Yakup Kepenek
yakupkepenek06@hotmail.com
Bilim insanı Canan Dağdeviren BM’de konuştu: En büyük motivasyon kaynağım Atatürk
Bir hafta önce, 11 Şubat günü, New York’ta Birleşmiş Milletler’in Ekonomik ve Sosyal Konsey salonunda Bilimde Kadın ve Kız Çocukları Günü konulu bir uluslararası toplantı yapıldı.
Toplantıda Harvard Üniversitesi’nin Genç Akademi üyeliğine seçilen ilk Türk, Dr. Canan Dağdeviren de bir konuşma yaptı.
Toplantı önemliydi; ancak, Dağdeviren’in konuşması çok daha önemliydi; ne yazık ki bu ülkenin kamuoyunda hak ettiği ölçüde değerlendirilmedi.
Bilim yapmak…
İlk ve ortaöğretimini Kocaeli’nde, üniversite eğitimini Hacettepe Üniversitesi Fizik Bölümü’nde alan,bir ara Sabancı Üniversitesi’nde çalışan Dağdeviren, çalışmalarını ABD’de sürdürüyor.
Birçok buluşu var; en önemlisi giyilebilir kalp pili.
Konumuz onun BM’deki konuşması; Dağdeviren:
En büyük motivasyon kaynağım Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’tür … alan fark etmez, bilim yapmak devrimdir, diyor. Atatürk’ün, Yurtta sulh, cihanda sulh sözünü önce Türkçe, sonra İngilizce söyleyerek konuşmasını tamamlıyor.
Cumhuriyetin temellerinin gücüne ve güzelliğine bakar mısınız?
Mustafa Kemal, hayatta en hakiki mürşit (yol gösterici) bilimdir, fendir demişti; onun, daha doğrusu, Atatürk’ün önerisiyle bilimin yol göstericiliğinde gururla yürüyen genç bir kadın, uluslararası düzeyde büyük bir başarıya imza atıyor.
Dağdeviren henüz 32 yaşında; ancak bilim yaparak güç kazandığının, özgürleştiğinin, özgürleştikçe de yaptığı buluşlarla, yani, üreterek insanlığa ve içinden çıktığı topluma daha fazla yararlı olduğunun farkında.
O kadar ki, bu bilinçle çok önemli bir gerçeğin altını ustalıkla çiziyor: Bilim yapmak devrimdir!
Bu ışık çoğalacak!
Bu ülkenin yüz akı olan olay, bir iki gazetede kısa haber olarak yer aldı; o kadar! Bir haftadır, Dağdeviren’in eğitim aldıkları dahil, ne bu ülkenin üniversitelerinde ne TÜBİTAK ve TÜBA gibi bilim üst kurumlarında, ne de anlı şanlı gazete ve TV haber ve yorumlarında yer bulabildi.
Çağdaş eğitimi, bilimin yol göstericiliğini çoktan unutmuş ve savaşa odaklanmış olan siyasetin ise Dağdeviren’in yurtta ve dünyada barış vurgusunu kavraması, aslında umulamazdı.
Bu toplumun kamuoyunu oluşturan odakları ne kadar başlarını yana çevirseler ya da gözlerini kapasalar da Dağdeviren’ler mutlaka çoğalacak. Çünkü bu ülkenin kızlarının ve kadınlarının, Cumhuriyetin de mayaladığı bir okuma ve bilim aşkı var.
Bu ülkenin üniversitelerinde çalışan kadın bilim insanı oranı, hiç de az değil; en son, 2017 Ağustos verilerine göre yüzde 43.2’ye ulaşıyor.
Her ne kadar YÖK’ün kadro kısıtlamaları; üniversitelerdeki erkek egemen yönetim yapısı gibi olumsuzluklar bilim kadınlarının profesör ve doçent unvanı almalarını sınırlıyorsa da, bilim kadınları tüm engelleri aşıyor ve başarılı oluyor.
Çünkü, kör olası bağnazlığın; ilkelliğin ve tutuculuğun esiri olmak istemeyen bu ülkenin kadını, özgürleşmek için tüm varlığıyla bir çıkış yolu arıyor; yalnız ve ancak bilim yolunda ilerlediği zaman tam anlamıyla özgürleşebileceğini biliyor!
Cumhuriyetin en büyük üç değerini, kadın özgürlüğünü, bilimin yol göstericiliğini ve barışı kişiliğinde birleştiren Dağdeviren ve benzerleri, bu ülkenin bilim kadınlarının; dahası, kız çocuklarının ve genç kızlarının önünü aydınlatan bir büyük yol göstericidir.
Sosyal medya paylaşımlarından bu alanda da kararlı bir tutum sergileyeceği görülen Dağdeviren, yeni buluşları kadar, belki onlardan çok daha etkili olarak, bu yöndeki katkılarıyla bu topluma yarar sağlayacaktır.
Hiç kuşkunuz olmasın, daha nice Dağdeviren’ler çıkacak ve bu toplumun geleceği mutlaka aydınlık olacaktır.
Bir yanıt yazın