Onur Oymen <ooymen>
February 16, 2018 6:08 PM
ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın Ankara’daki temaslarından sonra basına yapılan açıklamalar ortak bir çalışma grubunun kurulması dışında kamuoyunun beklediği somut sonuçların elde edilemediğini ortaya koymuştur.
Her ne kadar Tillerson basın toplantısında iki ülke arasındaki ilişkilerin önemini vurgulayan ifadelerde bulunmuş ve stratejik ortaklıktan söz etmişse de, Türkiye için ciddi kaygı yaratan konularda, Amerika’nın bilinen tutumlarında olumlu yönde bir değişiklik olabileceği anlamına gelen bir görüşe yer vermemiştir. Hatta, Menbiç konusunda Başkan Obama zamanında verilen sözleri teyit edici bir beyanda dahi bulunmamıştır.
Bu çerçevede Tillerson PYD’ye verilen silahların geri alınacağı veya en azından bundan sonra silah verilmeyeceği yolunda bir taahhütte bulunmamıştır. Tillerson Türkiye’ye gelirken Lübnan’da yaptığı açıklamada ABD’nin PYD’ye ağır silah vermediğini, dolayısıyla geri alacağı hiçbir şey olmadığını ifade etmişti. Onun bu sözleri, Pentagon sözcüsünün 2017 Kasım ayında PYD’ye verilen ağır silahların toplanacağı yolundaki sözleriyle açık bir çelişki oluşturmaktadır.
Tillerson’ın ifadeleri aynı zamanda Amerikan Savunma Bakanı James Mattis’in, Milli Savunma Bakanımız Nurettin Canikli’ye Brüksel’de söylediği sözlerden de çok farklıdır. Basına yapılan açıklamada, PKK’nın Kuzey Irak’tan tasfiye edilmesi için Türkiye’yle Amerika’nın birlikte çalışacağı yolunda herhangi bir ifadeye de rastlanmamıştır…Basın toplantısında Fethullah Gülen’in iadesi gibi Türkiye’nin önemle talep ettiği konuların kurulacak komisyonlarda inceleneceğinin ötesinde bir vaatte bulunulmamıştır.
Bütün bunlara rağmen, Türkiye ile Amerika’nın bir diyalog sürecine girmesi ve bu amaçla bazı mekanizmaların oluşturulması, iki ülkenin birbiri hakkında konuşmak yerine birbiriyle konuşma yolunu seçmesi gerginliği tırmandırma politikasından iyidir. Ancak, başlatılan sürecin somut sonuçlar vermemesi ve daha çok kamuoyunu yatıştırma amacına yönelmesi halinde yaratılacak hayal kırıklığı büyük olacak ve bu durum ilişkilerimiz üzerinde daha da ciddi hasarlara yol açacaktır.
Şimdi Amerika’nın Ortadoğu politikasını yeniden gözden geçirmesinin, terörle mücadele gibi hayati konularda ilkeli bir yaklaşım benimsemesinin ve Türkiye’nin güvenlik çıkarlarını daha fazla dikkate almasının zamanıdır.
Onur Öymen, E. Buyukelci
Bir yanıt yazın