1. Uzun zamandır Ermenistan’ ın ABD ile çifte vergilendirme konusundaki çalışmaları sürdürülüyor. Bugün pek çok Ermeni web sitesi, Amerika Ermeni Ulusal Komitesi (ANCA) ‘ nın ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin nezdinde yaptıkları girişime dair haber veriyorlar… Haberin Özeti ; “ ABD Hazine Bakanı, geçtiğimiz Pazartesi günü Los Angeles’ taki Dünya İşleri Konseyi toplantısı sırasında ANCA Başkanı Raffi Hamparian ile ABD – Ermenistan Çift Vergi Anlaşması konusunda yapıcı bir görüş alışverişinde bulundular……Hamparian’ ın sorusuna yanıt olarak, Mnuchin, bu tür anlaşmaların amacının “ticaret ve yatırım için çifte verginin bulunmamasını sağlamak” olacağını açıkladı….Görüşme sonunda Mnuchin, bu konunun Kongrede tartışılması için 28 saatlik bir süre tahsis edeceğini söyledi….”
2. Panorama.am’ de The California Courier editörü Harut Sassounian’ ın yazısı yer alıyor. Yazının başlığı ; “ Dünyaya karşı bir tehdit olan Erdoğan, çok geç olmadan durdurulmalı”…. Yazının özeti ; “ Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kendi ulusunun yanı sıra diğerleri için de büyük bir tehlike haline geldi. Son yıllardaki eylemleri ve ifadeleri, komşularını ve bütün dünyayı endişelendirmelidir…. Son zorba Hitler, II. Dünya Savaşı’nda bir çok ülkeyi işgal etti ve milyonlarca insanı öldürdü.…, İslam dünyasında bazıları ona saygı ile davranırken, bir çok Batılı ülke şaşırtıcı bir şekilde Türkiye’yi temel müttefiklerinden biri olarak görüyor… Daha da kötüsü, Rusya, Türkiye’ yi Batı’ dan ve NATO’ dan uzaklaştırmak için Erdoğan’ı kazanmaya çalışıyor…..Gatestone Enstitüsü’ nden Uzay Bulut, bir makalesinde, Kıbrıs’ a ikinci bir istila tehdidinde bulunduğunu bildiriyor….Söz konusu makalesinin sonunda , Bulut, Erdoğan’ ın kontrol dışı davranışlarından en çok Batılı ülkelerin sorumlu olduklarını yazıyor….”
3. Ermeni web siteleri, Nalbandyan’ ın BM’ de yaptığı konuşmaya önemle yer veriyorlar Bu konuda yer alan haberlere göre ; “ Ermenistan DİB Edward Nalbandyan, Cenevre’ deki BM İnsan Hakları Konseyi 37 nci Oturumunda yaptığı konuşmada; ‘ Sumgayıt <sözde> katliamları kışkırtıcılarının cezalandırılmadıklarını…., Ermenistan’ ın öncelikleri arasında demokratik kurumların, hukukun üstünlüğünün, yargı sisteminin güçlendirilmesinin, iyi yönetimin daha da pekiştirilmesinin yer aldığını’ ifade etti…..Ermenistan Radyosu’ nun ‘ Sumgayıt planlayıcıları tam olarak ceza-landırılmadı’ başlığı ile yer alan haberde DİB Nalbandyan’ ın BM’ deki konuşmasının tam metni yer alıyor. ….” (Not : Ermenistan Radyosu’ na verilecek yorumlar yayımlanıyor…., o. tan)
4. Armedia.am’ de yer alan habere göre ; “ Ermenistan Parlamentosu, 30 yıl önce Sumgayıt <sözde> katliamlarında hayatını kaybedenler için saygı duruşunda bulundu…”
5. Armenianweekly.com’ da yer alan habere göre ; “ Dr. Siobhan Nash-Marshall, 22 Mart saat 07: 30’da ‘ Babaların Günahları: Türk İnkârcılığı ve Ermeni <sözde> Soykırımı’ adlı yeni kitabını sunacak ve tartışacak. ….Yer; Ermeni Etütleri ve Araştırmaları Ulusal Birliği (NAASR) Merkezi (395 Concord Ave., Belmont, Mass. 02478)…..”
