TEK YOL
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN YOLUDUR.
Sevgili okurlar; hiç kimsenin itiraz etmeye hakkı olmayan yol bu yoldur.
İçinde bulunduğumuz durum bellidir. Ülkenin kimler tarafından nasıl ve ne şekilde, bilinmez bir geleceğe doğru sürüklenmeye çalışıldığı bellidir.
Yıllardır içimizde besleyip, büyüttüğümüz vatan hainleri, dış mihrakların uydusuna girerek içeriden, ülkemizi parçalayıp, bölerek emperyalist devletlerin kucağına oturtmak istemekteler.
Bereketli topraklarımız sömürülmek, halkımız ezilmek ve yok edilmek istenmektedir.
En son ve en büyük tehlike de FET O’cuların yaptıkları hainlikler ile de meydana çıkmıştır.
Bu hainleri bugüne kadar besleyip büyüten, koruyup kollayan, yardım ve yataklık eden herkes suçlu ve vatan hainidir.
Bunlarla savaşan ve onları Devletin içerisinden temizlemeye çalışanlara yardım etmek de her vatanseverin görevi olmalıdır.
BU MELANETLERDEN KURTULMANIN TEK YOLU VARDIR, O DA MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN YOLUDUR.
600 yıldan fazla hüküm sürmüş Osmanlı devletinin 1. Dünya savaşının sonunda Mondros ve Sevr antlaşmaları sonucunda Anadolu toprakları emperyalist devletler tarafından işgal edilmiş, Türk milleti kıyım ve zulme uğramaya başlamıştı.
Yok, olma tehlikesi ile karşı karşıya kalınan o dönemde Allahın bir lütuf’u olarak, Türk Milletini şaha kaldıran, korkusuzca gerek iç ve gerekse dış düşmanlara karşı koyarak, Anadolu insanını uyandıran, tek vücut olmalarını sağlayan Mustafa Kemal değil miydi?
O Mustafa Kemal, çocukluğundan itibaren Osmanlı’nın yanlış politikalarını izlemiş, kendini yetiştirerek, ülkesini kurtarma planlarını yapmıştır.
Cesur yüreklidir. Karşısına çıkan tüm engelleri aşmasını bilmiş. Yılmamış, uğraşmış, karşısındakileri ikna etmiş, işgal altında yok olmaya mahkûm bir milleti şaha kaldırarak İstiklal savaşının kazanılmasına vesile olmuştur.
Yok, olan, parçalanan, Osmanlı Devletinin ismini değiştirerek, gene de Osmanlı’nın devamı sayılabilecek, ancak tek adamın idaresi değil, halkın iradesinin hâkim olabileceği Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurulmasını sağlamıştır. (23 Nisan 1920 de Büyük Millet Meclisi Ankara’da açılmış, 29 Ekim 1923 de de Cumhuriyet ilan edilmiştir. )
Tek kişinin despot idaresi değil, halkın idaresini tesis etmiştir.
Hâkimiyeti tek kişiye vermemiş, hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir diyerek, milleti ön plana çıkarmıştır.
Ayrı ayrı etnik gruplardan oluşan Anadolu halkını ayrıştırmak değil, birleştirmek yoluna giderek Ulus devletini oluşturmuştur.
Hangi ırktan, mezhepten, etnik kökenden olursan ol, NE MUTLU TÜRK’ÜM diyebiliyorsan, TÜRK’SÜN, bu vatan toprakları senin yurdun demiştir.
Türk Gençliğine hitap ederek: “EY TÜRK GENÇLİĞİ, BİRİNCİ VAZİFEN TÜRK İSTİKLALİNİ VE TÜRK CUMHURİYETİNİ İLELEBET MUHAFAZA VE MÜDAFAA ETMEKTİR.” Diyerek Cumhuriyeti Türk gençliğine emanet etmiştir. Bu emaneti yaparken de, kimseye muhtaç olmayın, senin muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur, diyerek, başkalarından medet umulmamasını tembihlemiştir.
Zira bir başkasından medet umar, yardım almayı istersen, mutlaka o kişiye taviz vermek zorunda kalırsın. Hele ki, yabancı devletler, senden taviz almadan, sana yardım etmezler.
Mustafa Kemal ulus devlet içerisinde Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Arnavut, Alevi, Sünni, Şafi vs. ayırımı yapmamıştır.
Hep birlik olmayı, birlikte Anadolu toprakları üzerinde mutlu-huzurlu, kalkınmış, çağdaş bir devlet olarak yaşamayı arzu etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin iç ve dış düşmanların hainlikleri karşısında da, Çanakkale’de, Dumlupınar’da, İstiklal Savaşında nasıl birlik ve beraberlik içerisinde mücadele edildiyse, gene aynı mücadeleyi bir olarak, diri olarak verilmesini istemiştir.
