Türkiye’yi ne bekliyor?

 Turkishnews- ABD öncülüğündeki koalisyon, Türkiye ve Irak sınırını kontrol etmek için 30.000 kişilik “ordu” kurulacağını açıkladı. Bunun için PKK / PYD kullanılacak. Bunu “Türkiye yeniden İstiklâl savaşı veriyor” isimli yazımda yazmıştım. Pentagon bizi sadece beş gün bekledi. “Sınır ötesinde terör örgütleriyle ABD’nin birleşip Pentagon-CIA programlarıyla “sınır muhafızları” adı altında büyütülen yapıya terör örgütü “Kuzey Ordusu” adını verdi. Göz göre göre resmen Türkiye sınırında konuşlanıyorlar. Amerikalıların doğu Halep ve güney Haseki’de eğittiği “Kuzey Ordusu” gücü ilk etapta örgütün işgal ettiği ancak rejim ile sınır hattında yer alan Aynularap (Kobani), Tel Elyap, Resulayn ve Malikiye’de konuşlanacak. Pentagon, CIA ve Kandil kadrolarının ortaklaşa eğittiği teröristler, rejim kontrolündeki toprakları kullanarak ülkenin doğusundan Türkiye sınırındaki Afrin ilçesine de sevk ediliyor” diye yazmıştım. Yani ABD öncülüğündeki koalisyon, Suriye’de ki ortaklarıyla yeni bir “sınır güvenlik gücü” kuracağını açıkladı. Dolayısıyla Türkiye’yi açıktan açığa tehdit etmeye başladı. Ve emin olarak derim ki; ABD’ne bu konuda cesareti içerdeki adamları verir. ‘Devlet Erkânı’ndan gelen tepki ve gözlemlerinde bunu kanıtlıyor. Gelelim Türkiye’yi ve bölgeyi ne bekliyor? Sorusuna. Bu savaş hem içerde hem dışarıdaki güçlerin katılımıyla ABD ve Avrupa desteğinde yürütülecek gibi görünüyor. Yani hesaplanan bir iç savaş ve dışarıdan yapılacak müdahalenin birlikte icra edileceği hem klasik yöntemlerin hem de gayri nizami harp taktik, teknik ve yöntemlerinin, teknolojinin, modern silahların kullanıldığı bir savaş olacak bu savaş. Savaşın bir tarafında Türkiye diğer tarafında ABD, Avrupa, İsrail, Suudi Arabistan tarafından desteklenen PKK/PYD/PJAK olacak. Tabi IŞİD dışarıda ve içeride Türkiye’nin karşısında ayrı bir cephe açacak. Türkiye hızla bir savaşa doğru çekiliyor. Türkiye’nin güney doğusunda ABD destekli binlerce PKK’lının yok edilmesi ve 15 Temmuz 2016 ABD VE FETÖ darbesinin hüsrana uğramasını hazmedemeyenler içerde hala temizlenmemiş adamları var iken bir şeyler yapacağını düşünürler. Yani dolayısıyla Türkiye’nin önüne teslimiyet yada savaş seçeneğini koyuyorlar. ABD ve Avrupa’nın hazırlıkları bu yönde devam ediyor. Bölge ülkeleri özellikle İran’ın önemli ancak İran’ın tercihi ABD veya Avrupa’nın yanında olabilir. Aynı şeyi Rusya içinde söyleyebiliriz. Rusya bir süper güç ve bu güçlerin yani büyük devletlerin etki ve ilgi alanları çok geniş olduğu için farklı düşünebilirler. Farklı çıkarlarını dikkate alarak politikalarını değiştirebilirler. Yani içinde bulunduğumuz cephede hiçbir şey garanti değil. Türkiye hem içerden hem de Irak ve Suriye kuzeyinden ABD uşakları ve PKK ile kuşatılacak. Ya bunu kabule zorlanacak ya da ABD ve Avrupa desteğindeki PKK ile savaşacak. Bütün hallerde Türkiye’nin bunu aşacağına şüphem yok. Fakat en zor olan şey Türkiye’nin içten ve dıştan bir tehditle karşı karşıya kalmasıdır. Üstelik karşı karşıya bulunduğumuz tehdidi bertaraf edebilmek için epey bir süre gerekecek. Bu kritik dönemden ancak birlik, beraberlik, çok çalışma ve uygun ittifaklar, hatasız dış ve iç politikalar uygulanarak çıkabiliriz. - 3edfb903 