6. News.am’ de yer alan habere göre ; “ ABD Dışişleri Bakanlığı Azerbaycan cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in ‘Erivan’ın Azerbaycan halkının tarihi toprakları olduğuna’ ilişkin demecine tepki gösterdi ve tahrik edici duyurulardan uzak durulmasının önemini vurguladı…..ABD Dışişleri Bakanlığı açıklamasında şunları kaydetti: ‘ Birleşik Devletler, Minsk Grubu eş başkanlarının tahrik edici demeçlerden ve provokatif fiillerden uzak durulmasına ilişkin 11 Şubat duyurusunu desteklemektedir. Ayrıca, Birleşik Devletler, tarafları Ekim 2017’ de Cenevre’de gerçekleşen buluşma esnasında müzakerelerin canlandırılması ve temas hattında gerilimin düşürülmesine yönelik adımlara teşebbüs edilmesine dair sağlanan mutabakatlara saygı duyulmasını teşvik etmektedir.’….8 Şubat’ta Azerbaycan iktidar partisi, Yeni Azerbaycan Partisi Gn. Kurulundaki konuşmasında İlham Aliyev ‘Erivan, Zangezur ve Sevan tarihi topraklarımızdır ve bu toprakları Azerbaycan’lılara iade etmeliyiz. Bu bizim stratejik amacımızdır, bu amaca tedricen yaklaşmalıyız’ dedi…..RF Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Maria Zakharova,15 Şubat’ta konuya ilişkin açıklamasında ‘anılan demeç açıkça gerilimin azaltılmasına katkıda bulunmamaktadır’ dedi……AGİT Minsk Grubu ise 20 Şubat’taki ilgili duyurusunda ‘gerilimi artırabilecek duyuru ve fiillerden uzak durulması’ çağrısında bulundu……”
7. Ermeni Haber’ de yer alan habere göre ; “ İran ile Ermenistan arasında 400 kilovatlık üçüncü enerji iletim hattı, 2019 yılının sonunda faaliyete girecek. Ermenistan Hükümeti Enformasyon ve Halkla İlişkiler Servisi’nden edinen bilgiye göre, Başbakan Karen Karapetyan ile görüşen İran Enerji Bakanı, Ermenistan – İran hükümetler arası komisyon eş başkanı Reza Ardakanian, konu ile ilgili bilgi paylaştı…. Üçüncü enerji iletim hattıyla ilgili çalışmaların başarıyla devam ettiğini kaydeden Bakan, gaz ve elektrik enerjisinin ihracatına dair ikili müzakerelerin de verimli bir şekilde yapıldığını ve İran’ın, Ermenistan’a ihraç ettiği gaz hacmini artırmaya hazır olduğunu bildirdi…..”
https://www.ermenihaber.am/tr/news/2018/02/28/İran-Ermenistan-enerji-iletim/124354
8. Armenpress’ te yer alan habere göre; “ Ermenistan’ ın GDP’ si 2017 yılında son on yılın en yüksek düzeyi olan % 7,5 artış gösterdi…”
https://armenpress.am/eng/news/924385/armenia’s-gdp-increases-by-75-the-highest-rate-over-past-10-years.html
9. Armenpress’ te yer alan habere göre; “ Lübnan’ da yayın hayatını sürdüren Zartonk günlük Gazetesi yazı işleri müdürü Sevak Hakobyan, Armenpress ile yaptığı söyleşide ”Diaspora’ nın basına ihtiyacı var, bir okuyucusu bile olsa yayına devam edecek….” dedi….”