Mustafa Kemal Atatürk, ekonomik kalkınma dâhil, sanayide ve hemen her konuda proje üretmiş, ürettirmiş, görüş ve düşüncelerini söylemiştir. Milli Eğitim Politikası ile aydın ve ileri görüşlü gençlerin yetiştirilmesini istemiştir.
Hep ileri, çağdaş ve kalkınmış bir toplum olunmasını, istemiştir. Bağnazlıktan, geri kalmışlıktan, kokuşmuş fikirlerden uzak durulmasını arzu etmiştir.
Hiçbir şekilde ne ortanın solu, ne de ortanın sağı, ne komünizm, ne sosyalizm, ne kapitalizm, ne faşizm ne o izm, ne de bu izm, lerden medet umulmaması gerek.
Bizim yolumuz yurtta sulh, dünyada sulh olan ve Mustafa Kemal Atatürk’ün yolu olmalıdır.
Temel Anayasamız bu olmalıdır. Değişen dünya koşullarına göre gerekirse uyarlanmalıdır.
İç ve dış politika onun temel kurallarına göre uyarlanmalıdır.
Atatürk demek vatan demektir. Vatanın bütünlüğü, korunması, halkın refahı, medeni insan olunması, hukukun üstünlüğü, adaletin eşit şartlarda uyarlanması, köylüye, işçiye, öğretmene, emekliye değer verilmesi, tüketen değil, üreten bir toplum olunması Atatürk’ün yoludur. Komşuları ile iyi geçinen, komşularının vatanın topraklarından bir karışına dahi göz dikmelerine tahammül etmeyen, kendisinin de onların topraklarında gözü olmayan görüş ve düşüncede olan Mustafa Kemal Atatürk’ün yolu tek yoldur.
Yurtta Sulh, Dünya’da sulh, diyerek Dünya devletlerinin birbirlerini sömürmeden, işgal etmeden, tam bağımsız yaşamasını isteyen yol Mustafa Kemal Atatürk’ün yoludur.
Çocuklara, kadınlara, gençlere, yaşlılara değer veren yol Mustafa Kemal’in yoludur.
Milli bir politika izlenmesi, dil, din birliği sağlanması, manevi gücün arttırılması, ahlaklı ve faziletli bir toplumun olmasını isteyen yol Mustafa Kemal Atatürk’ün yoludur.
Yerli malı, yurdun malı diyerek, üretimin artmasını, tüketimin azalmasını, dışa bağımlı değil, içe bağımlı olarak, kendi kendisine yetecek bir ülke olunmasını isteyen yol Mustafa Kemal Atatürk’ün yoludur. “İstikbal göklerdedir” diyerek, göklere hâkim olunması işaretini veren ve havacılık sektörünü destekleyen, Mustafa Kemal’in yolu tek yoldur.
Ordusunun güçlü olmasını, emniyet güçlerinin halkın huzuru için mücadele etmesini isteyen yol Mustafa Kemal Atatürk’ün yoludur.
Kısaca; Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Atatürk’ün önderliğinde ulusal bağımsızlığını kazanmış, Cumhuriyeti kurmuş, saltanatı kaldırmış, hilafete son vermiş, ulusal birliği sağlamış, Hukuk ve eğitim gibi toplumsal alanlarda gerçekleştirdiği reformlarla çağdaş Türkiye Cumhuriyetini biçimlendirmiştir.
Ulusal sanayinin ve ekonominin gelişmesine öncülük etmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin din ve devlet işlerini birbirinden ayıran Laik, Demokrat, bir devlet olarak yaşamasını isteyen Mustafa Kemal Atatürk’ün yolu tek yoldur. SON SÖZÜMÜZ:
Eğer bizler ülkemizin bağımsız ve kalkınmış bir ülke olmasını istiyorsak; Ne ortanın solu, ne de ortanın sağı, ne emperyalizm, ne de kapitalim, ne sosyalizm, ne de komünizm, ne de faşizm gibi başka arayışlar içerisinde olmamalıyız.
Bize yol gösteren, ışık tutan, geleceğimiz ile ilgili her konuda görüş ve düşüncelerini bizlere açıklayan, namuslu, dürüst, vatansever bir ulus olmamızı isteyen MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN YOLU TEK YOLUMUZ OLMALIDIR.
15.01.2018
Zekeriya Tümer
[email protected]
Bir yanıt yazın