Suriye bölünecek! Rusya’nın önü kesilecek! Türkiye denetim altına alınacak! Soçi sabote edilecek! İşte o gizli toplantının “non-paper” notları
İngiliz diplomatın çektiği “gizli diplomatik” telgrafta ABD, İngiltere, Fransa ve Suudi Arabistan ile Ürdün’den temsilcilerin oluşturduğu “küçük grubun” 11 Ocak’ta Washington’da yaptıkları ilk toplantıda alınan kararlar vardı. Bu zabıtlar herhangi bir antet ve imzadan yoksun olduğu için diplomatik anlamda “non-paper” olarak adlandırılıyordu. Bu deyim, kamuoyuna açıklanması gerekmeyen yan anlaşmalar için kullanılan diplomatik bir tabirdi.
Ulusal Kanal işte o toplantının notlarına ulaştı.
Beş sayfalık bu gizli telgrafta Atlantik cephesinin Suriye özelinde başta Türkiye, Rusya ve İran olmak üzere bölgeye ilişkin plan ve hedefleri yer alıyordu. Telgrafın ekinde ise 8 sayfalık bir başka “non-paper” vardı. Bu belgede ise 23 Ocak’ta Paris’te yapılacak ikinci toplantı için bazı öneriler yer alıyordu. Paris’te yapılan bu toplantıda kimyasal silah kullanımı konusu ile Birleşmiş Milletler Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura’ya yapılacak öneriler ele alındı.
Telgrafı çeken isim Benjamin Norman İngiltere’nin Washington Büyükelçiliği’nde görevli. İsmi çok bilinmese de özel bir görevi var. İngiliz diplomat Benjamin Norman, büyükelçilikte Yakın ve Ortadoğu’dan sorumlu.
Gelelim telgrafın içeriğine… 12 Ocak’ta çekilen telgrafta 11 Ocak’ta Washington’da düzenlenen toplantıya katılan isimler şöyle sıralandı: Hugh Cleary (Dışişleri Bakanlığı Yakın ve Ortadoğu Bölüm Başkanı); Jérôme Bonnafont (Quai d’Orsay Kuzey Afrika ve Ortadoğu Bölümü); David Satterfield (Ortadoğu’dan sorumlu Yardımcı sekreter), Ürdünlü Nawaf Tell ve Suudi Jamal al-Aqeel.
Bundan sonrasını direkt telgraftan çeviriyoruz:
“Amerikalı yetkili, oturumu ikinci toplantı Paris’te 23 Ocak’ta olacak diye anons ederek açtı.
David Satterfield, Başkan Trump’ın IŞİD’e karşı kazanılan zafere rağmen Suriye’de Amerikan askeri varlığını sürdürmeye karar verdiğini doğruladı. Bunun Amerika’ya maliyetinin ise yılda 4 milyar dolar olarak belirlendiğini söyledi. Bu stratejinin öncelikle “IŞİD’in yeniden doğuşunu engellemek” ve İran’ın bölgede kalıcı olamasını ve politik çözüm esnasında yer almasını engeleme amacı taşıdığını belirtti.
Küçük Grup’un ilk toplantısında “Cenevre sürecini pekiştirmek” için Staffan de Mistura’ya maddi ve siyasi destek sağlanacağını vurguladı. Bütün katılımcılar bu söylenenleri onayladı ve destek oldu.
Katılımcılar Rusya’nın Suriye krizine yönelik siyasi bir çözüm arayışında olduğunu ve Küçük Grub’un bunu amacına ulaşmak için kullanabileceği bir yol olduğunu belirttiler.”
Bir ay önce Guta’yı konuştular
İlk toplantıda Cenevre süreci tam bir başarısızlık olarak değerlendiriliyor. ABD’nin Astana’nın üzerine bir çizgi çekeceği belirtiliyor. 11 Ocak’ta yapılan bu ilk toplantıda Suriye’deki muhalefet ile ilişkiler de özellikle ele alınıyor. Şubat 2018’de çatışmaların tekrar alevlendiği Guta için nerdeyse 1 ay önce bu toplantıda ABD’li yetkili şu ifadeleri kullanılıyor: “Gerçek şu ki rejimin muhalefetin ceplerine girip Ghouta’nın, İdlib ve doğusunda kalmasını engelleme olanağımız yok…. Muhalefetti düzgün bir şekilde manipüle etmeliyiz”
Yine notlara dönelim… Bu arada tırnak içindeki ara başlıklar da notları tutan diplomata ait.
“CENEVRE SÜRECİNİ SAĞLAMLAŞTIRMAK
Amerika Birleşik Devletleri, Astana toplantılarına artık katılmayacağını belirtti. Cenevre’ye olan bağlılıklarının altını çizmek için Astana’ya katılımlarını çok düşük bir düzeyde tutan Amerika; “Cenevre’ye odaklanmak için Astana üzerinde bir çizgi çekmeye” karar verdi.
Ardından Cenevre sürecinin Staffan de Mistura’nın gayretlerine rağmen büyük bir başarısızlık olduğunu belirtti. Cenevre görüşmelerinde ateşkese dâhil olma konusunda çok temkinli davrandıklarını belirten ABD’li yetkili “gerçek şu ki bizzat rejimin muhalefetin ceplerine girip Ghouta’nın, İdlib ve doğusunda kalmasını engelleme olanağımız yok” dedi.
ABD’li yetkili, Suriye’de muhalefette son bir kaç ay içinde büyük bir ilerleme kaydettiğini belirtti.
Ancak iktidarın Cenevre de masadan kalkmaması için daha fazla esnek olmaları gerektiğini bildirdi.
ABD’nin, BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 No’lu kararında öngördüğü kısa süreli geçiş hükümetli çözümüne hiç destek vermediğini söyledi. ABD’li yetkili “muhalefetin durmadan bu çözümü önermekten vazgeçmesi gerektiğini de not olarak ekledi ve “Muhalefetti düzgün bir şekilde manipüle etmeliyiz” dedi.”
Suriye seçimlerine müdahale edilecek
Gizli toplantıda Suriye’de yapılacak seçimlere nasıl müdahale edileceği de masaya yatırılıyor. Rusya’yı da hedef koyan Atlantik cephesi, “Güvenlik Konseyi baskısı ve geniş bir kamu algısı yaratarak Rusya’yı Esad’dan vazgeçmeye zorlamalıyız” diyor.
“Fransa temsilcisi Jérôme Bonnafont, Beşar Esad’ın gelecek seçimlere olası katılımı konusunu masaya yatırdı. David Satterfield, “Hedef, Esad’ın kazanamayacağı seçimleri sağlayacak koşulları ve kurumları yaratmak” dedi. Satterfield, Esad’ın aday gösterilmesini engellemenin çok mühim olmadığını ekledi. Bu koşullarda, daha çok Rusya’nın niyetlerinin test edilmesi gerektiğini belirten Satterfield, Suriye’de iktidarın Anayasa değişikliğine ikna edilmesini gerektiğini söyledi ve “Bu yeni anayasa daha özgür ve BM tarafından kontrol edilecek bir seçim sistemi ile daha uygun bir iklim yaratacak şekilde olmalıdır” dedi. “Küçük Grup” toplantısının tüm üyelerini bu öneriyi onayladı. “Lavrov’un önerilerini daha iyi kullanmak, Moskova’yı baskı altına almak önemli” diyen David Satterfiel, “Güvenlik Konseyi baskısı ve geniş bir kamu algısı yaratarak Rusyayı Esad’tan vazgeçmeye zorlamalıyız, Putin’nin tekrar seçilme şansının yüksek olması Rus tarafını olumlu yönde etkiliyor.” dedi.”
Muhalifler parçalanabilir
“Küçük Grup”un hedefinde Türkiye, Rusya ve İran’ın Astana’nın ardından başlattığı Soçi sürecide var. Belgedeki ara başlık “SOCHİ’Yİ KULLANMAK VE SABOTE ETMEK”. Gizli toplantıya katılan Fransız yetkili Suriye muhalefetini bir arada tutmak için Soçi’ye savaş ilan etmeyelim diyor, Suudi Jamal al-Aqeel ise muhaliflerin parçalanma riskine dikkat çekiyor.
“ SOÇİ’Yİ KULLANMAK VE SABOTE ETMEK
“Küçük Grubun” ilk toplantısının sonuçlarından biri çok net! “Cenevre’yi yeniden canlandırarak Soçi’nin önemi ortadan kaldırmak”. Fransa, “Rusya’nın konumu hakkında şeffaflık” talep etti. Ancak Soçi’ye cephe savaşı ilan etmememiz gerekiyor” dedi. Soçi’nin, Suriye sivil toplumlarının önemli bir bölümünü toplama avantajı olduğunu belirten Fransa “Bu olumlu yanını Cenevre’ye taşımak ve Cenevre’nin önemini artırmalıyız” dedi.
Suudiler “farklı muhalif grupların parçalanma riski” konusunda uyarıda bulunarak muhalefetin tutarlılığını korumak için yardım istedi. Satterfield, temsilcilerinin aldıkları yüksek maaşlar ile konakladı otellerde keyif sürmek yerine siyasi bir çözüm bulma konusunda daha fazla çalışmaları gerektiği söyledi. Fransa da “iletişim” vurgusu yaparak bu sözleri destekledi. Telgrafta İngiliz temsilci şu yorumu yapıyor: “Ne yazık ki, Beşinci Fransız Cumhuriyeti bu durumu finanse etmek çabasında bulunmadı”. İngiliz temsilci “muhalefetin iletişiminin büyük bir kısmının İngiltere tarafından finanse edildiğini” de hatırlıyor.”
Türk-Amerikan ilişkileri düzelmeyecek
ABD’li temsilci PYD’nin Cenevre’ye dahil olması gerektiğini söylüyor. Türkiye’nin bunu engellediği belirten ABD’li diplomat Türk-Amerikan ilişkilerinin zaten kötü olduğunu ve daha da iyiye gitmeyeceğinin kesin olduğunu söylüyor.
“David Satterfield, Türkiye’nin YPG’ye karşı çıkması, Kürtlerin Cenevre’ye katılmasını engellediğini, Ankara’nın tutumunu anladıklarını ancak Suriye’nin 1/3’ünü kontrol eden bir grubu görmezden gelemeyeceklerini belirtti. Ve, IŞİD’e karşı savaşta Kürtlerin büyük sorumluluk aldığını da ekledi. ABD’li diplomat, “Amerikalılar YPG’nin hegemonyasını sulandırmak için kuzeydoğu Suriye’de çok etnikli liderlik kurmak istiyorlardı” dedi. Öte yandan çoğunlukla Amerika kontrolü altında olan Kürtleri zorla da olsa Cenevre sürecine dâhil etmeleri gerektiğini söyledi. Notları tutan İngiliz diplomat şu yorumu ekliyor: “ABD’nin Suriye Demokratik Güçlerinin özel temsilcisi olarak eski ABD Bahreyn büyükelçisini görevlendireceğini tahmin ediyorum. Ancak takip etmeye devam etmek lazım. Fiona Hill ile olan bazı özel görüşmelerimizde, Türk ve Amerikan ilişkilerinin zaten kötü olduğunu ve daha iyiye gitmeyeceğinin kesin olduğu gözüyle bakılıyor. Amerika bu yüzden tek başına Suriye Demokratik Güçleri ve Türkiye ile olan süreci yürütemeyeceğini belirtiyor. Hedef olarak, Staffan de Mistura’yı zorlayıp Esad, SDG ve muhaleffeti Cenevre’ye dahil etmemiz gerekiyor.” Ayrıca, Dışişleri Bakan Yardımcısı, 23 Ocak’ta Paris’te gerçekleşen toplantı öncesinde “Cenevre’de Suriye Siyasal Yolunu Geri Getirmek” adlı yayının Staffan de Mistura’ya bildirileceğini belirtti. Bu belge şunları içermektedir: “Siyasi bir yol haritası, bir anayasa reformunun unsurları, BM seçim denetim yapısı ve barışçıl bir çevrenin kurulması için kılavuz ilkeler”.
“Tüm zamanların en gizli toplantısı”
Ürdünlü temsilcinin “bütün zamanların en gizli kamu toplantısı” olarak adlandırdığı ilk toplantıda Almanya, Mısır ve Türkiye’nin de bu gruba davet edilmesi tartışıyor. Sonuçta, davetler için fazla acele etmeme kararı alınıyor.
“Şu an için yalnızca Birleşik Devletler, İngiltere, Fransa, Suudi Arabistan ve Ürdün’den oluşan bir grup tutmalıyız. Davet edilecek sonraki ülkeler Mısır ve Almanya olmalı. Türkiye de gruba dâhil olmalı ancak onunla yapılan tartışmalar Kürt konusu yüzünden oldukça zor olacak. Bu nedenle son üç ülkeyi almakta acele etmemeliyiz.”
Umut Tezerer
ulusal.com.tr
Bir yanıt yazın