TÜRK ve TÜRKİYE Sözcüklerini Kaldırmak: TTB ve TBB

Süleyman Çelik (scelik44) - image001

Süleyman Çelik (scelik44)

Türk Tabipleri Birliği (TTB) yöneticilerinin Afrin harekatına karşı bildiri yayımlaması, Tayyip Erdoğan’ı kızdırdı. Bunun üzerine yöneticiler gözaltına alındılar, savcılıkta ifadeleri alındıktan sonra “adli kontrol” koşuluyla serbest bırakıldılar. Ancak Tayyip Erdoğan’ın kızgınlığı geçmemiş olacak ki Birliğin başındaki “Türk sözcüğünün kaldırılacağını” söyledi. Bu arada Türkiye Barolar Birliği’nin (TBB) başındaki “Türkiye sözcüğünün de kaldırılacağını” bildirdi. (Oysa TBB Afrin harekatını destekliyordu. Demek, söz konusu olan Afrin’e karşı çıkmak değilmiş!) Ve devamında “bu konuda Bakanlar Kurulu yetkili; bir kararname ile kaldırırız” dedi.

Süleyman Çelik (scelik44) - image002

Bakanlar Kurulu, sıradan derneklere “Türk, Türkiye, Milli, Ulusal” gibi sözcükleri kullanma izni vermeye yetkilidir. Oysa TTB ve TBB sıradan dernekler olmayıp, Türk Eczacıları Birliği (TEB), Türk Diş Hekimleri Birliği (TDHB), Türk Veteriner Hekimleri Birliği (TVHB), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) gibi yasayla kurulmuş “meslek odaları” birlikleridir. Meslek odalarına üyelik, sıradan dernek üyeliği gibi isteğe bağlı olmayıp, o mesleği yapmak için zorunlu olan üyeliktir.

Meslek Odaları, daha çok muhafazakar kesimin övgüyle söz ettiği, geçmişteki “Ahilik” kurumun esasını oluşturan esnaf loncalarının, çağdaş benzerleridir. Esnaf loncalarının baş görevi, mesleki dayanışma yanında meslek ahlakını (etik) sağlamaktı. Birliklerin görevi de esasta bunu sağlamaktır.

Süleyman Çelik (scelik44) - image003

Meslek odaları tüm çağdaş devletlerde var olan kuruluşlardır. Örneğin, ABD’de American Medical Association (AMA) ve İngiltere’de British Medical Association (BMA), Amerikan ve İngiliz Hekimleri birlikleridir. Devlet, hekimlik mesleği ile ilgili görev ve yetkilerini, yasal birer kurum olan bu birliklere devretmiştir. Örneğin, birlikler hekimlik ya da uzmanlık yeterlik sınavları yapar, muayenehane açma izni verir, İngilizce malpractice denilen, “mesleki hata” olarak çevirebileceğimiz yanlış tedavi uygulanması/ ameliyat yapılması gibi durumlarda disiplin kurulu görevi yapar ve hatanın derecesine göre ilgilinin hekimlik yapma yetkisini elinden almaya kadar gidebilecek ağır cezalar verebilir vs. Birliklerin iş yüklerinin ne kadar yoğun olduğunu göstermesi bakımından Almanya’dan örnek vermek isterim. Federal Almanya değil, sadece Berlin Eyaleti Tabipleri Birliği 8’er katlı iki binada hizmet veriyor. “Tam gün çalışan 8 hukuk müşaviri istihdam ediyor” dersem, kaç personel çalıştırdığını siz düşünebilirsiniz. (Hukuk müşavirlerinden biri, yeğenimin kızı olduğu için çok iyi biliyorum.) Bilindiği gibi, buralarda bizdeki gibi çalışmadan aylık alan kimse yoktur. Aylık alan herkes 8 saat, eylemli olarak çalışmak zorundadır.

Aslında bizde de mesleğini yapabilmek için herkesin oda üyesi olması zorunluydu; birliklerin oldukça geniş yetkileri ve yaptırım güçleri vardı. Ancak faşizm yetki devrini sevmediği için olsa gerek, özellikle 12 Eylül’de olmak üzere, askeri darbe dönemlerinde yetkiler tırpanlandı, hatta bir ara üye olma zorunluğu kaldırıldı.

Bizim tarihsel geçmişimizde ve geleneklerimizde yeri olmasının yanında çağdaş devletlerde de karşılığı olan bu kurumların, yöneticilerinin yanlışlıkları yüzünden cezalandırılması kabul edilemez. Mahkeme kadının mülkü olmadığı gibi, birlikler de kimsenin babasının çiftliği olmayıp ulusal kurumlarımızdır. Bu nedenle başlarına yasayla, “Türk” ya da “Türkiye” sözcüklerini kullanma izni verilmiştir. Demokratik kurumlar olmaları nedeniyle, yanlış yapan yöneticiler için gereğini, üyeler yapacaktır.

Geçmişteki “Açılım” dönemlerinde bakanlıkların, valiliklerin, devlet bankalarının başlarındaki Türkiye Cumhuriyeti (TC) ya da “Türk” sözcükleri kaldırılmış; “ırkçılık çağrışımı yaptığı öne sürülerek” Anayasa’dan “Türk” sözcüğü çıkarılmaya çalışılmış, yerine “Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı” önerilmiş; kendilerine “Türk” yerine “Türkiyeli” diyenler olmuş; buna tepki olarak birçok yurtsever sosyal medyada adının başına TC simgesini koymuştu vs…

O zaman bu değişikliklerin PKK’lıların yada başta AB-D olmak üzere PKK sempatizanlarının dayatmaları ile yapıldığı bildiriliyordu. Bugün de bu sözcüklerin kaldırılması, sanırım bu çevreleri çok mutlu eder…

Süleyman Çelik (scelik44) - image001

Yorumlar

  1. S. Rıdvan Karluk avatarı
    S. Rıdvan Karluk

    Diyarbakır’da 1980 askeri darbe döneminde yapılan ve üzerinde şehrin simgesi karpuzun yer aldığı Ne Mutlu Türküm Diyene yazısının Kasım 2013’de kaldırılması, bölücülere hizmet etmiştir. Bu kapsamda bir TV programında bir hanım gazetecinin açıklamaları kabul edilemez: “Bu ülkenin adının Türkiye olması belki yanlış bir şey. Belki Anadolu Halklar Cumhuriyeti olsaydı, ona göre düzenleme yapılacaktı.” Ne demek Anadolu Halklar Cumhuriyeti? Bu tarih olmuş Sovyetler Birliği’ne özenti mi? Sovyet, Rusça’da tavsiye, meclis, kurul, komite, şura anlamlarına gelir. Savetskiy Sayuz ise Sovyetler Birliği, diğer bir deyişle Meclisler Birliği ya da Birleşmiş Meclisler demektir. Bu hanım gazetecinin Anadolu Halklar Cumhuriyeti tanımlamasıyla aklından geçen fakat ifade etmekte zorlandığı Anadolu Sovyet Halkları Birliği Cumhuriyeti mi geçmektedir?Aynı dünya görüşünü paylaşan bir diğer hanım gazeteci ise Türk bayrağına saldırmıştır: “Türk bayrağı demeyi artık tartışmamız lazım. Eğer herkesin aidiyet hissetmediği bir sembolse, TÜRKİYE BAYRAĞI demeyi öngörüyorum. Türkiye bayrağı ya da Demirtaş’ın dediği gibi DEVLET BAYRAĞI dememizi öngörüyorum.”Bu ifadeleri kullananlar sözün nereye gittiğini düşünmeyerek “gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde” olabilirler.

  2. Emin EĞRİ/Kastamonu avatarı
    Emin EĞRİ/Kastamonu

    Acaba diyorum; TBBM (TÜRKİYE Büyük Millet Meclisi) adındaki ”Türkiye” kelimesi kalkacak mı? Eğer toptancı kafası ile kaldırılırsa bunun da kaldırılması gerek. BMM yeter sanırım(!). Kişiler tepki nedeniyle bazı değerlerin yozlaştırılmasını asla kabullenemem.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir