış-verişler istenildiği gibi yapılamıyorsa burada işsizliğin de payının var olduğunu görmemiz gerekiyor.
Son söz:
Yatırımlar ve İstihdam olmayınca iş ortamı olmuyor, üretim artmıyor, dışa bağımlılık artıyor.
İthal edilen mal miktarı artıyor. Bu da zaten “kara delik” cari açığın daha da açılmasına neden oluyor.
Yorum sizlerin.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın