Afrin harekâtı devam ediyor.
Ve biz, bir terör tehdidinin sınırlarımıza kadar gelip, dayanması nedeniyle ve bunu milli bir mesele olarak gördüğümüz için bu harekâtı destekliyoruz.
Yurdunu, hudutlarını teröristlere karşı korumak bir ülkenin en doğal hakkıdır.
Daha da önemlisi, ordumuz, Ortadoğu’da, ABD’nin BOP projesine engel olduğu için onun yanındayız. Askerlerimizle beraberiz.
Türkiye’nin karşısında PKK’nın uzantısı PYD ve ona 5 bin TIR silah desteği veren Amerika var. ABD, yeni bir düzen kurmak, Ortadoğu’yu yeniden şekillendirmek istiyor…
O, Türkiye’den, İran’dan, Suriye’den, Irak’tan koparılacak parçalarla bir Kürt devleti oluşturmak amacında.
Başta yurdumuz olmak üzere, Ortadoğu ülkelerini bölüp, birbirine kırdırmak sonra da bölgeyi dilediği gibi yönetmek, sömürmek onun en büyük hedefi…
Batılı emperyalistlerin de hedefi bu…
Peki, bu ortam kendiliğinden mi doğdu? Türkiye bu günlere, bu savaş ortamına bir günde, kendiliğinden mi geldi? 15 yıldan bu yana bu ülkeyi yönetenlerin bu oluşumda hiç suçu yok mu?
Elbette Türkiye, bu savaş ortamına bir günde, kendiliğinden gelmedi. Elbette bu oluşumda AKP’nin de suçu var.
Türkiye, Ortadoğu yangınına doğru hızla çekilirken, o, olup biteni sadece seyretti…
Hatta seyretmekle de kalmadı bir de üstüne üstlük, BOP eş başkanlığına soyundu… Aldığı bu görevi defalarca Türk milleti önünde itiraf etti.
ABD’nin peşine takılması ve yönlendirmesi ile AKP Suriye’ye karşı cephe aldı. Ortak düşmanlarına karşı Suriye ile birleşmesi gerekirken onu düşman ilan etti. Bir gecede Esat, ESET oldu, çıktı…
Bunun sonucunda tüm şeriatçı, ayrılıkçı örgütler Suriye’ye saldırdılar. Oradan 3,5 milyon mülteci kaçıp ülkemize yerleşti. Sanki Türkiye’nin hiç sorunu kalmamış gibi bir de bu mülteci sorunları ile uğraşmak zorunda kaldı.
Fuhuş, cinayet, hırsızlık aldı başını gitti… Evdeki hesap çarşıya uymayınca, işler karışıp, Arapsaçına dönünce, halkın ilgisini başka yönlere çekmek için yeni bir operasyon başlattılar. AKP’nin bir savaşa ihtiyacı vardı…
Daha önce büyük bir heyecan ve sevinçle kabul ettikleri Suriyelileri şimdi geri göndermek için uğraşıyorlar; ama bu, boş çaba…
Halkımızın karşı koyması, tepki vermesi üzerine, seçmenleri yeniden kazanabilmek için, hatalarını gidermeye çalışıyorlar şimdi.
Şu anda bile iktidar hala yanlış yapmaya devam ediyor. PYD’li teröristlere karşı savaş verirken, Suriye ile işbirliği yapacağı yerde ÖSO ile bütünleşiyor…
Elbette AKP’nin yanlış icraatları bununla sınırlı değil. Onun bir tek mülteci hatası olsaydı, bu hatayı alıp başımıza gül diye takardık. Onun yanılgıları, suçları saymakla tükenmez… Reisleri bile durmadan “Yanıldım, bizi yanılttılar… Beni Fethullah Gülen yanılttı, APO yanılttı, Obama yanılttı…” itirafları yapmakta…
Öyleyse bu yanılgıları başından başlayarak, anlatalım.
AKP’nin ilk yanılgısı FETÖ…
Ben taa 2002’den, hatta daha önceden beri bu FETÖ belasını yazıyorum. Biz “Yapmayın, etmeyin, bu adamlarla birlikte o yollarda yürümeyin, yağmurlarda birlikte ıslanmayın” dedikçe, safları sıklaştırdılar, kol kola girdiler… Gülen Pennsylvania’ya kaçınca da ona “Hocam seni özledik, yurduna dön” çağrıları yaptılar…
Sonunda 17-21 Aralık olaylarında çıkarlar çatıştı, yollar ayrıldı ve 15 Temmuz kalkışmasında başlarına bombalar yağdı…
Ama daha önce 2004’te Milli Güvenlik Kurulu (MGK), FETÖ tehlikesine dikkat çekmiş, AKP bunu görmezden gelmişti. 2007, 2010 yargılamalarında Gülen’i beraat ettirmiş ve yargıyı ona teslim etmişti…
Bunun sonucunda düzmece kanıtlarla Ergenekon ve Balyoz davaları yaratıldı. Askerlerimiz hücrelere dolduruldu. Ordumuz güçsüz düşürüldü. Subaylar ve aileleri perişan edildi. Sonra da bu FETÖCÜ çete kozmik odalara girip, devlet sırlarını çaldılar…
Ve bütün bu işler olup biterken, iktidar, Oslo’da PKK ile pazarlıklara başladı. Onlara yaranmak, şirin görünmek için Türk bayraklarını, ANT’ı, ulusal bayramları, Atatürk heykellerine çelenk koymayı yasakladı. Devlet tabelalarından TC’leri kaldırdı.
Polis, mitinglerde Türk bayrağı satan emekçileri yerlerde sürükledi. Hala bu görüntüler arşivlerde mevcut…
Bunun yanında, zamanın TBMM başkanı “PKK bayrağı taşımayı suç olmaktan biz çıkardık” diye övündü. Sınır kapılarında teröristler davullarla zurnalarla karşılandı. TC mahkemeleri ayaklarına götürüldü. Mahkeme salonlarından Atatürk posterleri kaldırıldı.
Terör kıyafetleri giymiş militanlar otobüslerin üzerinde şehir turları attılar…
AKP, FETÖ ve PKK ile yolları ayırdıktan sonra devletin başındaki kişi, “Biz yanılmışız, bizi yanılttılar” itirafları yaptı ve hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam etti.
Yani ülkemiz, AKP sayesinde YAZBOZ tahtasına döndü.
Bi taraftan yaptılar, bi taraftan yıktılar. Bi taraftan da keselerini doldurdular…
Man adaları ortaya çıktı. Yeni yetme trilyonerler türedi… Ama yoksul daha da yoksullaştı. Vergiler dayanılmaz seviyelere çıktı.
Tarım, sanayi bitti. Her şeyi dışarıdan almaya başladık. Samanı bile ithal eder eder duruma düştük. İşsizlik hızla arttı.
Olan Türk milletine oldu…
Bir yanıt yazın