Akıllı Güç Yumuşak Güç güzellemeleri
Kast edilen akıllı güç ya da Yumuşak güç halkların ve insanlığın gücü olacaksa buna kimsenin diyeceği bir söz olamaz.
Yaşadıklarımız üzerinden bir yumuşak güç ya da Akıllı Güç örneği ile başlayalım.
ABD, FETO ya da Gladyoyu kullanarak, akıllıca sahte belgeler üreterek, Türk ordusu ile savaş yapması, yumuşak güç kullanma anlamındaydı.
Irak’ta kitle imha silahları vardı. Buna ait uydurma belgeler üretildi.
Amerika bu “uydurma belge yöntemini” geçerli araç olarak hep kullandı. Kullanmaya devam ediyor.
Bir başka ifadeyle, zenginlikler, fakirlere söylenen yalanlardan beslenir. Her halde, Çok para çok yalan ile olur ata sözü buralardan geliyor.
Zengin ülkelerin fakir ülkelere sürekli yalan söylemesi; tesadüf değildir. Kapitalist-emperyalizmin yapılanmasında “yalan, uydurma belge” esastır. Yapısaldır.
Araçsal Rasyonalite, kişi ve kurumların yalanı gizleme teknikleridir. Senin de çıkarın var. Benim de çıkarım var diye sürdürülen “Rasyonalite” yalanının gizlediği gerçek; büyük halk kitlelerinin fakirleşmesine karşılık zengini daha da zenginleştirmesidir.
Elbette, işbirlikçilerde, bu rasyonalite yalanından elde ettikleri pay ile fakir ülkeler içinde zengin olarak yaşarlar. Ve yönetirler.
Yalan belge üretiminin akla uygun, yani rasyonel görünüm kazanması için belgenin tarih, psikoloji ve hatta matematiksel görünüm içermesi gerekir.
Amerikan İstihbaratı işte bu konuda uzmanlık kazanmıştır.
Eski CIA Başkanının “başka ülkelerin seçimlerine müdahale ettik” açıklaması, bizler için çok öğreticidir. Demek ki seçimlerde Akıllı Güç kullanmaya devam ediyorlar.
Uydurma belge ve yalan ile açılan kapılar, büyük askeri güçlerle bile açılamaz. Şimdilerde bunun adına Akıllı Güç, Yumuşak Güç diyorlar.
Kapitalist emperyalizmin son icat ettiği silah; Akıllı Güç, Düşünsel Güç kavramlarıdır. Lakin itibar kaybedilince, Akıllı Gücü başka güçler kullanabilirler. Akıllı Gücün kullanılabilmesi için kurumun itibarlı olması esastır.
Baktığımız zaman çok masum ve çekici gelen bu kavramlar, zenginlerin fakirleri bir kez daha “kata külliyeye” getireceğini göstermektedir.
Küreselleşme saldırısı ve talanı sürecinde, buna benzer kavramların dolaşıma sokulduğunu hatırlayalım. Sermayenin tabana yayılması, ürünlerin ucuzlaması, fırsat eşitliği, özelleştirme ve verimlilik gibi…
Yani ben akıllı olacağım, akıl gücünü kullanacağım, az akıllı olanı sömürmeye devam edeceğim.
En azından başlangıcında etik görünmüyor.
Şimdilerde ülkeleri tasnif ederken(sınıflandırırken) düşünsel güç ve akıllı güç faktörlerini karşılaştırıyorlar.
Akıllı Güç kavramının gaipten gelen sesi şöyle; ben senin canını almayacağım ama malını mülkünü alacağım çağrışımını yapıyor.
Emperyalist ülkeler için Akıllı Güç demek; ben sana karşı silah kullanmayacağım ama bilimi, tarihi, matematiği sana karşı kullanacağım.
Akıllı Gücü olmayan kurum, devlet, akıllı gücü olan devlet Akıllı Gücü olan tarafından kullanılacak, sömürülecek ve talan edilecek. Kişi, kurum veya devlet artık silahlı güçle değil, akıllı güçle yıkılacak.
Sen de aklını kullan Akıllı Güç kur. Meydanda akıllı güçler savaşsın.
Akıllı Güç inşası için daha önceden sermaye birikimi sağlamış olmak gerek. Teknoloji üretiyor olmak gerekir. Üretim ile ilişkili büyük bir bilim kitlesi oluşturmuş olmak gereklidir.
Bunları yan yana getirmiş olanlarda zaten Akıllı Güç vardır. Şimdi yaptığı iş; benim akıllı gücüm var reklamından başka bir şey değildir.
Eğer emperyalizm ben artık sert gücümü kullanmayacağım akıllı gücümü kullanacağım diyorsa; oturup bin kere daha düşünmek gerek.
Emperyalizm için akıllı Güç sandığımız gibi teknoloji ile haşır neşir olmak değildir. Hilenin yeni kılığa bürünmüş halidir.
22.2.2018
Yazıları posta kutunda oku