10. Avim bülteni’ nde “Hollanda Dışişleri Bakanı Vekili Sigrid Kaag Hollanda Parlamentosuna 1915 olayları konusunda ders verdi” başlıklı bir yorum yer alıyor….Yorum özetle şöyle; “Hatırlanacağı üzere 15 Şubat 2018 tarihinde Hollanda parlamentosunun alt kanadına 1915 olaylarıyla ilgili iki yasa tasarısı sunulmuş, bu tasarılar 22 Şubat’ta yapılan oylamayla kabul edilmiştir. Oylama öncesinde Hollanda Dışişleri Bakan Vekili Sigrid Kaag söz alarak Hollanda hükümetinin bu konudaki pozisyonunu açıklamış ve oylamayla ilgilenen komisyon üyelerinin sorularına cevap vermiştir. Bakan Vekili Kaag özetle Hollanda hükümeti olarak 1915 olaylarına Hollanda parlamentosundan farklı yaklaştıklarına dikkat çekmiş, parlamentonun alacağı bir “soykırım” kararının hükümet açısından bağlayıcı olmayacağını belirtmiştir. Yine hatırlanacağı üzere, parlamentolarla hükümetlerin 1915 olaylarının yorumlanması konusunda zıtlaşması Hollanda’yla sınırlı değildir, benzer vakalar Avusturya ve Danimarka’da da yaşanmıştır. Kaag’ın açıklamaları, Ermenileri kendi siyasi emellerine alet ederek siyasi kazanım elde etmeye çalışanlara bir cevap niteliğindedir……Bakan Vekili Kaag; 1915’te yaşananların bir trajedi olduğunu, soykırımın tanımının 1948 BM Soykırım Suçunun Önlenmesine ve Cezalandırılmasına İlişkin Sözleşme’de yapıldığını ve soykırımın ispatlanması gerektiğine işaret etmiştir. Kaag, önceki hükümetlerde olduğu gibi mevcut Hollanda hükümetinin de ancak uluslararası yetkili bir mahkemenin kararı, BMGK kararı veya derin bilimsel araştırmalar neticesinde soykırım suçunun varlığına hükmedilebileceği düşüncesini koruduğunu belirtmiştir….<Bir milletvekiline cevaben> Kaag, 1915 olayları konusunda hükümetin tutumu siyasi olsaydı, Hollanda ile Türkiye arasında ilişkilerin bulunduğu seviye itibariyle hükümetin soykırımı kabul etmesi gerekeceğini, hükümetin tutumunun taktiksel değil uluslararası hukuka dayanan bir temeli olduğunu vurgulamıştır…….”
11. Avim bülteni’ nde Mehmet Oğuzhan Tulun’ un “Hollanda Parlamentosunun 1915 olaylarıyla ilgili aldığı 22 şubat kararı” başlıklı bir analizi yer alıyor. Analiz özetle şöyle ;
“15 Şubat günü Hollanda parlamentosunun alt kanadı Tweede Kamer’e 1915 olaylarıyla ilgili iki tasarı sunulmuş…, 22 Şubat’ta bu iki tasarı üzerine Tweede Kamer’de oylama yapılmış ve tasarılar onaylanmıştır….Hükümet, ‘olaylara yapılan soykırım tanımlamasını ancak bu tanımlamayla ilgili bağlayıcı bir B.M. Güvenlik Konseyi kararı veya bir uluslararası mahkemenin hükmü olması durumunda tanıyacağını’ belirtmiştir….1948 BM Soykırım Sözleşmesi açıkça bir olayın soykırım olup olmadığına karar verme yetkisinin sadece Sözleşmenin belirtmiş olduğu şekliyle bir uluslararası veya yerel bir mahkemeye ait olduğunu ifade etmektedir. Bu bağlamda parlamentolar, soykırım olduğu iddia edilen vakalar gibi karmaşık konular hakkında hüküm vermek için uygun yerler değillerdir. Parlamento kararları, siyasetçilerin bağlayıcılığı olmayan kanaat beyanları olmaktan öteye geçememektedir….Dışişleri Bakanlığının bu tasarılar konusunda belirtmiş olduğu gibi, ‘Hollanda, bu tarihi meselenin çözümüne katkı vermek istiyorsa, 2005 yılından bu yana ısrarla önerdiğimiz, Osmanlı tarihi uzmanı bilim insanlarına açık bağımsız bir Ortak Tarih Komisyonu kurulması teklifine destek verebilir.’…..”
