NECDET BULUZ
CHP kurultayından sonra Kılıçdaroğlu’nun yeniden Genel Başkan olması ile başlayan tartışmalar öyle görünüyor ki uzun süre devam edecektir. Yapılan eleştirilerde Kılıçdaroğlu’nun CHP’yi ayağa kaldıracak güçte olmadığı, şimdiki iktidarı da söylediği gibi gönderemeyeceği ifade ediliyor.
Partinin yüzde 25-28 bandında bir oy tabanı var. Yıllardır hapsedilen bu alandan kurtulamadı. Ne yaptıysa da bunu aşamıyor. Sağ ve muhafazakâr seçmenden, kırsal kesimden, Kürtlerden oy alamıyor.
Peki, Kılıçdaroğlu neye güveniyor, buna bakmak gerekir.
CHP’nin önümüzdeki seçim sürecinde şöyle önemli bir misyonu var; o da yüzde 50’lik muhalefet blokunun “oyun kurucu”gücü olmak istemesidir. CHP, kendi başına AKP’yi alaşağı edemeyeceğini bilse de, her geçen gün zayıflayan AKP-MHP blokuna karşı referandumda “Hayır” oyu veren yüzde 49’luk seçmen bloğunun kamuoyunca benimsenen bir aday etrafında birleşmesinin mimarı olabilir.
İşte Kılıçdaroğlu, partisinin tabanındaki oyundan fazla buna güveniyor.
Meydan okuma, kurultaydan önce “AK Parti’yi göndereceğiz” açıklamalarının ardında yatan gerçek bizce buradan kaynaklanıyor.
Önümüzdeki süreçte CHP’ye düşen görev, sadece kendi partisi için oy istemek değil, diğer partilerin de desteğini alabilecek bir demokrasi bloğunun öncü gücü olabilmektir.
Bir önceki seçimde Cumhurbaşkanlığı seçiminde bunun yeşil ışığı görüldü. Erdoğan kıl payı kazandı. 2019 yılında yapılacak olan seçimde bu nedenle ipin göğüslenebileceği tahminleri yapılıyor.
Görünmesi ve tartışılması gereken bir başka konu daha var:
Kılıçdaroğlu’nun yeniden Parti Genel Başkanı seçilmesi ile partide küskünlerin ve artık “CHP’ye oy vermeyeceğim” diyenlerin de olabileceği görünüyor. Kılıçdaroğlu’nun artık iktidara alternatif olmaktan uzaklaştığını, parti tabanındaki mevcut oy potansiyelinin bile korunamayacağını söyleyenler var.
Siyaset iddialı olma sanatıdır.
Kılıçdaroğlu iddialı olarak “duvarları yıkacağız” diyor. Ancak, bu duvarın nasıl yıkılacağını söyleyemiyor.
Önümüzdeki seçimler çok kritik. Bu seçimlere yönelik bir hedefin ortaya konulmaması büyük eksiklik. CHP’nin Cumhurbaşkanı adayının nasıl belirleneceği bile açıklanamadı. “Değişim ve yenilenme” deniliyor ama ortaya bir heyecan konulamıyor ki.
Parti içi sorunların da hala giderilememiş olması CHP’nin önündeki en büyük engel olarak değerlendirilebilir.
Sanıyoruz partide hayal kırıklığı yaşayanların da kafalarından bunlar geçiyordur. Görebildiğimiz kadarı ile taban beklediğini göremedi.
Bu saatten sonra CHP’ye oy vermeyeceğini söyleyen seçmenin nereye kayacağını görmek gerekiyor.
Bir kısmı küsüp sandığa gitmeyebilir.
Ancak, CHP’li seçmen sandığa gidip partisine oy vermeyecekse AK Parti’yi de tercih etmeyecektir.
Ortadaki parti İYİ Parti olarak öne çıkıyor.
AK Parti’ye oy vermeyecek olanların yeni adresi İYİ Parti olabilir. Zaten, daha önce yapılan kamuoyu araştırmalarında İYİ Parti’nin CHP tabanından da oy alabileceği görülmüştü.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener bu durumu daha önce iyi okumuş, CHP ile ittifak yapmayacaklarını, Cumhurbaşkanlığı adaylığında en fazla oy alanının ikinci turda desteklenmesi gerektiğine vurgu yapmıştı.
CHP kurultayının sonuçlarını değerlendirirken, konunun bu yanını da unutmamak gerekiyor. Bir noktada CHP’deki çalkantıdan en yararlı çıkacak partinin İYİ Parti olduğunu görmek yanlış olmaz.
İyisi ile kötüsü ile Atatürk’ün kurduğu ana muhalefet Partisi CHP’de yapılan kurultayda ortaya çıkan tablo Türk siyasi hayatı için önemlidir ve “hayırlı olsun” diyoruz. Temennimiz de yapılan eleştirilerin Genel Başkan Kılıçdaroğlu ve ekibi tarafından terse çevrilmesidir.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz
Yazıları posta kutunda oku