Kasım’da, Vietnam/ Danang’ta Asya Pasifik Ekonomik İşbirliği Zirvesi sırasında, ABD Başkanı D.Trump ve Rusya Devlet Başkanı V.Putin;
Suriye ihtilafının çözümünde ortak bildiri imzaladılar.
Siyasi ve askeri alanda anlaştıkları konulardaki boşluklar zamanla dolduruldu ve aşağıdaki temelde anlaştılar.
1- İsrail- Filistin Barışı’nın; ne BM kararları, ne hükümetler, liderler ve örgütler tarafından yapılan bildirimler ya da müzakerelerle çözüme ulaştırılabilecek bir vasıfta olmadığı görülmüş, çözüm bu unsurlardan alınarak İsrail ile Filistin arasında bağımsızlaştırılmıştır.
2- Şam’ın meşru izni olmadan uluslararası güçlerin Suriye’de bulunmasının hiçbir nedeni yoktur.
3- Suriye krizinin çözümüne yönelik hiçbir siyasi inisiyatifin ülkenin egemenliğini, birliğini ve bütünlüğünü bozmasına izin verilmeyecektir.
4- Tüm taraflar görüşlerini BM koordinasyonu altında Cenevre barış görüşmelerinde ortaya koymalıdırlar.
5- Diplomatik bir çözüm için belirlenen şartlardan emin oluncaya ve Suriye ihtilafıyla ilgili politik bir çözüm bulununcaya kadar Suriye ve Irak’ta IŞİD ile savaşmaya devam edilecektir...
*
Ancak son günlerde;
1- İsrail güçleri ile İran ve müttefikleri arasında keskin bir gerilim oluşmuştur.
2- Washington, Suriye hükümetinin Şam’ın Doğu Guta bölgesinde birden çok gaz saldırısı düzenlediği yönünde kanıtlanmamış iddiaları yinelemiştir.
3- Türkiye’nin Afrin’de ve İdlib gerilimi azaltma bölgesindeki operasyonları endişe oluşturmaktadır.
*
Cumartesi günü İsrail, İran’ın istihbarat sağlamak ya da saldırmak amacıyla Hizbullah ve Suriye’nin de daha önce denediği üzere toprakları üzerine saldığı gelişmiş bir insansız hava aracını düşürmüş,
Ardından Suriye’de bulunan 12 önemli İran hedefine ve hava savunma sistemine misilleme yapmıştır.
Günün sonunda İsrail’e ait bir F-16I Soufa Multirole Fighter (çoklu savaş uçağı) düşürülmüş,
Hizbullah, bunu “Suriye hava sahası ve bölgesinin işgaline son verecek yeni bir stratejik evredir. Bu, sonraki savaşımız için bir testtir ” ifadesiyle tanımlamıştır.
İsrail’in kuzeyinde İsrail ve İran arasındaki neredeyse bir savaşa ramak kalmış, durumla ilgili ABD ve Rusya’ya bilgi verilmiştir.
*
Pazartesi günü, Rusya Devlet Başkanı V.Putin ile ABD Başkanı D. Trump telefonla endişeli konuları görüşmüştür.
Başkan V.Putin, Başkan Trump’ın ” İsrail-Filistin arasında artık dayanıklı bir barış anlaşması için çalışma zamanı geldi” dediğini açıklamış,
Rusya’nın bu gayreti gösterdiğini, Salı günü (bugün) Filistin lideri Mahmud Abbas’la görüşeceğini söylemiştir.
*
Bu noktada V.Putin, elbette İsrail’in Suriye’de İran’la savaşa girmesi durumunda ülkesinin en büyük kaybeden olacağını biliyor.
2015’te bir amaç ve Suriye Devlet Başkanı B.Esad’ı kurtarmak için askeri güçlerini Suriye’ye taşıyan,
Rusya Esad’ı Suriyeli isyancılardan ve ülkenin kontrolünü İslamcı radikallerin elinden kurtarmıştır.
O zamandan beri hem Rus kanı akıyor hem de milyarlarca ruble harcanıyor.
Halbuki Rusya bir süredir Suriye’deki hedeflerine ulaşma ve iç savaş sonrası düzenlemeleri belirleme konusunda lider görev üstleniyor.
En büyük kaygısı, bölgede dehşet bir istikrarsızlığa yol açarak kazanmayı umduğu her şeyi tehdit edecek olan İsrail ve İran arasında olası bir çatışmadır.
*
Bu yüzden İsrail Başbakanı B. Netenyahu, Rusya’nın isterse böyle bir çatışmayı engelleme potansiyeline inanıyor.
İşte Rusya tam anlamıyla İran’ın askeri koruyucusu olmamasına rağmen silah sistemleriyle İran’ın nükleer tesislerinin korunmasına yardımcı oluyor.
Rusya’nın hava gücü Suriye’de İran güçlerinin yardımcısıdır.
Üstelik Rusya, İran’a uygulanan ekonomik yaptırımları da hafifletiyor.
Nitekim Başbakan Netenyahu, Moskova’ya yaptığı düzenli ziyarette;
Her defa Putin’in, İran’ın egemen bir ülke olmasına değer verdiğini ifade etmesine rağmen Rusya’nın bir çatışmayı engelleyebileceğini düşünüyor ve talepte bulunuyor.
Bu arada İran hem bölgesel hedefleri doğrultusunda askeri varlığını Suriye’ye getiriyor hem de Suriye’nin yeniden inşasında rol üstlenmeyi öngörüyor...
*
Şimdi Suriye’de, İsrail ve İran arasında bir çatışma ortaya çıkmış gibi görünüyor.
Sıra Rusya’nın İran’ı ne kadar frenleyeceğini ya da bunu yapmaya gücünün yetip yetmeyeceğini göstermesindedir.
*
Suriye ihtilafının çözümü için ABD ve Rusya arasında kurulan işbirliği yürümektedir…
Ve Rusya, ABD’ye; ” El Nusra terör örgütünün ve kendini yardım örgütü olarak sunan El Kaideci bir katliam çetesi olan White Helmets- Beyaz Miğferler grubunun,
Suriye hükümetini, yerel halka karşı kimyasal silah kullanmakla suçlamak için İdlib’te zehirleyici maddeler içeren bir provokasyonun hazırlığı içinde olduğuna dair ihbarda bulunuyor.
*
Öte tarafta;
1- Şam’ın meşru izni olmadan uluslararası güçlerin Suriye’de bulunmasının hiçbir nedeni yoktur,
2- Suriye krizinin çözümüne yönelik hiçbir siyasi inisiyatif ülkenin egemenliğini, birliğini ve bütünlüğünü hiçbir halükârda bozmayacaktır,
3- Tüm taraflar Suriye ihtilafıyla ilgili politik bir çözüm bulununcaya kadar Suriye ve Irak’ta IŞİD ile savaşmaya devam edecektir,
Esasları çerçevesinde oluşturan ABD-Rusya işbirliği sürecinde;
Askeri ve Siyasi girişimleri tartışılan ve kaygı uyandıran Türkiye, doğrudan doğruya ABD’nin sorumluluk alanında gibidir.
*
Ama şu dakikada ABD; AKP Genel Başkanı R.T.Erdoğan’ın, “Bizi vururlarsa sert karşılık veririz diyenlerin ömürlerinde hiç Osmanlı tokadı yememiş oldukları çok açıktır. Türkiye’yi canlarının istediği gibi girip çıktıkları, her türlü hoyratlığı yapıp hesap vermedikleri yerlerle karıştırıyorlarsa çok yakında öyle olmadığını görecekler ” ifadesiyle,
yüzünde aşk eden tokatın dehşet uğultusuyladır…
14. 2. 2018
Bir yanıt yazın