http://avim.org.tr/tr/analiz/hollanda-parlamentosunun-1915-olaylarıyla-ılgılı-aldıgı-22-subat-kararı
12. Avim bülteni’ nde Teoman Ertuğrul Tulun’ un “ Polonya soykırım yasası ile ilgili çifte standart” başlıklı analizi yer alıyor….Analizin özeti şöyle ; “ Polonya geçtiğimiz günlerde Holokost inkârı ile ilgili bir yasa kabul etmiştir. Söz konusu yasa Holokost inkârını ve Holokost ’un önemsizleştirilmesini suç haline getirirken, Holokost’ un, Nazi mezaliminin Polonya hükümetine ve Polonya milletine mal edilecek şekilde betimlenmesini de yasaklamaktadır….
Bilindiği üzere, Auschwitz ve Treblinka dâhil birçok kötü şöhretli Nazi toplama kampı Polonya’nın 1939 da Nazi Almanya’sı tarafından işgal edilmesinden sonra bugünkü Polonya toprakları üzerinde kurulmuştur. Polonya yetkilileri ve Polonya kamuoyunun geniş kesimleri uzun süreden beri haklı olarak “Polonya ölüm kampları”, “Polonya’daki kamplar” şeklinde kullanılan terminolojiden rahatsızlık duymaktaydılar. Uluslararası medyaya göre, yukarıda söz konusu yasa, “…her kim gerçeklere aykırı olarak alenen Polonya milletini veya Polonya devletini Üçüncü Alman İmparatorluğu tarafından işlenen Nazi cürümlerinin sorumlusu veya suç ortağı olarak itham ederse, para veya üç yıla kadar hapis cezasına tabi olur” hükmünü içermektedir. Ayrıca, her hangi bir kişi “ bu tür bir eylemi bir sanat çalışmasının veya bilimsel faaliyetin parçası olarak gerçekleştirmiş ise suç işlememiş olur” ifadesi de yasaya eklenmiştir….Sonuç olarak, bu analizin amacı, Polonya’nın ve Polonya ulusunun Holokost tartışmalarında ne şekilde nitelendirildiği konusunda Polonya’nın bir yasa çıkarmaya hakkı olup olmadığını ele almak değildir. Analizin temel amacı, AB veya Fransa gibi uluslararası aktörlerin, başkalarına eleştiri yöneltmeden önce kendi siyasetçilerinin siyasi amaçlarla tarihi sorunları nasıl eğip bükebildikleri hususuna bakmaları gerektiğine dikkat çekmektir…….”
http://avim.org.tr/tr/analiz/polonya-soykırım-yasası-ıle-ılgılı-cıfte-standart
13. Ermeni faaliyetleri ile ilgili olmayan, ancak, Ermeni medyasında yer alan ve ülkemiz için önemli addedilen haberlerin başlıkları ;
a. İran, Suriye’de (Şam’ ın 8 mil kuzey batısında) yeni bir Üs kurdu…Batılı istihbarat kaynaklarına göre, bu Üs, İsrail’in tamamına isabet edebilecek füzeleri depolayan bir başka kalıcı askeri Üs inşa etti.
b. İki yüzden fazla sanatçı, aktivist, yazar ve müzisyen, dünya hükümetlerine “Suriye soykırımını durdurma” çağrısında bulunan açık bir mektup gönderdiler.