bd0e 4549 9744 cd8d9dfb6fc7 Turkishnews- ABD öncülüğündeki koalisyon, Türkiye ve Irak sınırını kontrol etmek için 30.000 kişilik “ordu” kurulacağını açıkladı. Bunun için PKK / PYD kullanılacak. Bunu “Türkiye yeniden İstiklâl savaşı veriyor” isimli yazımda yazmıştım. Pentagon bizi sadece beş gün bekledi. “Sınır ötesinde terör örgütleriyle ABD’nin birleşip Pentagon-CIA programlarıyla “sınır muhafızları” adı altında büyütülen yapıya terör örgütü “Kuzey Ordusu” adını verdi. Göz göre göre resmen Türkiye sınırında konuşlanıyorlar. Amerikalıların doğu Halep ve güney Haseki’de eğittiği “Kuzey Ordusu” gücü ilk etapta örgütün işgal ettiği ancak rejim ile sınır hattında yer alan Aynularap (Kobani), Tel Elyap, Resulayn ve Malikiye’de konuşlanacak. Pentagon, CIA ve Kandil kadrolarının ortaklaşa eğittiği teröristler, rejim kontrolündeki toprakları kullanarak ülkenin doğusundan Türkiye sınırındaki Afrin ilçesine de sevk ediliyor” diye yazmıştım. Yani ABD öncülüğündeki koalisyon, Suriye’de ki ortaklarıyla yeni bir “sınır güvenlik gücü” kuracağını açıkladı. Dolayısıyla Türkiye’yi açıktan açığa tehdit etmeye başladı. Ve emin olarak derim ki; ABD’ne bu konuda cesareti içerdeki adamları verir. ‘Devlet Erkânı’ndan gelen tepki ve gözlemlerinde bunu kanıtlıyor. Gelelim Türkiye’yi ve bölgeyi ne bekliyor? Sorusuna. Bu savaş hem içerde hem dışarıdaki güçlerin katılımıyla ABD ve Avrupa desteğinde yürütülecek gibi görünüyor. Yani hesaplanan bir iç savaş ve dışarıdan yapılacak müdahalenin birlikte icra edileceği hem klasik yöntemlerin hem de gayri nizami harp taktik, teknik ve yöntemlerinin, teknolojinin, modern silahların kullanıldığı bir savaş olacak bu savaş. Savaşın bir tarafında Türkiye diğer tarafında ABD, Avrupa, İsrail, Suudi Arabistan tarafından desteklenen PKK/PYD/PJAK olacak. Tabi IŞİD dışarıda ve içeride Türkiye’nin karşısında ayrı bir cephe açacak. Türkiye hızla bir savaşa doğru çekiliyor. Türkiye’nin güney doğusunda ABD destekli binlerce PKK’lının yok edilmesi ve 15 Temmuz 2016 ABD VE FETÖ darbesinin hüsrana uğramasını hazmedemeyenler içerde hala temizlenmemiş adamları var iken bir şeyler yapacağını düşünürler. Yani dolayısıyla Türkiye’nin önüne teslimiyet yada savaş seçeneğini koyuyorlar. ABD ve Avrupa’nın hazırlıkları bu yönde devam ediyor. Bölge ülkeleri özellikle İran’ın önemli ancak İran’ın tercihi ABD veya Avrupa’nın yanında olabilir. Aynı şeyi Rusya içinde söyleyebiliriz. Rusya bir süper güç ve bu güçlerin yani büyük devletlerin etki ve ilgi alanları çok geniş olduğu için farklı düşünebilirler. Farklı çıkarlarını dikkate alarak politikalarını değiştirebilirler. Yani içinde bulunduğumuz cephede hiçbir şey garanti değil. Türkiye hem içerden hem de Irak ve Suriye kuzeyinden ABD uşakları ve PKK ile kuşatılacak. Ya bunu kabule zorlanacak ya da ABD ve Avrupa desteğindeki PKK ile savaşacak. Bütün hallerde Türkiye’nin bunu aşacağına şüphem yok. Fakat en zor olan şey Türkiye’nin içten ve dıştan bir tehditle karşı karşıya kalmasıdır. Üstelik karşı karşıya bulunduğumuz tehdidi bertaraf edebilmek için epey bir süre gerekecek. Bu kritik dönemden ancak birlik, beraberlik, çok çalışma ve uygun ittifaklar, hatasız dış ve iç politikalar uygulanarak çıkabiliriz.

