ABD Ortadoğu’yu şekillendirmeye Adana’daki İncirlik Üssü’nden başladı. Önce Hatay’a sözde yardım kuruluşlarını yerleştirdi. İşin mimarı Afganistan’a giden Büyükelçi John Bass’dı. ABD menşeli kuruluşlar Suriye’deki masum halka ve çocuklara hiçbir zaman yardım etmedi ama bu amaçla geldikleri görüntüsünü verdiler. Fakat asıl işleri Türkiye’de iç savaş zemini hazırlamak, İran ve Suriye’nin demografik yapısını bozmaktı. 14 yardım kuruluşu içinde başı ABD’nden International Medical Corps (IMC) çekti. Ardından IRC, İrlanda merkezli GOAL ve Hollanda vakıf ve dernekleri çocukların eğitimi için çalışan bir kuruluş olarak tanınan Save The Chıldren International (SCI), yine ABD merkezli Catholıc Relief Services (CRS), Mercy Corps ve diğerleri… Suriye’deki terörist guruplara milyonlarca doları çantalarla taşıdılar. Binaları ise ajanlara mekân oldu. ABD Adana eski Konsolosu John L. Espinoza’nın yerine gelen Konsolos Linda Stuart Specht, Diyarbakır, Mardin, Hakkari, Şırnak, Cizre, Midyat ve Siirt gibi Güneydoğu Bölgesi’ndeki illeri tek tek gezerek PKK’lılarla buluştu, onları örgütledi hatta her türlü imkânı sağladı. Linda Adana’ya özellikle gönderildi. Kadın içi savaşın eksik olmadığı bölgelerde hep görev yaptı ve bu konuda oldukça deneyimliydi. Ardından oraları ABD işgal etti. Irak’ta kaldı mesela… 11 Eylül gerekçesi ile Saddam devrildi, Irak işgal edildi. Linda Afganistan’dayken de aynı bahaneyle Afganistan’a savaş açıldı ve ABD oraya da askeri güç yerleştirdi. Linda Kamerun’da çalıştı ve ABD buraya asker gönderdi. Papua Yeni Gine, Kamerun, Surinam ve Vietnam’da görev yaptı. Aynı olaylar burada da yaşandı. Adana Konsolosu Linda, PKK ve HDP’lilerle kanka oldu. Sebebi ortada… Türkiye’yi PKK ile terbiye edeceklerini, bu terör örgütü ile korkutacaklarını sandılar. O yüzdende PKK’ya toz kondurmuyorlar. Aksine silahlandırıp her türlü yardımı yapıyorlar. Bu yetmezmiş gibi Türkiye’nin ‘güvenli ‘olmadığı yalanını yayıp duruyorlar. Bunlar olurken ABD’nin işgal ettiği siyasi teşkilatlar ses çıkarmıyor. İş olsun torba dolsun diye iki kelam edip duruyorlar. ABD nereye girdiyse içten muhalefetten güçlü destek aldı ve buda iştahlarını arttırdı. Bugün Türkiye’nin tüm direnişine rağmen ABD halen içerdeki adamlarına güvenerek ülkemizi içten karıştıracağını sanıyor. Siyasetteki gayri Türklerin bu aralar ciddi şekilde aktifleşmesi de bunu gösteriyor. Tabi ki devletin içindeki bazı FETÖ mensuplarını göz ardı etmemeliyiz ama ABD tek şeyi unutuyor! Bugün yukarıda adını saydığım devletlere yapacağını Türkiye’ye hiçbir zaman yapamaz. Nasıl ki 100 sene önce İngilizler yapamadı. Ve bunun önemli sebebi bu toprakların ve devletin asıl sahiplerinin Türkler olmasıdır. Çünkü Türk Milleti için Devlet zordayken hiçbir siyasi partinin şahısları, düşünceleri önde duramaz. Önce “Vatan, Millet” sonra diğer düşünceler gelir. Afrin olaylarında siyasi parti liderlerinden farklı olarak, partinin içindeki milli düşünceli şahısların “Devletimizin yanındayız” açıklamaları da bunun açık örneğidir. Çünkü; TSK’ne karşı tüm oyunlara, kumpaslara rağmen halkımızın ordusuna, askerine, polisine inancı büyüktür. Bu sebeple emin olarak söyleyebilirim ki; Mekanize Piyade, Mekanize Birlikler, Komando Birlikleri tıpkı Kıbrıs’ta olduğu gibi girecek ve en geç bir hafta içinde Afrin, Menbiç, Fırat’ın Doğusu, Batısı ne varsa dümdüz edecek. Yapılaması gereken budur. ABD/Pentagon’dan geri adım. Suriye’de DSG güçlerinden yeni bir “ordu” ya da konvansiyonel anlamda bir “sınır muhafız” gücü oluşturulmayacağını duyurdu.
Bir yanıt yazın