Başkan John F. Kennedy, “Ticareti Genişletme Yasası” ardından Lyndon B.Johnson, “Göç Yasası” çıkardılar.
Amerika’nın serbest ticarete, sınırların açılmasına ve küreselleşmeye yönelik ilk büyük adımlarını attılar…
Dünyada ticaret açıkları yüz milyonlarca insana ulaştı, ABD’ye milyonlarca yasal ve kaçak göçmen aktı.
Soğuk Savaş’ın ardından tepkiler ortaya çıktı ve büyük bir uyanış başladı.
Amerikalılar, serbest ticaretin ülkelerinin üretim üssünü tahrip ettiğini ve ülkelerini kaybetmek anlamında sınırların açıldığını fark ettiler…
*
Nitekim D.Trump; ABD Ulusal Güvenlik Stratejisini;
Ülke savunması : Amerika’nın refahının korunup güçlendirilmesi: Güç kullanarak barışı sürdürmek: Amerika’nın nüfuzunu arttırmak gibi dört temel önceliğe dayandırdı.
*
Ve bu temel önceliklerin;
1-Rusya ve Çin ile rekabetin her zaman düşmanlık anlamına gelmediği ve kaçınılmaz çatışmalara yol açmayacağı, ancak kimsenin ABD’nin küresel çıkarlarını savunma taahhütünden şüphe duymaması siyaseti,
2-Amerikanın teknolojik gelişimi için ciddi çaba da dahil olmak üzere, önce Amerikan ekonomisinin güvence altına alınmasını hedefleyen uygulamalarla sağlanacağı açıklandı..
*
Trump, bu doktrinin açık hatlarını tanımakta başarısız olan serpiştirilmiş uzman kadrolarla başarılı olmayacağını biliyordu.
Göreve gelir gelmez güvenlikle ilgili kurumları denetimi altına almak için Ulusal Güvenlik Danışmanlığına, Savunma Bakanlığına ve Anayurt Güvenliği Bakanlığına dikkati çeken atamalar yaptı.
*
Obama öncesi ve sonrasının yılları sorgulanmaya başladı ve istihbarat servisleriyle ilgili kapsamlı bir reformun hazırlıklarına öncelik verildi.
CIA, Obama döneminde sahada nerede olursa olsun bir şahsın yerini buluyor, gerekiyorsa onu ortadan kaldırabiliyordu.
Ya da gizli hapishaneler kuruyor, Beyaz Saray’ın işine gelmeyen rejimleri yıkıyordu.
Ama bunların hepsi hukuk dışıydı ve CIA mütemadiyen suç işliyordu…
*
Trump, Mike Pompeo’yu CIA Başkanı, Gina Haspel’i CIA Başkan yardımcılığına seçti…
Bu ikisi, İstihbarat servislerinde sahada çalışan ajanlarla merkezdeki analistler arasında uyumu sağladı.
16 ajansta istihbarat paylaşımını yürütenler Ulusal İstihbarat Başkanının tam yetkisine geçtı, böylece dağınık istihbaratın merkezileştirilmesiyle siyasal ve askeri istihbarat niteliğinin yükseltilmesini öngörüldü.
Bu suretle Başkan Trump’ın ifadesiyle ” En iyinin, birincinin yerini alması” süreci başladı…
Rusya ve Çin’i ezmeye kalkışmak yerine onlarla ortaklığa gidilmesinin önü açıldı…
*
Trump, politikasını yürürlüğe koymak isteyen insanları bulana kadar kadro arayışlarını sürdürüyor.
Nitekim 13 Mart’ta, denenmiş iki adamını CIA Başkanı Mike Pompeo’yu Dışişleri Bakanı, CIA Başkan Yardımcısı Gina Haspel’ i CIA Başkanı olarak seçti…
*
Şimdi yeni Dışişleri Bakanı Mike Pompeo;
1- Başkan Trump’ın çeşitli sektörlerde ABD’nin dünya çapındaki ortalamadan daha pahalı olan bir dizi işletmeyi yeniden diriltmek üzere bir ekonomik duvar inşa etmesini teminen, yüksek gümrük vergileriyle başlattığı Ticaret Savaşında;
Çin’in, Kanada, Brezilya, Güney Kore, Meksika, Rusya, Türkiye, Japonya, Almanya, Tayvan ve Hindistan’ın acı çekmesini dengelemek durumundadır.
*
2- Trump’ın Kuzey Kore’de diplomatik çözüm fırsatı konusundaki iyimserliğini desteklemesi,
Ancak aynı zamanda K.Kore’nin nükleer silahsızlanmasına doğru gerçek ilerleme olana kadar azami baskıya devam etme niyetini muhafaza ederek,
Kore yarımadasında nükleer dengesizliğe diplomatik çözüm sağlamalıdır.
*
3- Trump, Şii imparatorluğunu yöneten nükleer silahlı bir İran’a tahammül etmiyor.
Bugün 15 Mart’ta Berlin’de AB hükümetleri temsilcileriyle yapılan toplantılarla başlayan süreçle,
2015’te İran ile yapılan nükleer anlaşmanın iptal edilmesi kararlılığını ya da hangi değişikliklerin yapılacağının belirlenmesi becerisini göstermelidir.
Bunun için Rusya’nın Doğu Akdeniz’deki varlığı konusunda hiçbir kaygısı olmayan Trump’tan hareketle İran ile Rusya arasına bir perde çekmelidir.
*
4- Trump’ın İsrail-Filistin arasındaki barışı sağlamak üzere hazırladığı,
İki devletli bir çözüm çağrısında bulunmayan, bir dizi yol gösterici ilkeye sahip olmayan fakat barışın ana hatlarını veren ve ayrıntılarını İsrail ile Filistin’in dolduracağı planı,
Filistin Yönetimi’nin, Kudüs’ün İsrail’in başkenti olarak kabul edilmesi ve Mayıs’ta ABD Büyükelçiliğinin buraya taşınması kararına öfkesinden ötürü önerilecek barış planını dikkate almayacağı açıklamasına rağmen hayata geçirmelidir.
*
5- Trump’ın, ABD yetkililerinin hem Suriye ve Irak’taki yükümlülüklerinden kurtulmak için işlediği suçların sorumluluklarını yükleyebileceği,
Hem de iŞİD militanlarına sağlam ve işe yarar bir yurt olarak öngördüğü Afganistan’ı bu göreve hazırlamalıdır.
*
6- İslamcılık İdeolojisinin lağvedilerek Suriye İç Savaşına siyasi çözüm bulunmasının gerekliliklerinin sağlanması,
Trump’ın önem verdiği konulardan biri olarak, Fırat Nehri’nin doğusunda Irak sınırına kadar olan noktada ve kuzeydeki Kürtlerin, bölgelerindeki varlığının desteklenmesi,
Türk ordusunun kuzey Suriye Afrin’deki Kürt kalesini kuşatmasıyla birlikte ABD’nin derinden aşağılanmasının karşılığını verilmesi,
Giderek Federal bir Suriye’de Kürdistan’ın potansiyel ABD müttefiki olarak görülmesini sağlanmasından yükümlüdür.
*
Beyaz Saray’da, belki Başkan Trump, ”Doktrini”ni yürürlüğe koymak isteyen insanları bulana kadar işe almaya ve işten çıkarmalara devam edecektir...
Ama şimdi denenmiş adamı Dışişleri Bakanı Mike Pompeo; geleceğin sahibinin kim olacağına ya da Batı’nın kaderine kimin karar vereceğine yanıt arayacaktır…
16. 3. 2018
Yazıları posta kutunda oku