Nigar Ögeday

 Turkishnews- ABD öncülüğündeki koalisyon, Türkiye ve Irak sınırını kontrol etmek için 30.000 kişilik “ordu” kurulacağını açıkladı. Bunun için PKK / PYD kullanılacak. Bunu “Türkiye yeniden İstiklâl savaşı veriyor” isimli yazımda yazmıştım. Pentagon bizi sadece beş gün bekledi. “Sınır ötesinde terör örgütleriyle ABD’nin birleşip Pentagon-CIA programlarıyla “sınır muhafızları” adı altında büyütülen yapıya terör örgütü “Kuzey Ordusu” adını verdi. Göz göre göre resmen Türkiye sınırında konuşlanıyorlar. Amerikalıların doğu Halep ve güney Haseki’de eğittiği “Kuzey Ordusu” gücü ilk etapta örgütün işgal ettiği ancak rejim ile sınır hattında yer alan Aynularap (Kobani), Tel Elyap, Resulayn ve Malikiye’de konuşlanacak. Pentagon, CIA ve Kandil kadrolarının ortaklaşa eğittiği teröristler, rejim kontrolündeki toprakları kullanarak ülkenin doğusundan Türkiye sınırındaki Afrin ilçesine de sevk ediliyor” diye yazmıştım. Yani ABD öncülüğündeki koalisyon, Suriye’de ki ortaklarıyla yeni bir “sınır güvenlik gücü” kuracağını açıkladı. Dolayısıyla Türkiye’yi açıktan açığa tehdit etmeye başladı. Ve emin olarak derim ki; ABD’ne bu konuda cesareti içerdeki adamları verir. ‘Devlet Erkânı’ndan gelen tepki ve gözlemlerinde bunu kanıtlıyor. Gelelim Türkiye’yi ve bölgeyi ne bekliyor? Sorusuna. Bu savaş hem içerde hem dışarıdaki güçlerin katılımıyla ABD ve Avrupa desteğinde yürütülecek gibi görünüyor. Yani hesaplanan bir iç savaş ve dışarıdan yapılacak müdahalenin birlikte icra edileceği hem klasik yöntemlerin hem de gayri nizami harp taktik, teknik ve yöntemlerinin, teknolojinin, modern silahların kullanıldığı bir savaş olacak bu savaş. Savaşın bir tarafında Türkiye diğer tarafında ABD, Avrupa, İsrail, Suudi Arabistan tarafından desteklenen PKK/PYD/PJAK olacak. Tabi IŞİD dışarıda ve içeride Türkiye’nin karşısında ayrı bir cephe açacak. Türkiye hızla bir savaşa doğru çekiliyor. Türkiye’nin güney doğusunda ABD destekli binlerce PKK’lının yok edilmesi ve 15 Temmuz 2016 ABD VE FETÖ darbesinin hüsrana uğramasını hazmedemeyenler içerde hala temizlenmemiş adamları var iken bir şeyler yapacağını düşünürler. Yani dolayısıyla Türkiye’nin önüne teslimiyet yada savaş seçeneğini koyuyorlar. ABD ve Avrupa’nın hazırlıkları bu yönde devam ediyor. Bölge ülkeleri özellikle İran’ın önemli ancak İran’ın tercihi ABD veya Avrupa’nın yanında olabilir. Aynı şeyi Rusya içinde söyleyebiliriz. Rusya bir süper güç ve bu güçlerin yani büyük devletlerin etki ve ilgi alanları çok geniş olduğu için farklı düşünebilirler. Farklı çıkarlarını dikkate alarak politikalarını değiştirebilirler. Yani içinde bulunduğumuz cephede hiçbir şey garanti değil. Türkiye hem içerden hem de Irak ve Suriye kuzeyinden ABD uşakları ve PKK ile kuşatılacak. Ya bunu kabule zorlanacak ya da ABD ve Avrupa desteğindeki PKK ile savaşacak. Bütün hallerde Türkiye’nin bunu aşacağına şüphem yok. Fakat en zor olan şey Türkiye’nin içten ve dıştan bir tehditle karşı karşıya kalmasıdır. Üstelik karşı karşıya bulunduğumuz tehdidi bertaraf edebilmek için epey bir süre gerekecek. Bu kritik dönemden ancak birlik, beraberlik, çok çalışma ve uygun ittifaklar, hatasız dış ve iç politikalar uygulanarak çıkabiliriz. - 3edfb903 bd0e 4549 9744 cd8d9dfb6fc7

Yorumlar

  1. Mustafa avatarı
    Mustafa

    Tespitler güzelde çözüm ne?

  2. Dan avatarı
    Dan

    Dikta rejimi herseyi haleder !! %11’de buyuduk bu arada !! Benzine zam yola devam !!

  3. Altay Tokat avatarı
    Altay Tokat

    Olası bir senaryo. Bugün T.C nin Yunanistan ın Ege de 20 civarında adayı işgal etmesine sessiz kalması PKK nın iştahını kabartırken müttefiklerimiz hayrete düşmüş ve güvenleri sarsılmıştır. Böyle olunca yeni yeni sorunlar oluşmaya devam edecek ve TC nin bekasına ve bütünlüğüne yönelik risk ve tehlikeleri dahada büyüyecektir. Türk Silahlı Kuvvetlerinin başına gelen belalar yeni politikaların üretilmesini kısıtlamaktadır. İç sorunlarımızı da eklersek çok bedel ödemek ve karışıklıklar yaşamak zorunda kalmamız kehanet olmaz diye düşünüyorum. Tek adam rejimlerinin doğasında olanlara şahit oluyoruz. Altay Tokat

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir