Başlıktaki ifade, savaş yönetmiş, savaş sonrası Cumhuriyetin kuruluşunda, önemli görevlerde bulunmuş, İsmet İnönü tarafından dile getirilmiştir.
Kendisine intikam öneren birisine karşı bu ifade dile getirilmiştir.
Yönetim katlarında bulunanların yönetme sorumluluğunu nasıl da içselleştirildiğini göstermektedir.
Tarafsızlığın ve liyakate önem verişin ancak bu kadar veciz bir şekilde ifade edileceğine inanıyorum.
Kendi duygularını ve kendi iç hesaplaşmalarını aşarak dile gelmiş bu ifadeyi içinde yaşadığımız sürecin özeti olarak, kapak yapmak isterdim.
Bilindiği gibi Erdoğan meslek kuruluşlarının kendisine karşı görüş bildirmesi ve muhalefet ediyor olması sebebiyle, meslek odalarının başındaki Türk kelimesinin kaldırılması için talimat vermiştir.
Anayasa’da var olan 135. Madde ile kurulu meslek kuruluşlarının önündeki Türk sözcüğünü kaldırmak, Anayasa tanımamak anlamına gelir.
Yasalara uyup uymamanın da ötesinde, adı geçen kurumların şimdiki yöneticileri kanuna karşı bir fiilleri varsa, ona mahkeme karar verir.
Kurumların içindeki yöneticilere kin duyarak devlet yönetimi olmaz.
Öfke ve kin yöneticilerin en önemli düşmanlarıdır. Kin ve öfke toplumu böler. Kamplara ayırır. Yönetmeyi zorlaştırır.
Afrin çıkarmasıyla elde edilen birlik, durup dururken “TÜRK meselesi” çıkararak, riske edilemez.
Odalardan ve Meslek kuruluşlarının isminden, Türk sözcüğünün çıkarılmasına HDP ve Türkiye’nin düşmanları çok sevinecektir.
Türk milliyetçiliğinden nefret eden, Atatürk’ü silmek için sürekli plan ve stratejiler üreten Amerika’yı da sevindirecektir.
Türk ordusunu da üzecektir. Çünkü onun da adında Türk vardır.
Meslek kuruluşlarının ve odaların isimlerinin başında o milletin adını olması tesadüf bir iş değildir. Fransa’da, Amerika’da ve tüm dünyada böyledir.
Türkiye ve Türk sözcüğünün yerine Müslüman sözcüğünü koyarsak, tam bir bölünmeye çanak tutmuş oluruz. Tarikatları öne çıkarmış oluruz.
Müslüman Avukatlar Barosu, Müslüman Mühendisler Odası, Türkiye Ziraat Odaları Birliği yerine Müslüman Ziraat Odaları Birliği, Türkiye Esnaf Ve Zanaatkârlar Konfederasyonu Yerine Müslüman Esnaf ve Zanaatkârlar gibi bir durum ortaya çıkar.
Türkiye’yi Türk olanlar ve Müslüman olanlar diye ayrıştırmanın bir anlamı da yok. Faydası da yoktur.
Cumhuriyetle kavgası olanlar, cumhuriyetle kurulmuş Türk Devletini yönetemezler.
8.2.2018
Bir yanıt yazın